Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/28268 Esas 2018/1101 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/28268
Karar No: 2018/1101
Karar Tarihi: 01.02.2018

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/28268 Esas 2018/1101 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı avukat, üç senedin tahsili için başlatılan icra takiplerinin kesinleşmesinin ardından borçluların malları üzerine haciz konulduğunu ancak davalının borçlular ile anlaşıp alacağını haricen tahsil ettiğini, kendisine de vekalet ücretini ödemediğini ileri sürerek itirazın iptaline ve inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Ancak mahkeme, davacının taleplerini reddetmiştir. Davacı tarafından yapılan temyiz başvurusu sonrasında Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, mahkemenin gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturduğu gerekçesiyle kararı bozmuştur. Ayrıca, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 294 ve 297. maddelerinde hüküm fıkrasında nelerin yer alacağı açıklanmış; hükümde, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerinin yer alacağı belirtildikten sonra, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı belirtilmiştir.
13. Hukuk Dairesi         2015/28268 E.  ,  2018/1101 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacı, avukat olduğunu, davalının alacaklı olduğu üç adet senedin tahsili amacı ile üç ayrı icra takibi başlattığını, takiplerin kesinleşmesi sonrasında haciz ve diğer tüm icra işlemlerini yerine getirdiğini, borçluların malları üzerine hacizler konulmasından sonra davalının borçlular ile anlaştığını ve alacağını haricen tahsil ettiğini, kendisine de hacizlerin kaldırılması ve dosyaların düşürülmesi yönünde talimat verdiğini, ancak vekalet ücretini ödemediğini, bu nedenle başlattığı takibin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın kabulü ile davalının ... 37. İcra Müdürlüğünün 2012/4615 sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
    1-Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 2009/19-109 Esas ve 2009/123 Karar sayılı ilamında değinildiği üzere, 10.04.1992 tarih, 1991-7 Esas 1992-4 Karar Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince, hâkimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli karar uyum içinde olmalıdır. Yargı erkinin görev ve yetkisi, Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak, keza İçtihadı Birleştirme Kararlarının bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar ve hüküm arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir. Tefhim edilen hüküm başka, gerekçeli karardaki hüküm veya gerekçe başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır.
    Öyle ki, İçtihadı Birleştirme Kararında bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde, başka hiçbir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir. Ayrıca 6100 sayılı HMK 294 ve 297 maddelerinde hüküm fıkrasında nelerin yer alacağı açıklanmış; 6100 sayılı HMK 297/son maddesi gereğince; hükümde, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerinin yer alacağı belirtildikten sonra, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli olduğu belirtilmiş yine anılan kanunun 298/2.maddesi gereğince de; gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı belirtilmiştir.
    Temyize konu 16.335,00 TL"lik icra takibine ilişkin itirazın iptali davasında, gerekçeli kararın hüküm kısmında “Davacının davasının kabulü ile, davalının ... 37. İcra Müdürlüğünün 2012/4615 sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline," şeklinde hüküm kurulmasına rağmen gerekçede, bilirkişi incelemesi neticesinde yapılan hesapta davacı avukatın talep edebileceği vekalet ücreti alacağı 14.406,78 TL olarak hesap edildiğinden ve Mahkemece bilirkişi tarafından yapılan hesap uygun görüldüğünden davacının davasının kısmen kabulüne karar verildiği açıklanmıştır. O halde, mahkemece, açıklanan yasal düzenleme gözetilmeyerek gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturulması HMK 297.maddesine aykırı olup, bozma gerektirir.
    2-Bozma nedenine göre, tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan 1. bent gereğince temyiz edilen kararın BOZULMASINA, 2. bent gereğince diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 27,70 TL harcın davacıya, 278,96 TL harcın davalıya iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.