1. Hukuk Dairesi 2018/3277 E. , 2020/3540 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ ... HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-BEDEL
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil, bedel davası sonunda, yerel mahkemece davalı ... yönünden davanın kabulüne, davalı ... yönünden ise husumet yokluğu nedeniyle reddine, birleştirilen davada ise; eksik harcın verilen süre içerisinde tamamlamaması nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına ilişkin verilen karara karşı asıl davada davacı ..., birleştirilen davada davacı ... ve davalı ...’in istinaf başvurusu üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi tarafından birleştirilen davada davacı ...’nin istinaf başvurusunun 6100 sayılı ...nun 352. maddesi gereğince esastan reddine, asıl davada davalı ...’in istinaf başvurusunun 6100 sayılı ...nun 352/1.b.2 gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi hükmünün ortadan kaldırılarak davanın reddine ilişkin olarak verilen karar asıl davada davacı (birleştirilen davada davalı) ... vekili ile temlik alan davacı ... vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 07.07.2020 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ... vekili Avukat ..., davacı (karşı davalı) ... vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı ... v.d. gelmedi, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Asıl ve birleştirilen dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkindir.
Asıl davada davacı ..., maliki olduğu ... ada ... parsel sayılı taşınmazın, annesi ... tarafından kendisine muhtemel miras payı karşılığında verildiğini, taşınmazı önceki malik olan annesi ... ile dava dışı kardeşi ..."in borçlarından dolayı haciz konulması endişesiyle haciz riski bertaraf edildiğinde iade edilmek üzere bedelsiz olarak davalı ...’e temlik ettiğini, ardından ...’in taşınmazı inanç sözleşmesine aykırı olarak diğer davalı ...’e devrettiğini, Ahmet’e yapılan temlikin muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde taşınmazın gerçek değerinin tespit edilerek bedelin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Birleştirilen davada davacı ..., maliki oldıuğu ... ada 3 parsel sayılı taşınmazı, kendisi ve dava dışı oğlu ...’in bankalar nezdinde kredi notları düşük olduğundan kredi temin edilip borç ödendikten sonra iade edilmek amacıyla önce davalı kızı ...’ye, ...’nin de davalı ...’e, ...’in de diğer davalı ...’e satış suretiyle devrettiğini, yapılan temliklerin inançlı temlik olduğunu, davalı ... ile aralarında bu hususa dair 25.10.2013 tarihli protokol düzenlendiğini, taşınmazı miras payı karşılığı davalı kızı ...’ye devretmediğini, asıl davadaki iddaların gerçek dışı olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde taşınmazın gerçek değerinin tespit edilerek bedelin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... ve ..., dava konusu taşınmazın önceki maliki ...’nin, oğlu ..."in bir kısım borçlarına kefil olmasından dolayı taşınmazın kredi çekmeye uygun olmadığını, taşınmazın krediye uygun hale getirilebilmesi için söz konusu devirlerin yapıldığını, intifa hakkının da bu nedenle terkin edildiğini, devirlerin inançlı işlem olarak yapıldığını, davacı ...’nin muhtemel miras payı karşılığı olarak yapılmadığını, ...’nin de söz konusu devirlerin taşınmazın kredi çekilmesine uygun hale getirilmesi için inançlı işlem şeklinde yapıldığını başından beri bildiğini, taşınmazın gerçek sahibinin ... olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, asıl davada; davacı her ne kadar inançlı işlem iddiasını yazılı delil ile ispat edememiş olsa da davalıların bağlantılı bileşik ikrarda bulunarak inanç sözleşmesinin varlığını kabul ettikleri, davalı ...’in kayıt maliki olmadığı gerekçesiyle davalı ... yönünden davanın kabulüne, davalı ... yönünden ise husumet yokluğu nedeniyle reddine, birleştirilen davada ise; eksik harcın verilen süre içerisinde tamamlamaması nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına ilişkin verilen karara karşı asıl davada davacı ..., birleştirilen davada davacı ... ve davalı ...’in istinaf başvurusu üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi tarafından birleştirilen davada davacı ...’nin istinaf başvurusunun 6100 sayılı ...nun 352. maddesi gereğince esastan reddine, asıl davada davalı ...’in istinaf başvurusunun 6100 sayılı ...nun 352/1.b.2 gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi hükmünün ortadan kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu ... ada ... parsel sayılı taşınmazın birleştirilen davada davacı ... adına kayıtlı iken 21.08.2013 tarihinde asıl davada davacı kızı ...’ye, ... tarafından 17.09.2013 tarihinde davalı ...’e, ... tarafından da 25.10.2013 tarihinde davalı ...’e satış suretiyle devredildiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki; asıl davada temlik alacaklısı ... bakımından davanın kabulüne ilişkin kararın davalı ... tarafından istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davalı ...’ın istinaf başvurusunun kabulü ile asıl davada temlik alacaklısı ... bakımından davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsilik bulunmadığından ... vekilinin temyiz itirazlarının reddine.
Asıl davada davacı (birleştirilen davada davalı) ... vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Asıl ve birleştirilen davada davalılar ... ve ... tarafından birleştirilen 2013/719 Esas sayılı dosyaya sunulan “protokol” başlıklı 25.10.2013 tarihli belge ile anılan davalıların 09.12.2014 tarihli duruşmadaki beyanları nazara alındığında dava konusu taşınmazın davacı ...’den davalı ...’e ve ondan da davalı ...’e inançlı işlem gereğince temlik edildiği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca; asıl davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davacı (birleştirilen davada davalı) ... vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/1-a maddesi uyarınca ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK"nın 373/2 maddesi gereğince dosyanın kararı veren ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi"ne gönderilmesine, 02.01.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davacı-birleştirilen davada davalı ... vekili için 2.540.00. TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davalılar-birleştirilen davada davalılardan alınmasına, alınan peşin harcın temyiz eden davacı-birleştirilen davada davalıya geri verilmesine, aşağıda yazılı 18.50. TL bakiye onama harcının da temlik alan davacıdan alınmasına, 07.07.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.