Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/2365
Karar No: 2018/1383
Karar Tarihi: 02.10.2018

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/2365 Esas 2018/1383 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2017/2365 E.  ,  2018/1383 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Yargıtay 12. Hukuk Dairesi (İlk Derece)



    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 12. Hukuk Dairesince;
    “GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
    İDDİA: Davacı vekili duruşmada tekrarladığı dilekçesinde özetle; müvekkilinin ticari alacağı nedeniyle borçlu S.S Gül 91 Yapı Kooperatifi hakkında Ümraniye 1. İcra Müdürlüğünün 2002/6886 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibe itiraz edilmesi nedeniyle İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesine açtıkları 2002/1817 esas sayılı itirazın kısmen iptaline ilişkin dava sonucu verilen 28.02.2008 günlü itirazın iptaline ilişkin hükmün Yargıtay 15. Hukuk Dairesi tarafından 12.05.2009 tarihinde onanarak kesinleştiğini, borçlu kooperatif adına kayıtlı Ümraniye Çekmeköy 22 ada 4 parselde kayıtlı 11 adet taşınmaza haciz konulduğunu, arsa sahibi Mavişe Selvi"nin Kadıköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinden aldığı 2004/533 esas 2009/433 karar sayılı ilamı gerekçe göstererek yaptığı başvuru sonucu Ümraniye 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2010/45 esas 2010/10 sayılı kararı ile taşınmazlar üzerindeki haczin kaldırıldığını, temyizleri üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesi"nin 2010/20675 esas 2011/952 sayılı ilamı ile haczin kaldırılmasına ilişkin kararın bozulduğunu, karar düzeltme isteminin reddedildiğini, bozmadan sonra mahkemece verilen hacizlerin kaldırılmaması yönündeki kararın aynı Daire tarafından 2012/29504 esas 2013/5404 sayılı ilam ile onandığını, onamaya karşı yapılan karar düzeltme isteminin reddedildiğini, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin bozma ilamından sonra tapuya haciz müzekkeresi yazıldığını, ancak hacizli toplam 11 adet taşınmazdan 3"ü dışındakilerinin Mavişe Selvi tarafından elden çıkarıldığının tespit edildiğini, kalan 3 taşınmaza haciz konulup 2 taşınmazın ihalesi yapılmakla birlikte ihalenin henüz kesinleşmediğini, taşınmazların arsa sahibi Mavişe Selvi"ye tesciline ilişkin Kadıköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi ilamında hacizlerin kaldırılmasına ilişkin bir hüküm bulunmamasına rağmen Ümraniye 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2010/45 esas 2010/10 sayılı haczin kaldırılması kararı ile alacağın tahsilinin zorlaştığını, borçlu kooperatifin başkaca taşınmazı da bulunmadığını, ne kadar tahsilat yapılacağının henüz bilinmediğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere belirsiz alacak davası olarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
    SAVUNMA: Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığını, dava konusu edilen karar nedeniyle oluşan bir zarar bulunmadığını, kararın mevzuata uygun olarak verildiğini, verilen kararda kasıt, kusur veya hata bulunmadığını, kararın, delillerin değerlendirilerek soyut yasa hükümlerinin somut olaya uygulanması sonucu hak ve nesafet kuralları gözetilerek vicdani kanaat doğrultusunda verildiğini, HMK"nun 46. maddesinde öngörülen tazminat koşullarının oluşmadığını ileri sürerek davanın reddine ve disiplin para cezası ile yargılama giderlerine hükmedilmesini istemiş, yargılama aşamasında dilekçesini tekrar etmiştir.
    İHBAR; Dava dilekçesi ve ekleri ile tensip tutanağı kendisine tebliğ edilen Hâkim ... Sarıoğlu davaya karşı bir beyanda bulunmadığı gibi yargılamaya da katılmamıştır.
    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
    Dava; HMK’nun 46. maddesi uyarınca hakimin yargısal faaliyetinden kaynaklanan ve Hazine aleyhine açılan tazminat istemine ilişkindir.
