9. Hukuk Dairesi 2010/45538 E. , 2013/6169 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA :Davacı, ihbar tazminatı, kira yardımı, fazla çalışma ücreti, genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti ile ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin işletmenin faaliyetinin son bulması nedeniyle işverence feshedildiğini ileri sürerek, ihbar tazminatı ile kira yardımı, fazla çalışma, genel tatil, hafta tatili ve ücret alacaklarını istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı taraf temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının yerinde olmaması nedeni ile reddine,
2- Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı, genel tatil ve hafta tatillerinde çalışıp çalışmadığı konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Aynı ilkeler, genel tatil ve hafta tatili alacaklarının ispatı hususunda da geçerlidir.
Somut olayda, yukarıdaki alacaklarla ilgili olarak mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmak için yeterli değildir. Tanık beyanları, yukarıdaki ilkelerde belirtilen hususlarda yeterli açıklık içermemektedir. Davacının hangi tarihlerde kaç gün kaç saat mesai yaptığı hususlarında tanık ifadeleri arasında çelişki vardır. Hükme esas alınan bilirkişi raporu da denetime elverişli şekilde hazırlanmamıştır. Davacının haftalık fazla mesai süresi dahi raporda belirtilmemiştir.
Mahkemece hangi tanığın beyanına neden itibar edildiği, diğerlerine neden değer verilmediği açıklanmamış, işyerinde personel müdürü olarak görev yapan davacının üst düzey yönetici olup olmadığı, çalışma saatlerini kendisinin ayarlayıp ayarlamadığı tanıklardan sorulmamıştır. Davacının yıllık 270 saati aşan çalışması olduğu ifadesiyle ne demek istediği açıklattırılmamış, bu beyanı nedeniyle fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu hizmet ilişkilerinde yıllık 270 saati aşan çalışmaların fazla çalışma olarak kabul edildiği hususu üzerinde durulmamış ve araştırılmamıştır. Ayrıca varsa bordroların dosyaya sunulması sağlanmamıştır.
Bu nedenle, yukarıdaki ilkeler de nazara alınarak gerekirse tanıklar yeniden dinlenmek suretiyle davacının çalışma şekli ve saatleri ile ara dinlenmeler kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmeli ve bilirkişiden denetime elverişli rapor alınarak sonuca gidilmelidir. Eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA , peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 20.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.