19. Hukuk Dairesi 2018/1530 E. , 2020/371 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Çayeli Asliye Hukuk Mahkemesi (Tic. Mah. Sıf.)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası hakkında ilk derece mahkemesinden verilen davanın kısmen kabulüne yönelik hükme karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması sonucunda, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi tarafından verilen istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik kararın, davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- KARAR -
Davacılar vekili, davacının "..." adı altında market işlettiğini, davalı ..."nın ise halen "... Market" adlı marketi işlettiğini, davacının 2012 yılının sonlarında işletmiş olduğu iş yerini kapatarak bu işletmesindeki tüm ürünleri faturalı bir şekilde davalı ..."nın "... Market" işletmesi adına sattığını, ancak geçen süreç içerisinde söz konusu malların bedellerinin davalı tarafça davacıya ödenmediğini, faturalara dayalı takip başlatıldığını, davalının itiraz dilekçesinde borcunu ödediği şeklindeki beyanı ile borcu olduğunu ikrar ettiğini, ancak ödeme yaptığına ilişkin ise herhangi bir belge sunmadığını, ispat yükünün davalıya geçtiğini, bu nedenle davalının ödeme yönündeki beyanını ispatlaması gerektiğini belirterek; davalı borçlunun haksız itirazının iptali ile takibin devamına, en az %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalının davacının marketinden gelen mal grubunu sayarak, malları kabul ettiğini, son mal teslimi tarihi olan 21 Aralık 2012 tarihinde davacı ile davalı marketlerinin birleşmesinin tamamlandığını, fakat davalının, takibe dayanak faturaları ilk kez gördüğünü, icra takibine konu faturaların birleşmeden sonra hayali düzenlenmiş olduğunu, karşılığında ... Market"e getirilmiş bir mal söz konusu olmadığını, ispat yükünün yer değiştirmediğini, aksine icra takibine konu edilen fatura kapsamındaki malları teslim edildiğinin davacı tarafından kanıtlaması gerektiğini, fatura tarihlerinden de başlayan faiz talep edilmesinin doğru olmadığını, talep edilen icra inkar tazminatının yerinde olmadığını, kötü niyetle takip başlatan davacının kötü niyeti olması nedeniyle kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporlarına göre, davanın kısmen kabulüne, davalı tarafından ... İcra Müdürlüğü"nün 2014/640 esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, takip tarihindeki alacak miktarının 57.137,44 TL olarak tespiti ile takibin bu miktar üzerinden devamına, icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilmiş olup, hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince, davalının malları teslim aldığını ikrar etmiş olduğu, artık bu safhadan sonra malların bedelini ödediğini ispat yükünü üzerine aldığı, ancak davaya ve takibe konu faturaların kapalı fatura olması nedeniyle, bu fatura bedellerinin davalı tarafından davacıya ödendiği karinesinin mevcut olduğu, diğer bir anlatımda faturalardan dolayı davalının davacıya bir borcunun bulunmadığı karinesinin mevcut olduğu, davalının defterlerinin incelenmesi sonucunda, takip konusu faturaların ticari defterinde kayıtlı olduğu ve karinenin aksine olarak, davalının davacıya 57.137,44 TL borçlu görüldüğü, davalı defterlerinin davalı aleyhine delil olacağı ve karinenin aksi davalı defterleri ile ispatlanıp 57.137,44 TL borçlu olduğunun sabit olduğu gerekçesiyle davacının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle maddi ve muhakeme hukukuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 10.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.