    GÖREV: Görevli yargı merciine ilişkin olarak HMK’nun 47. maddesinde; “Devlet aleyhine açılan tazminat davası, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi hâkimlerinin fiil ve kararlarından dolayı, Yargıtay ilgili hukuk dairesinde…açılır ve ilk derece mahkemesi sıfatıyla görülür” hükmüne yer verilmiştir. Bu maddeye göre, karar temyiz edilse idi, temyiz incelemesi Yargıtay’ın hangi Hukuk Dairesinde yapılacak idiyse, dava o hukuk dairesinde açılacaktır. İcra Hukuk Mahkemesi Hâkimlerinin, ilâma dayanmayan takiplerden kaynaklanan şikayete ilişkin kararlarından dolayı tazminat davası açılmış olup, bu konuda temyiz mercii Dairemiz olduğundan, ilk derece mahkemesi sıfatıyla davaya bakmaya da görevli bulunmaktadır.
    SÜRE : Dava yasal süre içerisinde açılmıştır.
    İHBAR :HMK’nun 48. maddesinin 2. fıkrasında yer alan; “Mahkeme, açılan tazminat davasını, ilgili hâkime resen ihbar eder” emredici hükmü gereği, dava, kararı veren hâkim ... Sarıoğlu"na re"sen ihbar edilmiştir.
    HARÇ VE GİDER AVANSI: HMK’nun 120. maddesinin 1. fıkrasında; “Davacı, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığınca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır” hükmüne yer verilmiş olup, davacı anılan hüküm gereğince dava açarken ödemesi gereken harç ve gider avansını yatırmıştır.
    ÖN İNCELEME: Dava dilekçesi ve ekleri ihbar olunan ile davalıya, davalı vekilinin cevap dilekçesi davacı vekiline tebliğ edilmiş, HMK’nun 137 v.d. maddeleri uyarınca ön inceleme aşaması tamamlanmış, tarafların sulh olmayacakları anlaşıldığından tahkikata geçilmiştir.
    HMK’nun 46/1. maddesinde, Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı Devlet aleyhine tazminat davası açılabileceği vurgulandıktan sonra, dava sebepleri;
    Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması, sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması, farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması, duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması, duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması, hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması şeklinde tahdidi olarak gösterilmiştir.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.07.2011 gün ve 2011/4 Esas 2011/4 Karar sayılı kararında vurgulandığı üzere, Hâkimlerin görevlerini yaparken yargısal faaliyetleri sebebiyle, kasıtla veya ağır ihmalle kanuna açıkça aykırı karar vermiş olmaları durumunda, vermiş oldukları zararlar için HMK"nun 46. maddesinde sayılan hâllerde haklarında tazminat davası açılabilecektir. Açıklanan hükümler, hâkimin vicdani kanaatindeki bağımsızlığını, yargı erkinin herhangi bir etki altında kalmamasını ve adalete güven duygusunun sarsılmamasını temin amacıyla yasaya konulmuştur.
    T.C. Anayasasının 138/1-2. maddesi gereğince; “Hâkimler görevlerinde bağımsızdırlar. Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz.” Hâkimlerin Anayasa güvencesi altına alınan bağımsızlığı, ilke olarak yargı fonksiyonunun ifa edilmesi dolayısıyladır. Yargı yetkisinin özellikleri, hâkimler için özel bir sorumluluk düzeninin uygulanmasını zorunlu kılmıştır. Zira yargı görevinin bağımsızlık ve tarafsızlık içinde aksatılmadan yerine getirilmesi esastır. Gerçekten, hâkimlerin diğer devlet memurlarının tâbi bulundukları sorumluluk esaslarına bağlanmaları, yaptıkları her işlemin, aleyhlerine bir tazminat davasına yol açabileceğini düşünmelerine ve bunun sonucu olarak tereddüt içinde kalmalarına yol açabilir.
    Tabiidir ki; adaletin gerçekleşmesi, hâkim hakkında sorumsuzluk müessesesinin kabulünü gerektirmez. Ancak, hâkimin hukuki sorumluluk hâlleri benimsenirken, yargısal faaliyetten ibaret olan esas görevinin aksatılmamasına büyük özen gösterilmesi zorunludur. Gelişigüzel bir sorumluluk sisteminin benimsenmesi, hâkimin bağımsızlığını ve tarafsızlığını tehlikeye düşürebilir.
    Hâkimlerin verdikleri kararlarından dolayı ilke olarak sorumlu tutulmayacakları esas olmakla beraber, Hukuk Muhakemeleri Kanunu, hâkimin bağımsızlığı kadar tarafsızlığını da güvence altına almak amacıyla, onun hukuki sorumluluğunu sınırlı olarak kabul etmiş ve aynı zamanda sorumluluğun tespitini özel bir usule tâbi tutmuştur.
