Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/7652
Karar No: 2019/12035

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2019/7652 Esas 2019/12035 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi tarafından verilen boşanma davası kararının direnme hükmü Daire tarafından bozulmuştur. Davalı erkek tam kusurlu bulunarak tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin davacı anneye verilmesine, davacı kadın yararına maddi manevi tazminat verilmiş; ayrıca ortak çocuğa aylık 100 TL, davacı kadına aylık 200 TL nafaka ödemesine hükmedilmiştir. Bölge adliye mahkemesince istinaf istemi kısmen kabul edilerek, tedbir nafakalarının (TMK m.169) kaldırılmasına, iştirak (TMK m.182/2) ve yoksulluk (TMK m.175) nafakalarının ise boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren değil, davalının cezaevinden tahliye edileceği tarihinden itibaren ödenmeye başlatılmasına karar verilmiştir. Daire tarafından bozulan kararın yoksulluk nafakası yönünden davacı kadın yararına hüküm kurulması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, yoksulluk nafakasının ödenmesine davalının cezaevinden tahliye edileceği tarihten itibaren hükmedilmesi isabetli olmuştur. Kanun maddeleri ise şöyledir: 6763 sayılı Kanunun 43. maddesi ile değişik 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Yargıtay
2. Hukuk Dairesi         2019/7652 E.  ,  2019/12035 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : Boşanma

    Taraflar arasındaki dava sonucu Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince verilen hükmün Dairemizce bozulması üzerine, verilen direnme kararma ilişkin dava dosyası 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 43. maddesi ile değişik 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun"un 373 maddesinin 5. fıkrası ve aynı Yasanın geçici 4. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Dairemize gönderilmiş olmakla, dosyadaki kağıtlar okundu gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Dairemizce verilen 20.02.2019 tarih 2017/6531 esas, 2019/1501 karar sayılı karar usul ve yasaya uygun bulunmuş olup bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen direnme kararının yerinde olmadığı anlaşıldığından temyiz incelemesinin yapılmak üzere dosyanın 6763 sayılı Kanunun 43. maddesi ile değişik 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, oyçokluğuyla karar verildi. 09.12.2019 (Pzt.)

    KARŞI OY YAZISI

    İlk derece mahkemesince, davalı erkek tam kusurlu bulanarak tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin davacı anneye verilmesine, davacı kadın yararına maddi manevi tazminata hükmedilmiş, ayrıca ortak çocuk yararına aylık 100 TL ve davacı kadın yararına aylık 200 TL nafakanın, dava tarihinden karar kesinleşinceye kadar tedbir, karar kesinleştikten sonra ise ortak çocuk için iştirak, davalı kadın için yoksulluk nafakası olarak ödenmesine hükmedilmiştir.
    Karar davalı erkek tarafından istinaf edilmiş, bölge adliye mahkemesince istinaf istemi kısmen kabul ederek, ortak çocuk ve davacı kadın yararına hükmedilen tedbir nafakalarının (TMK m.169) kaldırılmasına, iştirak (TMK m.182/2) ve yoksulluk (TMK m.175) nafakalarının ise boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren değil, davalının cezaevinden tahliye edileceği tarihinden itibaren ödenmeye başlatılmasına, davalının sair istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.
    Dairemizce, bölge adliye mahkemesinin bu kararı yoksulluk nafakası yönünden bozulmuş, bölge adliye mahkemesi önceki kararında direnmiştir.
    Sayın çoğunlukla aramızdaki uyuşmazlık, davacı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceğine ilişkindir.
    Somut olayda davalının, çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından cezalandırılmasına karar verilmiş, karar henüz kesinleşmemiştir.
    Davalı erkek tam kusurlu davacı kadın kusursuzdur. Davacı kadın ev hanımı olup hiç bir geliri ve mal varlığı bulunmadığından boşanmakla yoksulluğa düşmüştür. Davalı erkeğin çalışamaz durumda olması kendi kusurundan kaynaklanmakta olup cezaevinde tutuklu veya hükümlü olarak kalması, yoksulluk nafakası sorumluluğundan kurtulmasını gerektirmez. Hiç kimse sırf kendi kusurundan yararlanarak kendi lehine hukuki sonuç elde edemez. Aksi düşünce, davalı açısından açıkça hakkın kötüye kulanılması sonucunu doğurur. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını ise hukuk düzeni korumaz (TMK m.2). Nafaka yükümlüsünün ödeme gücü, nafaka isteminin kabul edilip edilmemesinde değil, ancak nafaka miktarının belirlenmesinde göz önünde bulundurulur. Davacı kadın yararına Türk Medeni Kanunu"nun 175. maddesinde düzenlenen yoksulluk nafakası koşulları oluşmuştur.
    Hâl böyleyken, yoksulluk nafakası isteminin reddine hükmetmek davacı kadın aleyhine yoksulluk nafakası yönünden kesin hüküm oluşturacaktır. Bir an için ileride koşulların değişmesi durumunda, davacı kadının tekrar yoksulluk nafakası isteyebileceği düşünülse dahi bu kez de zamanaşımı (TMK m. 178) sorunu gündeme gelecek ve sonuçta davacı kadının hakkı ağır şekilde zarar görmüş olacaktır.
    Bu durumda, davacı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi hukuka uygundur. Diğer yandan, yoksulluk nafakasının ödenmesine davalının cezaevinden tahliye edileceği tarihten itibaren hükmedilmesi, somut olayın özelliği ve hakkaniyet kurallarına (TMK m. 4) göre isabetli olmuştur.
    Yukarıda açıklanan sebeplerle, temyize konu edilen Antalya Bölge Adliye Mahkemesinin direnme kararı hukuka uygun olup kararın onanması gerektiğinden, sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi