5. Hukuk Dairesi 2016/11985 E. , 2017/14036 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili dava ve birleşen davalarının kabulüne dair verilen yukarıda tarih ve numaraları yazılı hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davacılar ve asli müdahiller vekilleri ile davalı idare vekilince verilen dilekçelerle istenilmiş; davalı idare vekili de temyiz dilekçesinde duruşma isteminde bulunmuş olmakla, duruşma için belirlenen 25/05/2017 günü temyiz eden taraf vekillerinin yüzlerine karşı duruşmaya başlanarak sözlü açıklamaları da dinlendikten ve dosyadaki kağıtlar okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Dava ve birleşen davalar, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, bir kısım davacılar ve asli müdahiller vekilleri ile davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan rapor ve yapılan inceleme hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki,
1)Dosyada bulanan kanıt ve belgelerden, dava konusu taşınmazın tamamının gaz depoları içinde kaldığı, davalı idare tarafından da taşınmaza 1921 yılında fiilen el atıldığının ileri sürüldüğü anlaşılmıştır.
Bu durumda; ilgili resmi kuruluşlardan dava konusu taşınmaza ilişkin 09.10.1956 tarihinden önceki tarihleri kapsayan hava fotoğrafları getirtilip, refakate re"sen alınacak fen fotogrometri uzmanı bilirkişiler eşliğinde mahallinde keşif yapılarak hava fotoğrafları üzerinde dava konusu taşınmazın konumu da işaretlettirilmek suretiyle taşınmaza fiilen hangi tarihte el atıldığı kesin olarak saptanıp, 09.10.1956 tarihinden önce el atıldığının
tespit edilmesi halinde 221 sayılı Yasanın 4. maddesi uyarınca davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2)2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun değer biçmeye ilişkin hükümleri kamulaştırmasız el atmaya dayanan bedel davalarında da kıyasen uygulanır. Kamulaştırma Kanununun kıymet takdir esaslarını belirten 11. maddesinin 1. fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca arsaların değerinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur. Bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazların eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekir.
Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda, emsal taşınmazlar ile dava konusu taşınmazın Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m2 değerlerine göre fark oranı tespit edildikten sonra, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınan emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle karşılaştırma yapılmadan, dava konusu taşınmazın tüm özellikleri ve değerlendirme tarihindeki serbest piyasa alım satım rayiçleri, parsel çevresinde verilen değerler ile hak ve nefaset ilkelerinin göz önünde bulundurulduğu belirtilerek soyut ifadelerle taşınmazın m2 birim fiyatına 10.000,00-TL olarak değer biçildiğinden bu rapora göre hüküm kurulması mümkün değildir.
Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re"sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
3)Asıl ve birleşen davalarda faiz talep edildiği halde bu konuda bir hüküm kurulmaması,
Doğru görülmemiştir.
Bir kısım davacılar ve asli müdahiller vekilleri ile davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine, taraflara karşılıklı olarak Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 1.480,00-TL vekalet ücreti verilmesine, 25/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.