6. Ceza Dairesi 2015/2768 E. , 2018/318 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yağma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm duruşmalı olarak da temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Hükmedilen cezaların sürelerine göre, sanıklar ... ve ... tarafından yapılan duruşmalı inceleme isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK.nun 318. maddesi gereğince REDDİNE,
Sanıklar ... ve ... hakkında, yakınan ...’e yönelik kasten yaralama suçu bakımından zamanaşımı süresi içerisinde mahalinde işlem yapılması olanaklı görülerek yapılan incelemede;
Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1) 05/08/2013 tarihinde gece saat 21:00 sıralarında, lunaparktan çıkan yakınan ... ile daha önceden tanıdığı sanıklar ... ve ...’ın, vali konağının önünde karşılaştıkları, sanık ..."ın lunaparkta gondola binmek amacıyla yakınandan para istemesi üzerine yakınanın rızası doğrultusunda 20 TL verdiği, parayı alan sanığın, yakınanın telefonunu istediği ancak vermek istememesi üzerine sanık ..."un ‘versene ulan’ diye bağırdığı, bu esnada yakınanın arkasında bulunan sanık ... ve soruşturması ayrı kimliği belirsiz iki kişinin ele geçirilemeyen bıçaklarla yakınanın kalçasına, bacaklarına vurmak suretiyle basit tıbbi müdahale ile giderilemez şekilde yaraladıkları, sesler üzerine dışarı çıkan yakınanın arkadaşı tanık ..."i gören sanıkların, olay yerinden telefonu alamadan uzaklaştıkları olayda;
Sanıkların eyleminin silahla, birden fazla kişiyle birlikte ve gece vakti işlenen nitelikli yağma suçunu oluşturduğu, gerekçenin ilk paragrafında; benimsendiği halde gerekçeli kararın; 2.paragrafında, bu kere aynı suçun silahla, birden fazla kişiyle birlikte, gece vakti ve yol kesmek suretiyle işlendiğine yer verilip, aynı fiili failleri ile ilgili tefhimle infaza esas hüküm fıkrasında da; sanık ... bakımından TCK’nun 149/1-a-c-h maddeleri; sanık ... bakımından TCK’nun 149/1-a-c-d maddelerine yer verilerek gerekçe ile uygulamalar arasında duraksamalara neden olunması,
2) Kabule göre de;
Sanıkların, yakınanın yol üzerinde geçişini engelleyecek şekilde önceden engeller koyarak ve tertibat alarak yolunu kesmek biçiminde bir hareketlerinin bulunmadığı ve bu bağlamda yol kesmekten söz edilemeyeceği gözetilmeden, uygulama koşulları oluşmayan (d) bendi ile uygulama yapılması,
3) 5237 sayılı TCK"nın 2. maddesinin “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz” hükmünü içerdiği, yaşı küçük sanıklar hakkında hangi hallerde çocuklara özgü güvenlik tedbirlerinin uygulanabileceğinin aynı Yasanın 31. maddesinde açık olarak belirtildiği, çocuklara özgü güvenlik tedbirlerinin ne olduğunu gösteren 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 11. maddesinde de, “Bu Kanunda düzenlenen koruyucu ve destekleyici tedbirler, suça sürüklenen ve ceza sorumluluğu olmayan çocuklar bakımından, çocuklara özgü güvenlik tedbiri olarak anlaşılır.” hükmü karşısında; yağma suçundan mahkum olan sanıklar hakkında uygulama koşulları bulunmadığı halde, ayrıca 5395 sayılı Çocuk Koruma Yasasının 5. maddesi uyarınca tedbir kararı verilmesi,
4) Mahkemece 5271 sayılı Yasa’nın 150/3. maddesi uyarınca, sanıkların savunmasını yapmak üzere zorunlu savunman görevlendirilmesi nedeniyle, savunmana ödenen avukatlık ücretinin, sanıklara yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye açıkça aykırı olması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ... ve sanıklar savunmanının temyiz itirazları yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 18.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.