5. Hukuk Dairesi 2017/12078 E. , 2017/14038 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasının kabulüne dair verilen yukarıda tarih ve numaraları yazılı hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince verilen dilekçelerle istenilmiş, davalı vekili de temyiz dilekçesinde duruşma isteminde bulunmuş olmakla, duruşma için belirlenen 25/05/2017 günü temyiz eden taraf vekillerinin yüzlerine karşı duruşmaya başlanarak, sözlü açıklamaları da dinlendikten ve dosyadaki kağıtlar okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Arsa niteliğindeki Pınarbaşı mahallesi 90 parsel sayılı taşınmazın zeminine emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yöntem itibariyle doğrudur. Ancak;
1)Mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen 13.05.2013 tarihli bilirkişi kurulu raporunda dava konusu taşınmazın metrekaresine inşaatçı bilirkişiler .... tarafından 1.104,22-TL değer biçildiği, bu rapora diğer inşaatçı bilirkişiler .... ile mülk bilirkişisi ....tarafından muhalefet şerhi konulduğu, mahkemece hükme esas alınan ve inşaatçı bilirkişiler .... ile mülk bilirkişisi ..... tarafından düzenlenen 10.09.2013 tarihli ek bilirkişi kurulu raporunda ise aynı taşınmazın metrekaresine başka bir emsalle 606,00-TL değer biçildiği, bu rapora da inşaatçı bilirkişiler .... tarafından muhalefet şerhi konulduğu anlaşılmış olup, aynı taşınmaz için tespit edilen m2 birim fiyatları arasında fahiş fark
bulunması sebebiyle rapor hüküm kurmaya elverişli olmadığı gibi, bilirkişi raporunda kıyas emsal olarak kabul edilen taşınmaz da başka bir ilçede bulunduğundan yapılan karşılaştırma inandırıcı değildir.
Dava konusu taşınmazın bulunduğu.... mahallesinde benzer yüzölçümlü ve değerlendirme tarihine yakın zamanlarda emsal satışların bulunması doğaldır.
Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re"sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2)Dava konusu taşınmazda kamulaştırmadan arta kalan kısmın geometrik şekli ve kamulaştırmanın otoyol yapmak amacıyla yapıldığı hususu dikkate alındığında bu kısımda değer düşüklüğü olacağı düşünülmeden aksi görüşle yazılı şekilde hüküm kurulması,
3)Davacı idare tarafından düzenlenen kıymet takdir raporunda taşınmaz üzerinde yapı ve ağaç bulunduğu tespit edildiği halde, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda gerekçesi açıklanmadan yapı ve ağaç bedelinin hesaplamaya dahil edilmemesi,
4)Dava konusu taşınmazın kamulaştırılarak yola dönüştürülen bölümünün davacı idarenin talebi doğrultusunda 4721 sayılı T.M.K"nun 999. maddesi uyarınca tapudan terkini yerine tesciline karar verilmesi,
5)2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dört ay içinde sonuçlandırılamayan davada kamulaştırma bedeline uygulanacak faizin karar tarihine kadar işletilmesi gerektiği hususunun hüküm fıkrasında belirtilmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 1.480,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya, 1.480,00-TL vekalet ücretinin de davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 25/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.