10. Hukuk Dairesi 2020/2940 E. , 2021/3680 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı 05.01.2004 - 14.03.2011 arasında kesintisiz olarak davalı ..."e ait değirmende hizmet akdine tabi olarak çalıştığının tespitini istemiş, davanın reddine dair önceki karar Dairemizin 2017/5927 Esas, 2018/433 Karar sayılı, 25.01.2018 tarihli ilamı ile 08.05.2006 tarihi sonrası için davacının 4/1-b kapsamındaki çalışmasının varlığının araştırılması ve bu kapsamda çalıştığı sürelerin tespit edilmesi, 4/1-a ve 4/1-b kapsamındaki çalışmaları yönünden çakışma olması halinde ilgili mevzuat irdelenmek suretiyle karar verilmesi gerektiği yönünden bozulmuştur. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne, davacının davalı ..."e ait iş yerinde 01.09.2004-14.03.2011 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bir Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda; Mahkeme yönünden o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine bozma kararında açıklanan hukuki esaslar çerçevesinde hüküm kurmak yükümlülüğü doğar.
Somut dosyada bozma gereği yerine getirilmeden hüküm kurulmuş olduğundan, hüküm eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.
İnceleme konusu dosyada; davacının 15.11.1992-31.03.1997 tarihleri arasında çay ocağı işletmekten ve 13.08.2010-01.04.2011 tarihleri arasında tezgahtar ve pazar yerlerinde sebze meyve perakende ticareti yapmaktan dolayı vergi kaydının bulunduğu, 20.07.1995-08.05.2006 tarihleri arasında Manavgat Esnaf ve Sanatkarlar Odasına,08.09.2010-04.05.2011 tarihleri arasında Manavgat Sabit ve Seyyar Pazarcılar Odasına kayıtlı olduğu, kurumdan gelen sigortalılık bilgilerine göre 15.11.1992-01.04.2011 döneminde 4/1-b kapsamında sigortalı olduğu ve 1997 - 2011 yılları arasında prim ödemelerinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davacı 05.01.2004-14.03.2011 tarihleri arasında davalı nezdinde çalıştığının tespitini talep etmiş, mahkemece, davacının vergi mükellefiyetinin 31/03/1997 tarihinde sona erdiği, bu tarihten sonra ticari faaliyette bulunduğuna dair dosya kapsamında bilgi ve belgeye rastlanmadığı, dosya kapsamında dinlenen tanık beyanları gereği davacının ağırlıklı çalışmasının davalı yanında gerçekleştiği, davacının 01/09/2004 tarihinden itibaren davalının yanında sigortalı olarak çalıştığı, 5510 sayılı yasanın 53. maddesinin 1. fıkrasının ilk halindeki düzenleme gereği önce başlayan sigortalılığa itibar edilmesi gerektiği belirtilerek , davacının davalı yanında 01/09/2004-14/03/2011 tarihleri arasında çalıştığının tespitine karar verilmiştir. Dosya kapsamında toplanan bilgi ve belgelerden ve daha önceki bozma ilamında da belirtildiği üzere davacının davalı ..." e ait değirmende hizmet akdine tabi olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Ancak davacının hizmet tespiti talebinde bulunduğu sürelerde 4/1-b kapsamında sigortalı da olduğu görüldüğünden, 4/1-b kapsamındaki sigortalılık süresi de belirlenerek, her iki sigortalılık süresinde çakışma olması halinde ise ilgili mevzuat irdelenmek suretiyle karar verilmelidir.
Sosyal Güvenlik Hukukumuzda, “sosyal sigortalarda çokluk”, bir başka anlatımla bireylere olabildiğince sosyal sigorta hakkı tanıma, “yararlanmada ve yükümlülükte teklik” ilkesi egemen olup, buna göre, aynı tarihlerde farklı sosyal güvenlik kuruluşları kapsamında bulunulamaz ve çifte sigortalılık olarak adlandırılan bu statü kanun hükümleriyle engellenmiştir.
Çakışan sigortalılık sürelerinin belirlenmesinde;
1) 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların sigortalı sayılacakları belirtilmiş, “Sigortalılık hallerinin birleşmesi” başlığını taşıyan 53. maddesinin ilk fıkrasında, sigortalının, 4. maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık hallerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde; öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (c) bendi kapsamında çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılacağı öngörülmüştür.
2) 5510 sayılı yasanın 53. Maddesinin ilk fıkrası daha sonra 6111 sayılı Kanunun 33. maddesi ile değişikliğe uğramıştır. 01.03.2011 tarihinde yürürlüğe giren bu maddede, sigortalının 4. maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statüleri ile (c) bendinde yer alan sigortalılık statüsüne aynı anda tabi olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi halinde öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statülerine tabi olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi durumunda ise aynı maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılacağı açıklanmış, 5510 sayılı Kanuna 6111 sayılı Kanunla eklenen geçici 33. maddede de, Kanunun 53. maddesinin birinci fıkrasında bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla yapılan değişikliklerin, bu değişikliklerin yürürlüğe girdiği tarihten öncesi için uygulanmayacağı belirtilmiştir.
3) 5510 sayılı Kanunun yürürlükte olmadığı 01.10.2008 tarihi öncesine ilişkin olarak bu tür çakışan (ikili) sigortalılığa ilişkin uyuşmazlıkların çözümü için, gerçek ve fiili çalışmanın, başka bir anlatımla baskın sigortalılık olgusunun hangi Kurum ve Kanun kapsamında gerçekleştiği belirlenmeli, aynı döneme rastlayan gerçek ve fiili çalışmalardan hangisinin sigortalının hayatında ekonomik olarak baskın çalışma niteliği taşıdığı ortaya konulmalıdır. Baskın çalışma, aynı döneme rastlayan gerçek ve fiili çalışmalardan hangisinin kişinin hayatında ekonomik olarak baskın çalışma niteliği taşıdığı hususunda, vergi ve maliye kayıtları getirtilmek, belirtilen dönemde beyan edilen gelirler araştırılmak suretiyle belirlenen ve kişinin emek ve mesaisini ağırlıklı olarak hangi sigortalı çalışmaya tahsis ediyorsa, ekonomik yönden geçimini hangi çalışmadan sağlıyorsa o çalışmaya üstünlük tanınması gereken çalışmadır.
Diğer bir anlatımla; 5510 sayılı Kanunun yürürlükte olmadığı 01.10.2008 tarihi öncesi dönem yönünden baskın sigortalılığa üstünlük tanınmalı, 01.10.2008 – 01.03.2011 dönemi yönünden 5510 sayılı Kanunun 53. maddesi gereğince ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınmalı, 01.03.2011 tarihinden itibaren ise anılan maddede 6111 sayılı Kanunla yapılan değişiklik gözetilerek hizmet akdine dayalı çalışmaya değer verilmelidir.
Bu itibarla, Davacının 4/1-a ve 4/1-b kapsamında çalıştığı süreler belirlenmeli, her iki sigortalılıkta geçen süreler yönünden çakışma olması halinde yukarıda açıklandığı üzere dönemler itibariyle çakışma durumları incelenerek ve buna göre araştırma yapılarak, geçerli kabul edilmesi gereken sigortalılık statüsü tespit edilmeli, elde edilecek sonuç değerlendirilmek suretiyle hüküm kurulmalıdır.
Yukarıda belirtilen maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı ..."e iadesine, 22/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.