16. Hukuk Dairesi 2016/17510 E. , 2020/3055 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ... ve arkadaşları, ... Ereğli İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında komisyon kararıyla havza-i fahmiye sınırları içinde kaldığı gerekçesi ile tescil harici bırakılmış olan 90 parsel sayılı, 2.280,20 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz hakkında, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 4721 sayılı TMK’nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. Davacılar çekişmeli taşınmaz hakkında irsen intikal ve taksim iddiasına dayanarak adlarına tescil isteminde bulunmuşlardır. Mahkemece daha evvel davacıların murisi ... ve arkadaşları tarafından dava dışı ... aleyhine tapu iptali ve tescil istemiyle açılan ... Ereğli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1992/572 Esas, 2004/135 Karar sayılı dava dosyası üzerinden yapılan yargılama sonucunda verilen kararın 2004 yılında kesinleştiği, eldeki davanın açıldığı tarih göz önüne alındığında kanunda belirtilen nizasızlık (davasızlık) koşulunun gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; varılan sonuç usul ve yasaya uygun düşmemektedir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından dava konusu taşınmazın kadastro komisyon kararıyla Havza-i Fahmiye hudutları dahilinde kalması nedeniyle tespit harici bırakıldığı anlaşılmaktadır. Kadastro sırasında tespit harici bırakılan bir yerin zilyedi lehine tapuya tesciline karar verilmesi için TMK’nın 713/1. maddesinde belirtilen tüm koşulların birlikte gerçekleşmiş bulunması gerekir. Kanun koyucu zamanaşımı ile taşınmaz iktisabı için gerekli koşulları tahdidi biçimde saymış olup, bu koşullardan biri de zilyetliğin "nizasız (davasız)" sürmesidir. Nizasızlık (davasızlık) koşulundan anlaşılması gereken, taşınmaz mal zilyedi aleyhine açılan ve başarı ile sonuçlanan bir davanın varlığıdır. Diğer bir deyişle zilyedin taşınmazdan el çekmesi sonucunu doğuracak bir hükmün varlığı çekişme yaratıp, kazanmayı sağlayan zilyetliği kesecektir. Bu anlamda gerek taşınmazın zilyedi tarafından tescil istemiyle açılıp aleyhine sonuçlanan davaların, gerekse zilyet aleyhine açılan mülkiyet ve el atmanın önlenmesi istemini içeren davaların niza (çekişme) sayılacağı şüphesizdir. Tüm bu açıklamalardan sonra somut olaya gelince, mahkeme gerekçesinde, zilyetlikle iktisaba engel teşkil edecek biçimde niza olarak kabul edilen ... Ereğli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1992/572 Esas, 2004/135 Karar sayılı dava dosyası incelendiğinde, davacılar murisi ... tarafından dava dışı ... aleyhine eldeki davanın konusunu teşkil eden tescil harici taşınmazın tespit sırasında aldığı 90 parsel numarası gösterilmek suretiyle, tapu iptali ve tescil istemiyle açıldığı, ne var ki tapu iptali ve tescile konu edilen ve eldeki davanın da konusunu teşkil eden çekişmeli taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığı, taşınmazın komisyon kararıyla tescil harici bırakılmadan evvel yapılan tespit sırasında parsel numarası almış olması nedeniyle mahkemece taşınmazın tapulu bir yer olduğu hususunda yanılgıya düşüldüğü, oysa ki tescil harici bırakılan taşınmazlar tapuda kayıtlı olmadıklarından iptal edilecek sicillerinin de bulunmadığı anlaşılmaktadır. Öte yandan anılan davada davacıların taşınmazdan el çekmeleri istemini içeren bir talep olmadığı gibi, bu yönde verilmiş bir kararın da olmadığı, kaldı ki davanın eldeki dosyanın davacıları lehine kabul kararı ile sonuçlandığı, bu anlamda davacıların iddiası yönünden güçlü delil teşkil ettiği anlaşıldığına göre davacıların zilyetliğini kesen niza-çekişme niteliğinde olmadığı açıktır.
Hal böyle olunca, Mahkemece, Ereğli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1992/572 Esas, 2004/135 Karar sayılı dava dosyasının içeriği ve toplanan deliller göz önünde bulundurulmak suretiyle, iddia ve savunma doğrultusunda tüm deliller toplanıp, işin esası yönünden bir karar verilmesi gerekirken dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.09.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.