12. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/18139 Karar No: 2016/20844 Karar Tarihi: 06.10.2016
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2016/18139 Esas 2016/20844 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2016/18139 E. , 2016/20844 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: 1) Alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesinde; Temyiz dilekçesi içeriğine, tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre alacaklının temyiz itirazlarının REDDİNE; 2) Borçlunun temyiz itirazlarına gelince; İşin niteliği bakımından temyiz tetkikatının duruşmalı olarak yapılmasına HUMK"nun 438. ve İİK"nun 366. maddeleri hükümleri müsait bulunmadığından bu yoldaki isteğin reddi oybirliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi: Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibine karşı borçlunun icra mahkemesine başvurarak; takibe dayanak çekteki imzaya itiraz ettiği ve takibin durdurulması ile takip konusu alacağın en az % 20"si oranında tazminat istediği, mahkemece, davanın kabulü ile takibin muteriz borçlu yönünden durdurulmasına, tazminat talebinin ise reddine karar verildiği görülmektedir. İİK"nun 170/4. maddesine göre; imzaya itirazın kabulüne karar verilmesi halinde, icra mahkemesi, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde alacaklıyı senede dayanan takip konusu alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata ve alacağın % 10’u oranında para cezasına mahkum eder. Somut olayda, takip dayanağı çekte, muteriz borçlunun lehtar, alacaklının ise çeki lehtardan alan ciranta olduğu görülmektedir. Bu durumda alacaklı, borçlu ile doğrudan ilişki içinde olduğundan imzanın adı geçene ait olup olmadığını bilebilecek durumdadır. Çekteki imzanın lehtar borçlunun eli ürünü olduğunu kontrol etmeden ya da imzanın huzurunda atılmasını sağlamadan senedi alan alacaklının, imzaya itirazı kabul edilene karşı başlattığı takipte en azından ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. O halde, mahkemece alacaklı aleyhine tazminat ve para cezasına hükmedilmesi gerekirken, bu yöndeki talebin reddi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.