
Esas No: 2016/4271
Karar No: 2019/548
Karar Tarihi: 23.01.2019
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/4271 Esas 2019/548 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; 22/09/2010 tarihinde davalının ZMSS poliçesi ile sigortacısı olduğu ve murisi ... kullandığı aracı (çekici), kantar dışındaki boş alana çıktıktan sonra aracı park etmesi akabinde kupasını bir miktar kaldırıp başını kupanın altına sokması sonrasında araç kupasının üzerine düşmesi sonucu vefat ettiğini, davacının olayda 3.kişi durumunda olup araç sürücüsü davacı murisi ... olayda kusuru olup olmadığına bakılmaksızın davalı ... şirketinin sorumlu olduğunu belirterek destekten yoksun kalma tazminatı ile cenaze ve defin masrafları için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL"nin temerrüt tarihinden itibaren işletilecek faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; davalı tarafından sigortalanan aracın sürücüsünün tek taraflı yapmış olduğu kazada vefat etmesi nedeniyle davacının destekten yoksun kalma tazminatı talebinin poliçe teminatı kapsamında olmadığını, ceza davasının kesinleşmesinin beklenmesi gerektiğini, davalının sorumluluğunun bulunduğu ihtimalinde bile davacı tarafın gerçek zararını ispat etmek zorunda olduğunu ve varsa SGK tarafından davacıya ödenen ödemelerin tazminat talebinden düşülmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ve Karayolları Trafik Kanunu 85/3.maddesinde düzenlenen kusur sorumluluğunun trafik sigorta kapsamı dışında bulunduğu, park halinde olan ve işletilme halinde sayılmayan araçta meydana gelen zararın ZMSS kapsamında bulunmadığı gerekçesiyle davalı aleyhine açılan destekten yoksun kalma tazminatı talebinin reddine; yine cenaze ve defin masrafları ile ilgili dosyaya herhangi bir delil sunulmadığından bu yöndeki talebin de reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazası nedeni ile destekten yoksun kalma tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK.nun 85/1 nci maddesinde bir aracın işletilmesinden doğan sorumluluk, 85/3 ncü maddesinde ise işletilme halinde olmayan motorlu aracın sebep olduğu trafik kazasından doğan sorumluluk düzenlenmiştir.
2918 sayılı Yasa’nın 85/1 nci maddesinde düzenlenen sorumluluğun bir tehlike sorumluluğu olduğu doktrinde ve uygulamada duruksamaya meydan vermeyecek şekilde kabul edilmektedir. Anılan Yasa’nın 85/3 ncü maddesinde düzenlenen sorumluluğun ise bir tehlike sorumluluğu olmayıp, madde metninden de açıkça anlaşılacağı üzere bir kusur sorumluluğu olduğu ihtilafsızdır. Şu halde somut olayda ilk halli gereken husus dava dışı işletenin sorumluluğunun bir tehlike sorumluluğu mu, yoksa kusur sorumluğu mu olduğu hususudur. Bu noktada üzerinde durulması gereken en önemli husus ise aracın işletilme halinde olmasından neyin anlaşılması gerektiğidir. Bu hususta bir kısım yazarlar aracın işletilme halinde olmasından anlaşılması gerekenin (ki bu görüş mekanik görüş olarak adlandırılmaktadır.) tehlikenin motorlu aracın mekanik aksamının çalışması, özellikle motor ve ışık düzeninin çalışması veya bunlar çalışmasa dahi aracın kendiliğinden de olsa (örneğin park halinde bulunan bir aracın freninin veya vitesinin boşalarak kendiliğinden hareket etmesi gibi) hareket halinde olmasını ararken, karşı görüşte olanlar ise aracın trafiğe çıkarılmasının ve karayolunda bulunmasının işletilme halinde olduğunun kabulü için yeterli bulunduğunu ve dava konusu olayda olduğu gibi karayolu sayılan yerlerde park halinde bulunan bir aracın işleteninin sorumluluğunun da tehlike sorumluluğu olduğunu kabul etmektedirler. (Bu konudaki tartışmalar için Bkz. Tekinay/ Akman/ Burcuoğlu-Altop, Borçlar Hukuku, İst. 1985,s.710 vd, ayrıca Bkz. Çetin Aşçıoğlu, Trafik Kazalarında Hukuki Sorumluluk ve Tazminat davaları, Ank, 1989,S.37 vd).
Yasa’nın 85/3"ncü maddesinin açık hükmü karşısında mekanik sistemin benimsenmesi gerek ise de, bunun her somut olayın ve özellikle sürücüsünün amacı nazara alınarak değerlendirilmesi gerekeceği de açıktır. Örneğin kırmızı ışıkta beklemek durumunda olan bir araç sürücüsünün aracı stop etmesi veya sürücünün yol kenarındaki bir yerden adres sormak, herhangi bir şey almak için aracı kısa süreli hareketsiz bırakması, yani aracı terk maksadı taşımaması durumunda işletenin sorumluluğunun tehlike sorumluluğu olmadığını kabul etmek de yasa koyucunun amaçları ile bağdaşmayacaktır.
Bu genel açıklamalardan sonra somut uyuşmazlığa dönülecek olursa müteveffa araç sürücüsünün yüklemeden sonra kantardan dışarıya çıktığı ve aracını fabrika önüne park ettiği, kantar fişini alıp geldikten sonra kullandığı tırın kupasını bir miktar kaldırdığı ve başını da kupanın altına soktuğu, kısa bir süre sonra da kupanın ani düşmesi sonucunda vefat ettiği dava konusu bu olaya ilişkin olay yeri inceleme raporunda zeminde muhtemel yağ birikintisi olduğunun belirtilmesi karşısında müteveffanın araçta bir arıza sezmesi nedeni ile aracı kısa süreli olarak terk maksadı olmaksızın durdurduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda aracın işletilme halinde olduğunun, dolayısıyla sorumluluğunun bir tehlike sorumluluğu olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece, yukarıdaki açıklamalar kapsamında bir değerlendirme yapılması gerekirken bu husus göz önünde bulundurulmadan aracın işletme halinde bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 23/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.