19. Ceza Dairesi Esas No: 2019/33410 Karar No: 2020/1346 Karar Tarihi: 12.02.2020
5015 sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/33410 Esas 2020/1346 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, Gümrük İdaresine katılma hakkı olmayan davaya katılan sıfatı verilmesinin yanlış olduğunu ve vekilinin temyiz talebinin reddedilmesi gerektiğini belirtti. Sanık tarafından işlenen aykırılık suçundan mahkumiyet kararı verilip diğer suçtan beraat kararı verildiği için CMK'ye aykırı davranıldığı, tüzel kişinin dahil edilmemesi karşısında mâlen sorumlunun yetkili temsilcisinin iyi niyetli olup olmadığının tespit edilmesi gerektiği, vekalet ücretinin infazda tereddüte neden olacak şekilde sanıktan değil, mahkumiyetine hükmedilen sanıklardan alınması gerektiği, Gümrük İdaresi'nin davaya katılan olarak kabul edilmesinin yanlış olduğu, kanuni sonucu olarak sanık hakkında hak yoksunluklarına hükmedilmesi gerektiği ancak Anayasa Mahkemesi'nin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması gerektiği belirtilerek, hüküm BOZULDU ve karardaki kanun maddelerine göre yargılama yeniden yapılacak. Kanun maddeleri: 5015 sayılı Kanun, 5607 sayılı Kanun, CMK'nin 225 ve 317. maddeleri, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi, TCK'nin 53. maddesi.
19. Ceza Dairesi 2019/33410 E. , 2020/1346 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 5015 sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜMLER : Mahkumiyet, Beraat
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: I-Şikayetçi vekilinin beraat hükümlerine yönelik temyiz talebinin incelenmesinde; Suç tarihi itibarıyla uygulanması gereken 5015 sayılı Kanuna göre katılma hakkı bulunmayan Gümrük İdaresine mahkemece katılan sıfatı verilmesi, adı geçen kuruma kanun yoluna başvurma hak ve yetkisi kazandırmayacağından, davaya katılma ve temyiz hakkı bulunmayan Gümrük İdaresi vekilinin temyiz isteminin, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 317. maddesi gereğince tebliğnameye uygun olarak REDDİNE, II-Sanık ..."a ait temyiz talebinin incelenmesinde; Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-Sanığın eylemi tek olduğu halde 5015 sayılı Kanun"un ek 5/1. maddesine aykırılık suçundan mahkumiyet kararı verilip 5607 sayılı Kanuna aykırılık suçundan beraat kararı verilerek CMK"nin 225. maddesine aykırı davranılması, 2-Trafik tescil kayıtlarına göre araç sahibi olan tüzel kişinin malen sorumlu olarak davaya dahil edilmemesi karşısında mâlen sorumlunun yetkili temsilcisi dinlenip iyi niyetli olup olmadığı tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 3-Katılan lehine hükmedilen vekalet ücretinin mahkumiyetine hükmedilen sanıklar ... ve ..."dan alınmasına karar verilmesi yerine infazda tereddüte neden olacak şekilde sanıktan alınmasına karar verilmesi, 4-Suç tarihi itibarıyla suçtan doğrudan doğruya zarar görmeyen ve katılma hakkı bulunmayan Gümrük İdaresi"nin davaya katılan olarak kabul edilip lehine vekalet ücretine hükmedilmesi, 5-Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E, 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş ve sanık ..."ın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 12/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.