14. Hukuk Dairesi 2018/3666 E. , 2019/2944 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 03.07.2012 ve birleştirilen davada 05.12.2013 gününde verilen dilekçeler ile asıl davada elatmanın önlenmesi ve kal, birleştirilen davada temliken tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın reddine dair verilen 26.09.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı-birleştirilen dava davacılarından ...
vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, elatmanın önlenmesi ve yıkım, birleştirilen dava ise temliken tescil istemlerine ilişkindir.
Davacı ... vekili, müvekkilinin 358 parsel sayılı taşınmazın paydaşlarından olduğunu, davalının maliki olduğu 354 parsele yaptığı evin bir kısmının 358 parsele taştığını, kadastro işlemleri yapıldığından iyi niyet iddiasının dinlenemeyeceğini belirterek 358 parsele yapılan vaki elatmanın önlenmesini ve taşkın yapının kal"ini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vd. vekili cevap ve birleştirilen dava dilekçesinde, dava konusu taşınmaza yapılan binanın iyiniyetle yapıldığını iddia ederek MK 725/2 uyarınca binanın taşkın kısmının temliken müvekkilleri adına tapuya kayıt ve tescilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı-birleştirilen davada davacı ... temyiz etmiştir.
Bilindiği üzere; Türk Medeni Kanunun 683. maddesi hükmünce bir şeye malik olan kimse hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şeyden (eşyadan) dilediği gibi kullanma ve tasarrufta bulunma yetkisine de sahiptir. Kanunun 684. maddesine göre de, malik olan kimse o şeyin bütünleyici parçalarına da malik sayılır. Bütünleyici parçadan maksat yerel adetlere göre asıl şeyin temel unsuru olan ve o şey yok edilmedikçe, zarara uğratılmadıkça veya yapısı değiştirilmedikçe ondan ayrılmasına olanak bulunmayan parçadır. Kanunun 688. maddesinin öngördüğü kurala göre de, paylı mülkiyette birden çok kimse maddi olarak bölünmüş olmayan o şeyin tamamına belli paylarda malik olur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun (13.6.1984 tarih ve 1982/358 Esas, 1984/710 Karar sayılı, yine 26.10.2005 tarih 2005/14-587 Esas, 2005/609 Karar sayılı, 2010/4-4 Esas, 2010/56 Karar sayılı ilamlarında) açıklandığı üzere el atmanın önlenmesinin yanı sıra yıkım isteminin de söz konusu olduğu hallerde tüm müşterek maliklerin davada yer almaları gereklidir.
Somut olaya gelince; asıl davada elatmanın önlenmesi ve kal talebi yönünden, dosya içerisindeki tapu kayıtlarına göre, dava konusu 358 parsel (yeni 119 ada 154 parsel) sayılı taşınmazın ..., ..., ..., ..., ... , ... , ..., ... ve ... adına paylı mülkiyet halinde tapuda kayıtlı olduğu, ancak davayı paydaşlardan sadece ...’ın açtığı; dava konusu 354 parsel (yeni 119 ada 155 parsel) sayılı taşınmazın ..., ..., ... ve ... adına elbirliği halinde tapuda kayıtlı olduğu ve davanın sadece ...’a yöneltildiği anlaşılmıştır. 358 parsel (yeni 119 ada 154 parsel) sayılı taşınmazın tüm maliklerinin, ölü olmaları halinde ise yasal mirasçılarının usulüne uygun olarak davada yer almasının sağlanması ve 354 parsel (yeni 119 ada 155 parsel) sayılı taşınmazın tüm maliklerine dava yöneltilerek taraf teşkili sağlanması gerekirken taraf teşkili sağlanmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.04.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.