Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/1726
Karar No: 2017/2590
Karar Tarihi: 11.06.2017

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2016/1726 Esas 2017/2590 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Taşeron bir firma ile yapılan eser sözleşmesinde sözleşme dışı iş bedeli tahsilinin ve eksik işler için 3. kişilere ödenen bedelin tahsilinin talep edildiği iki farklı davada mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine karar verildiği ancak kararın gerekçeli olmaması sebebiyle temyiz edildiği belirtilmiştir. Mahkeme kararlarının açık ve gerekçeli olması hukuki dinlenilme hakkının sağlanması açısından önemlidir ve kararda delillerin tartışılması, red ve üstün tutulma sebepleri, sabit görülen vakalarla bunlardan çıkarılacak sonuç ve hukuki sebebin gösterilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Mahkemece kısa karar ve gerekçeli karar arasında çelişki oluşturmamak için bilirkişi raporunun sonuç kısmının doğru olduğunun belirtilmesi ve eksik mahsup talebinin kararda yer almaması gerektiği ifade edilmiştir. Kararın hukuki dayanaklarını ise HMK'nın 297. ve 6100 sayılı HMK'nın 183. maddeleri ile T.C. Anayasası'nın 141/3. maddesi oluşturmaktadır.
15. Hukuk Dairesi         2016/1726 E.  ,  2017/2590 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
    Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı-birleşen dosya davacısı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş
    olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

