11. Hukuk Dairesi 2018/531 E. , 2019/2526 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... 4. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 24/05/2017 tarih ve 2015/998-2017/477 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı ve davalı vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin keşide ettiği 23.04.2011 tarihli 26.000,00 TL bedelli çekin karşılıksız çıktığını, çekin ibraz tarihinde çek hamilinin arayarak durumu haber vermesi üzerine şirketin banka hesaplarında yaptıkları inceleme sonucunda banka nezdindeki hesaplarından yetkililerin imzalarının taklit edilmek sureti ile müvekkili şirket ile ilgisi olmayan üçüncü kişilere muhtelif tarihlerde paralar gönderildiğinin tespit edildiğini, konu ile ilgili olarak ... Cumhuriyet Başsavcılığına başvuruda bulunduklarını, yapılan inceleme sonucunda muhtelif tarihlerde müvekkilinin hesaplarından 50.500,00 TL"nin sahte belgelerle havale edildiğinin tespit edildiğini, davalıya ihtarname gönderilmesine rağmen cevap verilmediğini ileri sürerek 50.500,00 TL anapara olmak üzere toplam 65.740,49 TL"nin tahsil tarihine kadar hesap edilecek temerrüt faizi ile birlikte davalı bankadan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın zamanaşımını uğradığını, davacının öncelikle alacağını asıl zarardan sorumlu olan ... ve ...’dan talep etmesi gerektiğini bu nedenle müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, bankaya gönderilen havale talimatlarındaki imzaların şirketi münferiden temsile yetkili olan Rıdvan Kaner’e ait olduğunun anlaşılması sebebiyle firmadan teyit alındıktan sonra havale onaylarının verildiğini, havalelerin firmaya tanımlı artı para kredisi hesabından yapıldığını, firmanın bu hesaptan haberdar olduğunu, itiraza konu hesaba eksi bakiyeye düştüğü zamanlarda para yatırarak krediyi ödediğini, davacıya bu hesapla ilgili Ağustos 2009-Şubat 2011 arasında 12 adet cari hesap ekstresi gönderildiğini, bu ekstrelere de itiraz edilmediğini, taraflar arasında imzalanan 17.05.2006 tarihli Ticari Hizmetler Sözleşmesinin 15.11.2010 tarihinde yenilendiğini sözleşmede müşteri ile banka arasındaki faks talimatları ile işlem yapılması konusunda düzenlemeler olduğunu, bu düzenlemeler gereğince bankanın sorumluluğunun bulunmadığını, talimatların gerçek imzayı taşıyan talimatlardan ...’ın ifadesinde belirtildiği şekli ile imzaların kesilip yapıştırılmak suretiyle oluşturulması ve imzaların bankadaki imzalarla aynı olması sebebiyle bu durumdan şüphe duymadığını, davacı tarafın...’ı çok geniş yetkilerle görevlendirdiğinin firma yetkilerine ifade edildiğini, bu halde firmanın elemanını doğru seçememesinden ve basiretli tacir gibi davranmamasından dolayı müvekkili bankanın sorumlu tutulamayacağını, davacının hesaplarından haberi olmadığı iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının zararın doğumuna ağır kusuru ile sebebiyet verdiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu, bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, adam çalıştıran sıfatına sahip olan davacı ile ... arasında BK 55. ve TBK 66. maddesi anlamında bir hukuki ilişki olduğu, adam çalıştıran sıfatına sahip olan davacının çalıştırdığı kimsenin hukuka aykırı eylemlerinden sorumlu olduğu, davacı ..."ı seçerken, ona talimat verirken, gözetim ve denetimde bulunurken gerekli özeni gösterdiğini ispatlamakla yükümlü bulunduğu, dosyada davacının bu kanıtı gösterdiğine dair delil bulunmadığı, davacının BK 55/2 hükmünün belirttiği ispat işlemini de yerine getirmediği, dava bakımından davacının da zarardan sorumlu tutulması gerektiği, davacının tazminat talebinden sorumluluğunun yarısı kadar kabul edilmesinin hakkaniyete uygun düşeceği gerekçesi ile 25.250,00 TL ana para, 7.312,29 TL işleyen faiz olmak üzere toplam 32.562,29 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davacı ve davalı vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının tüm ve davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Ancak, Dairemizin 16/10/2014 tarih 2013/14009 E.-2014/15680 K. sayılı bozma ilamının 3. numaralı bendinde “asıl alacak ile dava tarihine kadar işlemiş faiz toplanmak suretiyle bulunan miktara faiz yürütülmesine karar verilmek suretiyle işlemiş faize yeniden faiz yürütülmesi sonucunu doğuracak şekilde hüküm tesis edilerek, faize faiz yürütülmesi yasağına aykırı davranılması” sebebiyle kararın bozulmasına ve mahkemece de bozma ilamına uyulmasına rağmen, mahkemece verilen 2015/998 E.-2017/477 K. sayılı kararda “25.250,00 TL ana para, 7.312,29 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 32.562,29 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesi” yönünde verilen hüküm ile faize faiz işletilmesi yasağına aykırı davranılması doğru olmamış ise de, anılan bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK"nın 438/7. maddesi uyarınca kararın düzelterek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no"lu bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm ve davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; (2) no"lu bentte açıklanan nedenlerle hükmün 1. numaralı bendinin “25.250,00 TL Ana para, 7.312,29 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 32.562,29 TL"nin ana parası olan 25.250,00 TL"sine dava tarihinden itibaren temerrüt faizi işletilerek davalıdan alınıp davacıya verilmesine” şeklinde hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 13,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 02/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.