19. Hukuk Dairesi 2017/1055 E. , 2018/5015 K.
"İçtihat Metni" 19. HUKUK DAİRESİ
YARGITAY KARARI
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl itirazın iptali ve birleşen menfi tespit davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne ve birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl davalı-birleşen davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Asıl davada davacı vekili, davalının 3 adet senet tanzim ederek müvekkiline verdiğini, senetler ödenmeyince bunlardan biri için başlatılan ilamsız takibin davalının itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Asıl davada davalı vekili, davalının davacıdan 30.000,00 TL nakit aldığını, bunun karşılığında da 3 adet bononun düzenlenerek davacıya teslim edildiğini, alınan 30.000,00 TL"nin 04.01.2012 tarihinde davacıya iade edildiğini, davacının kendisine teminat amacıyla verilen bonoları iade etmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili, asıl dava konusu olan bonolardan ikisinin bedelsiz olduğunu ileri sürerek bu bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespitini ve %20"den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili, kambiyo senetlerinin illetten mücerret olduğunu, senedin bedelsizliğini ispat yükünün davacıda olduğunu, yazılı delille ispatı gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, davacı defterlerinde dava konusu senetlerin alacak senetleri hesabına borçlandırılmak suretiyle kaydedildiği davalı tarafından yapılan 30.000 TL bedelli ödemenin davacı defterlerinde senet bedeli ödemesi olarak değil cari hesap bakiyesi ödemesi olarak kayıt altına alındığı, senetlere ilişkin herhangi bir tahsilat kaydına rastlanmadığı, birleşen davada davacının 12.805,00 TL miktarındaki takip konusu borcunun bedelsiz kaldığı gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm asıl davalı-birleşn davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Asıl davada davalı- birleşen davada davacı ..., karşı taraftan 30.000,00 TL borç aldığını, karşılığında da her iki davanın konusu olan 3 adet bono verdiğini, aldığı borç parayı banka havalesiyle ödediğini ancak karşı tarafın bonoları iade etmek yerine takibe koyduğunu, ilamsız takibe konu bonoda ödeme emrine itiraz ettiğini, kambiyo takibine konu 2 adet bono için menfi tespit davası açtığını bildirmiştir. Dava konusu 3 adet bononun da tanzim tarihi 25.10.2011 olup bunlardan birincisi 30.12.2011 vadeli 20.000,00 TL bedelli, ikincisi 30.01.2012 vadeli 25.000,00 TL bedelli, üçüncüsü 30.02.2012 vadeli 20.000,00 TL bedellidir. Borçlu ..."un karşı tarafa banka dekontuyla yaptığı 30.000,00 TL"nin ödeme tarihi 04.01.2012 olup dekontta ödemenin hangi borca ilişkin olduğu belirtilmemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sırasında borçlu ... gerçek borcunun sadece 30.000,00 TL olduğunu ispatlayamamıştır. Bu durumda mahkamece yapılacak iş ..."un borçlu olduğu bu 3 bonoya karşılık yaptığı 30.000,00 TL"lik ödemenin BK."nun 86 (TBK"nun 102.) maddesindeki düzenlemeye göre yapılan ödemenin hangi bonoları ne oranda karşılıksız bıraktığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırmak ve sonucuna göre karar verilmesinden ibaret iken cari hesap ilişkilerini de inceleyen yetersiz bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması yerinde olmamış hükmün asıl davada davalı birleşen davada davacı ... yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün asıl davada davalı birleşen davada davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı-birleşen davacıya iadesine, 17/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.