    - K A R A R -

    Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup taşeron tarafından açılan asıl davada; sözleşme dışı yapılan iş bedellerinin tahsili, yüklenici tarafından açılan birleşen davada ise eksik işler için 3. kişilere ödenen bedelin tahsilinin talep edildiği, mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine dair verilen karar, davalı birleşen dosya davacısı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkeme kararları belli bir şekle uygun olarak yazılmalıdır. Kararın nasıl yazılacağı konusundaki şekil 6100 sayılı HMK"nın 297. maddesinde gösterilmiş olup, bunlar arasında en önemlilerinden biri de kararın gerekçeli olmasıdır. Kararın açık ve gerekçeli olması hukuki dinlenilme hakkının sağlanması açısından önemlidir. Gerekçesiz bir kararın Yargıtay’ca denetlenmesi de mümkün değildir. Tarafların ileri sürdüğü iddia ve savunmalar ve bunların dayandıkları deliller, kararda tartışılıp gerekçeleri açıklandığı ölçüde karar, hukuki dinlenilme hakkına uygun olacaktır. Mahkeme kararının gerekçeli olması hususu 6100 sayılı HMK"nın 297. maddesinde belirtildiği gibi T.C. Anayasası"nın 141/3. maddesi uyarınca mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olması zorunludur. Kararda; diğer hususlar yanında, delillerin tartışılması, red ve üstün tutulma sebepleri, sabit görülen vakalarla bunlardan çıkarılacak sonuç ve hukuki sebebin gösterilmesi gerekir. Gerekçe doyurucu olmalı, kararın neden, nasıl, hangi hukuki sebeplere düzenlemelere dayandırıldığı ortaya konmalı, maddi olgularla hüküm arasındaki mantıksal bağlantı açıklanmalıdır. Tarafların o dava yönünden hukuk düzenince hangi nedenle haklı ya da haksız görüldüğünü anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimi yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o
    içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçesinin bulunması bu yasal ve Anayasal düzenlemeler karşısında zorunludur.
    Bu anlatımlar ışığında somut olaya gelince; mahkemece, 10.03.2015 tarihli kısa kararla asıl davanın kısmen kabulü ile KDV dahil 83.029,52 TL"nin fatura tebliğ tarihi olan 25.05.2011 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, 07.04.2015 tarihinde yazılan gerekçeli kararda ise 17.01.2014 tarihli bilirkişi heyet raporuna atıf yapılarak “...İşveren tarafından iş artış bedeli olarak 15, 16, 17 no"lu hakediş raporlarına göre ödenen bedel toplam KDV hariç 83.029,52 TL"dir. Davacı ek işler karşılığı 99.270,67 TL"lik fatura kesmiştir. Fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 5.000,00 TL üzerinden açtığı davasını 26.03.2013 tarihinde 94.270,67 TL artırarak 99.270,67 TL"ye çıkartarak talepte bulunmuştur. Davacının iş artış bedelini nasıl talep edeceğine ilişkin taraflar arasındaki sözleşmede hüküm bulunmadığı anlaşılmıştır. Taraflarda bu hususta anlaşamamışlardır. Bu nedenle, 17.01.2014 tarihli bilirkişi heyet raporuna göre Yapım İşleri Genel Şartnamesi hükümlerine, piyasalardaki yerleşik uygulamalara ve Emanet İşleri Yönetmeliği"ne göre, davacıya ödemesi gereken KDV dahil 88.177,34 TL, KDV hariç 74.726,56 TL olması gerektiği ve KDV dahil 88.177,34 TL üzerinden hüküm kurulması gerekirken sehven maddi hata ile 83.029,52 TL üzerinden hüküm kurulmuş ve davanın kısmen kabulüne fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.” şeklinde gerekçe ile asıl dava yönünden kısa karar gibi hüküm kurulmuştur.
    6100 sayılı HMK"nın 183. maddesi uyarınca açık yazı ve hesap hatalarının maddi hata olduğu ve bunların da karar verilinceye kadar düzeltilebileceği hüküm altına alınmıştır. Her ne kadar mahkemece gerekçesinde, 88.177,34 TL üzerinden hüküm kurulması gerekirken sehven maddi hata ile 83.029,52 TL üzerinden hüküm kurulduğu belirtilmiş ise de hükme esas alınan bilirkişi raporu ve HMK"nın 183. maddesinin açık hükmü karşısında mahkemece maddi hata yapılmadığı, bilirkişi raporunun sonuç kısmı yerine “değerlendirme” başlıklı 3 nolu bendinin hükme esas alındığı anlaşılmaktadır. Bu durumda; gerekçeli kararda raporun sonuç kısmının doğru olduğunun belirtilmesi ve maddi hataya dayalı olarak 83.029,52 TL yönünden karar verilmesi kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki oluşturmuştur.
    Ayrıca mahkemece gerekçeli kararda; “Davalı-karşı davacı yüklenici ayrıca 2.900,10 TL eksik iş bedelinin davacı alacağından mahsubunu talep etmiştir. Davalı yüklenici..... davacının sözleşme kapsamında yapması gereken ancak yapmadığı işlerin varlığını ispatlayamamıştır. Bilirkişi raporlarına göre davacı sözleşmeyi tam ve eksiksiz olarak ifa etmiştir. Bu husus 08.07.2011 tarihli teknik bilirkişi raporuyla sabittir.” gerekçesi ile davalı birleşen dosya davacısının mahsup talebi reddedilmiştir. Davalı birleşen dosya davacının açıklanan şekilde bir mahsup talebi bulunmamaktadır. Dosya kapsamında bulunan, 30.05.2015 tarihli heyet raporunun 9. sayfasında; fazlaya işe ilişkin talepte ihaledeki indirim oranının da bir tenzilat yapılması yönündeki kabulünün bozma nedeni olarak görülmemesi ve dava dosyasında da indirimin uygulanabileceği yönündeki görüşü desteklemesi için Dairemize ait 27.06.2013 tarih ve 2012/4508 Esas, 2013/4243 Karar sayılı ilamı örnek verilmiş ve 2.900,10 TL"lik mahsup talebinin bu örnek karar ile ilgili olduğu ve dava konusu gibi gerekçeli karara yazıldığı
    anlaşılmakla dava konusu ile ilgili olmayan bir talep hakkında da karar verilmesi doğru olmamış bu haliyle kararda denetime elverişli gerekçe bulunmadığından ve kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulduğundan sair temyiz itirazları incelenmeksizin hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı-birleşen dosya davacısı lehine BOZULMASINA, bozma nedenine göre temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalı-birleşen dosya davacısına geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 11.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi