Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/15012
Karar No: 2017/3702
Karar Tarihi: 16.03.2017

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2016/15012 Esas 2017/3702 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Mahkeme, borçlu vekilinin müvekkili aleyhine hükmedilen iştirak nafakasının tahsili için takip başlatılmasına itirazını reddetmiştir. Borçlu vekili, müşterek çocuğun 2013 yılı Eylül ayından itibaren müvekkilinin yanında ikamet ettiğini ve bu tarihten sonraki nafakaların istenemeyeceğini, kararda velayetin tek başına anneye verildiğine dair bir hüküm bulunmadığını, faiz miktarının nasıl hesaplandığının anlaşılamadığını, müvekkilinin küçük adına ödemeler yaptığını belirterek ödemelerin mahsubunu, 2013 Eylül sonrası için borçlu olmadığına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme, alacaklının kendi adına takip yapmasında bir usulsüzlük olmadığını, ödeme olgusunun da İİK 33. maddede yazılı belgelerden biri ile ispat edilemediği gerekçesiyle talebin reddine karar vermiştir. Ancak, Yargıtay'ın süreklilik kazanan içtihatlarına göre, lehine nafakaya hükmedilen çocuk yönünden borçlunun nafaka ödemekle sorumlu tutulabilmesi için çocuğun alacaklı yanında bulunması gerekiyor. Borçlunun çocuğun kendisi yanında kaldığı iddiasında
8. Hukuk Dairesi         2016/15012 E.  ,  2017/3702 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Şikayet- İtirazın

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.


    K A R A R

    Borçlu vekili, müvekkili aleyhine müşterek çocuk için hükmedilen iştirak nafakasının tahsili için takip başlatıldığını, müşterek çocuğun 2013 yılı Eylül ayından itibaren müvekkilinin yanında ikamet ettiğini, bu tarihten sonraki nafakaların istenemeyeceğini, kararda velayetin tek başına anneye verildiğine dair bir hüküm bulunmadığını, faiz miktarının nasıl hesaplandığının anlaşılamadığını, müvekkilinin küçük adına elden ve resmi olarak ödemeler yaptığını belirterek ödemelerin mahsubunu, 2013 Eylül sonrası için borçlu olmadığına karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, alacaklının kendi adına takip yapmasında bir usulsüzlük olmadığı, ödeme olgusunun da İİK 33. maddede yazılı belgelerden biri ile ispat edilemediği gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiş, hüküm borçlu vekilince temyiz edilmiştir.
    Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
    İİK"nun 18/3 maddesi gereğince, aksine hüküm bulunmayan hallerde duruşma yapılmasına gerek olup olmadığı icra mahkemesinin takdirine bırakılmış ise de anılan takdir yetkisi mutlak bir seçimlik hak olmayıp halin icabına göre işin duruşmalı olarak incelenmesi gerektiği durumlarda mahkeme takdir yetkisini duruşma yapmaktan yana kullanmalıdır.
    Yargıtay"ın süreklilik kazanan içtihatlarında; lehine nafakaya hükmedilen çocuk yönünden borçlunun nafaka ödemekle sorumlu tutulabilmesi için çocuğun alacaklı yanında bulunması gerektiği, borçlunun çocuğun kendisi yanında kaldığı iddiasında bulunması halinde, bu iddianın tanık dahil her türlü delille ispat edilebileceği kuralı benimsenmiştir.
    Alacaklı tarafından, borçlu hakkında Bakırköy 2. Aile Mahkemesi’nin 24.09.2010 tarih 2010/463 Esas 2010/699 Karar sayılı ilamı ile davalı anne lehine hükmedilen iştirak nafaka alacağının tahsili amacıyla ilamlı icra takibi başlatıldığı anlaşılmaktadır. İcra Mahkemesi"nce İİK"nun 18/3. maddesi doğrultusunda, duruşma açılarak, çocuğun borçlu yanında kaldığı iddiası yönünden tanık delilinin incelenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Ayrıca borçlunun faize yönelik itirazının da incelenip olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken bu konuda inceleme yapılmaksızın sonuca gidilmesi doğru değildir.
    SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca kısmen BOZULMASINA, taraflarca İİK"nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın temyiz edene iadesine, 16.03.2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi