(Kapatılan) 7. Hukuk Dairesi 2016/31749 E. , 2016/21736 K.
"İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : İşe iade
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı vekili, davacının iş sözleşmesinin feshinin gerçek nedeninin işyerinde sendikal faaliyetlere başlaması olduğunu, iş sözleşmesinin sendikal nedenle feshedildiğini beyanla haklı ve geçerli bir nedene dayanmayan feshin geçersizliğinin tespiti ile davacının işe iadesine ve sendikal tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının son bir yıl içinde veriminde ciddi bir düşüş olduğu, verim düşüklüğü ile ilgili olarak bağlı olduğu vardiya amiri, bölüm yöneticisinin birçok kez yazılı ve sözlü uyarılarına rağmen veriminde ve davranışlarında herhangi bir değişme ve gelişme olmaması sebebiyle iş sözleşmesinin 25/II-e-g ve h bentleri gereği haklı nedenle tazminatsız ve derhal feshedildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, işveren tarafından ileri sürülen fesih nedenlerinin somut olarak kanıtlanamadığı, feshin geçersizliği ile davacının işe iadesinin gerektiği, ancak davacının iş akdinin sendikal nedenlerle feshedildiği iddiasının da somut delillerle kanıtlamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının işe iadesine karar verilmiş, davacının sendikal tazminat talebine ilişkin bir hüküm kurulmamıştır.
Dosya içeriğine göre, davalı işyerinde kaplama operatörü olarak çalışan davacının iş akdinin davalı işveren tarafından İş Kanununun 25/II. maddesinin (e), (g), (h) bentleri gereği haklı nedenlerle feshedildiği, ancak ileri sürülen fesih nedenlerinin somut olarak kanıtlanamadığı anlaşıldığından, mahkeme tarafından feshin geçersiz olduğunun tespiti ile davacının davalı şirkete ait işyerinde işe iadesine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenle davalının bu yöndeki temyiz itirazları yerinde değildir.
Dava konusu olayda uyuşmazlık, feshin sendikal nedene dayanıp dayanmadığı hususunda olup mahkemece bu konuda yapılan araştırma yeterli değildir.
Fesih tarihinde yürürlükte olan 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu"nun “Sendika özgürlüğünün güvencesi" başlıklı 25. maddesinin 2. fıkrasında "İşveren, bir sendikaya üye olan işçilerle sendika üyesi olmayan işçiler veya ayrı sendikalara üye olan işçiler arasında, çalışma şartları veya çalıştırmaya son verilmesi bakımından herhangi bir ayrım yapamaz. Ücret, ikramiye, prim ve paraya ilişkin sosyal yardım konularında toplu iş sözleşmesi hükümleri saklıdır." hükmüne, 3. fıkrasında "İşçiler, sendikaya üye olmaları veya olmamaları, iş saatleri dışında veya işverenin izni ile iş saatleri içinde işçi kuruluşlarının faaliyetlerine katılmaları veya sendikal faaliyette bulunmalarından dolayı işten çıkarılamaz veya farklı işleme tabi tutulamaz.", 4. fıkrasında ise "İşverenin yukarıdaki fıkralara aykırı hareket etmesi hâlinde işçinin bir yıllık ücret tutarından az olmamak üzere sendikal tazminata hükmedilir." hükmüne yer verilmiştir. Aynı maddenin 5. fıkrası " Sendikal bir nedenle iş sözleşmesinin feshi hâlinde işçi, 4857 sayılı Kanunun , 20 ve 21 inci madde hükümlerine göre dava açma hakkına sahiptir. İş sözleşmesinin sendikal nedenle feshedildiğinin tespit edilmesi hâlinde, 4857 sayılı Kanunun 21 inci maddesine göre işçinin başvurusu, işverenin işe başlatması veya başlatmaması şartına bağlı olmaksızın sendikal tazminata karar verilir. Ancak işçinin işe başlatılmaması hâlinde, ayrıca 4857 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen tazminata hükmedilmez. İşçinin 4857 sayılı Kanunun yukarıdaki hükümlerine göre dava açmaması ayrıca sendikal tazminat talebini engellemez." hükmüne amirdir.
Sendikal neden yönünden; Dairemizce, sendikal tazminat davalarında ispat yükünün işçide olduğu hallerde, işyerinde çalışan ve sendikaya üye olan işçilerin sayısı, hangi tarihlerde üye oldukları, üyelikten çekilen işçilerin olup olmadığı, işyerinde çalışmakta olan işçilerin bulunup bulunmadığı, aynı dönemde yetki prosedürünün işletilip işletilmediği, işyerinde önceki dönemlerde toplu iş sözleşmelerinin bağıtlanıp bağıtlanmadığı, yeni işçi alınıp alınmadığı ve alınmışsa yeni işçilerin sendikalı olup olmadığı gibi hususlarla, işverence ekonomik veya teknolojik nedenlere dayalı bir fesih yoluna gidilmesi durumunda teknik yönden bu durumun araştırılması gibi ölçütler belirlenmiştir. İş sözleşmesinin sendikal nedenle feshedildiği iddiası ile açılan davalarda, kronolojik olarak sendikal örgütlenme ve işveren davranışları bir arada değerlendirilerek, üyeliklerin ne zaman başladığı fesih tarihinde üye olanlar, üyelikten çekilenler ile işyerinde çalışmaya devam edenler olup olmadığı, iş akdi feshedilen işçilerden sendikaya üye olanların sayısı ve oranı, örgütlenmenin kesintiye uğrayıp uğramadığı, yetki aşaması ve yetki tespitine itiraz v.b hususlarda Mahkemece, gerekli araştırma yapılarak ve özellikle de tanıklardan davacının sendika üyesi olmasının yanında ne tür sendikal faaliyetlerde bulunduğu somut olarak sorulup tespit edilerek toplanan deliller sonucu feshin sendikal nedenlere dayandığının tereddütsüz belirlenmesi gerekir.
Mahkeme, işveren tarafından ileri sürülen fesih nedenlerinin somut olarak kanıtlanamadığı, feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmesi gerektiği, ancak davacının iş akdinin sendikal nedenlerle feshedildiği iddiasının da somut delillerle kanıtlamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının işe iadesine karar verilmiş ise de, davacının sendikal tazminat talebi yönünden karar eksik araştırmaya dayanmaktadır. Dosya kapsamında aldırılan bilirkişi raporu da yeterli değildir.
Yukarıdaki ilkeler doğrultusunda; mahkemece, feshin sendikal nedene dayanıp dayanmadığının belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile davacının iş akdinin sendikal nedenlerle feshedildiği iddiasının da somut delillerle kanıtlanamadığı belirtilerek karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, davalıdan temyiz harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 21.12.2016 gününde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.