    Hâkimin yargılama faaliyetinden dolayı Devlet aleyhine tazminat davası açılabilmesi için; HMK’nun 46. maddesinde tahdidi olarak yazılı bulunan sebeplerin bir ya da bir kaçının gerçekleşmesi, Hâkimin görevini yaparken davacıya karşı düşmanlığı veya karşı tarafla dostluğu nedeniyle, davacı aleyhine, kasıtla veya ağır ihmalle kanuna açıkça aykırı karar vermiş olması, kasten adalete ve yasalara aykırı karar verdiğinin, tevil ve tefsire ihtiyaç göstermeyecek derecede açık ve kesin olması, davacının karardan dolayı zarar görmesi ve hâkimin davranışı ile zarar arasında illiyet bağının olması ve bu hususların davacı tarafından kanıtlanması gerekir.
    Somut olayda; alacaklının borçlu kooperatif hakkında Ümraniye 1. İcra Müdürlüğünün 2002/6886 esas sayılı dosyası ile başlattığı genel haciz yolu ile ilamsız takibin, İstanbul Asliye 3. Ticaret Mahkemesinin 2002/1817 esas sayılı dosyasında verilip temyiz incelemesinden geçerek kesinleşen itirazın kısmen iptali kararı ile iptal edilen miktar itibariyle kesinleştiği, haciz aşamasına geçilen takipte borçlu kooperatif adına kayıtlı Ümraniye Çekmeköy 22 ada 4 parselde kayıtlı taşınmazlar üzerine haciz konulduğu, satışa hazırlık aşamasında, takipte taraf olmayan arsa sahibi 3. kişi Mavişe Selvi"nin hacizli taşınmazların borçlu kooperatif adına olan tapu kayıtlarının iptali ile kendi adına tesciline dair Kadıköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinden aldığı 18.06.2009 tarih ve 2004/533 esas - 2009/433 karar sayılı ilâmı ibraz ederek hacizli taşınmazlar üzerindeki haczin kaldırılması isteminde bulunduğu, söz konusu başvurunun Ümraniye 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 21.01.2010 tarih ve 2010/45 esas 2010/10 sayılı kararı ile kabul edilerek 07.01.2010 tarihli haciz işleminin kaldırılmasına ve satışın iptaline karar verildiği, haczin kaldırılmasına ilişkin söz konusu kararın alacaklının temyizi üzerine Dairemizce 17.02.2011 tarih ve 2010/20675 esas 2011/952 karar sayılı ilamı ile bozulup karar düzeltme isteminin de 10.10.2011 tarih ve 2011/18318-18617 sayılı ilamı ile reddedildiği, haczin kaldırılması kararının bozulmasından sonra yeniden haciz konulması sırasında hacizli taşınmazlardan üçü dışındakilerinin Mavişe Selvi tarafından elden çıkarıldığı, bu nedenle mülkiyeti devredilen taşınmazlar ile ilgili haczin uygulanamadığı anlaşılmakta ise de; ihbar olunan hâkimin, kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı, sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı, farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm vermiş olduğunu, duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak, duruşma tutanakları ile hüküm veya kararları değiştirmiş yahut tahrif etmiş veya söylenmeyen bir sözü hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi göstermiş ve buna dayanılarak hüküm vermiş olduğunu, hakkın yerine getirilmesinden kaçınmış olduğunu, kasıtlı hareketle veya ağır ihmal sonucu, yasaya ve adalete aykırı karar verdiğini veya memuriyet görevini savsadığını kabule yeterli delil bulunmadığı anlaşılmaktadır.
    Tüm dosya kapsamından, hâkimin bağımsızlığı ve tarafsızlığı ile bunların gerçekleştirilmesine yönelik teminatlar, hâkimlerin keyfî davranabilecekleri, istedikleri şekilde karar verebilecekleri ve bu kararlardan da sorumlu olmayacakları anlamına gelmemekle birlikte, somut olayda, yukarıda detaylıca açıklandığı üzere HMK’nun 46. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisinin mevcut olmadığı sonuç ve vicdani kanaatına varıldığından, işbu davanın esastan reddine ve aynı yasanın 49. maddesi hükmü uyarınca davacının takdiren 500,00 TL disiplin para cezası ile mahkûmiyetine karar vermek gerekmiştir.
    HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara ve heyetin takdirine göre;
    1- HMK"nun 46.maddesi uyarınca açılan davanın REDDİNE,
    2- HMK’nun 49. maddesi uyarınca davacının takdiren 500,00 TL disiplin para cezası ile cezalandırılmasına,
    3- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 37,25 TL başvurma harcı yerine 24,30 TL alınmış olduğundan, eksik kalan 12,95 TL başvurma harcı ile 57,60 TL maktu karar ve ilam harcı, peşin alınan 854,00 TL harçtan düşülerek, arta kalan 783,45 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek hâlinde ödeyene iadesine,
    4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
    5-HMK’nun 333. maddesi gereği, hükmün kesinleşmesinden sonra, davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısım kalması halinde davacıya iadesine karar verilerek, tebliğ giderinin iade edilecek avanstan karşılanmak suretiyle bu kararın davacıya tebliğine,
    6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalı yararına hesaplanan 3.000,00 TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,”
    dair oybirliği ile verilen 23.01.2015 gün ve 2014/1 E., 2015/1 K. sayılı karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Davacı tarafın temyiz isteminin süresinde olduğunun anlaşılmasından ve dosyadaki tüm kâğıtların okunmasından sonra gereği düşünüldü:
    Dava, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
    Davacı vekili müvekkilinin bir ticari alacağından dolayı borçlu S.S. Gül 91 Yapı Kooperatifi hakkında ilamsız icra takibi başlattığını, borçlunun itirazı üzerine 09.12.2002 tarihinde İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2002/1817 E. sayılı dosyası ile borçlu hakkında itirazın iptali davası açtığını, mahkemece itirazın iptaline ve takibin devamına karar verildiğini, bu kararın onanarak kesinleşmesi üzerine borçlu kooperatif adına kayıtlı on bir adet bağımsız bölümü üzerine haciz konulduğunu, bunun üzerine arsa sahibinin Kadıköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2004/533 E. 2009/433 K. sayılı kararını gerekçe göstererek yaptığı başvuru sonucu Ümraniye 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2010/45 E. 2010/10 K. sayılı kararı ile taşınmazlar üzerindeki haczin kaldırıldığını, bu kararın Yargıtay 12. Hukuk Dairesince bozulduğunu ve karar düzeltme isteminin reddedildiğini, bozmaya uyan Ümraniye 1. İcra Hukuk Mahkemesince haczin kaldırılması talebinin reddedildiğini, bu kararın arsa sahibi Mavişe Selvi tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesince onandığını ve karar düzeltme isteminin reddedildiğini, bozmadan sonraki aşamada tapu müdürlüğüne haciz için müzekkere yazıldığını ancak taşınmazlardan üç tanesi dışındakilerin Mavişe Selvi tarafından satıldığının anlaşıldığını, kalan üç taşınmaza haciz konulup iki taşınmazın ihalesi yapılmakla birlikte ihalenin henüz kesinleşmediğini, taşınmazların Mavişe Selvi adına tesciline ilişkin Kadıköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin kararında taşınmazlar üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına ilişkin açık bir hüküm olmamasına ve üstelik hükmün gerekçe kısmında davacının taşınmaz üzerindeki hacizleri kabul ederek kendi adına tescilini istediği de belirtilmiş olmasına rağmen Ümraniye 1. İcra Hukuk Mahkemesince verilen haczin kaldırılması kararı ile alacağın tahsilinin zorlaştığını, borçlu kooperatifin başkaca taşınmazı da bulunmadığını, kalan üç taşınmazdan alacağın ne kadarının tahsilinin mümkün olacağının henüz bilinmediğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile belirsiz alacak davası olarak davanın kabulü ile mahsuplardan sonra kalacak alacağın faizleri ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ... Hazinesi vekili davanın süresinde açılmadığını, uğranıldığı iddia edilen zararın dayanağı bulunmadığını, zararın neden ibaret olduğunun belirtilmediğini, kararın yasal mevzuata uygun olarak verildiğini, işlemde kusur, kasıt ve hata olmadığını, HMK"nın 46. maddesinde belirtilen koşulların oluşmadığını, ayrıca HMK’nın 48. maddesine göre dayanılan sorumluluk nedenlerini ispata yarayacak yeterli delil sunulmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    İhbar olunan hâkim yargılamaya katılmamış ve herhangi bir beyanda da bulunmamıştır.
    İlk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 12. Hukuk Dairesince yukarıda başlık bölümüne alınan gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.
    SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilâm harcı peşin alındığından başka harç alınmasına mahal olmadığına, karar düzeltme yolu açık olmak üzere 02.10.2018 gününde oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi