Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/3378
Karar No: 2017/2560
Karar Tarihi: 14.06.2017

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2016/3378 Esas 2017/2560 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıp giderim bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Davacı işin kusurlu yapıldığını belirterek 1.000 TL ayıp giderim bedelinin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak davalı vekili tarafından temyiz edilmiş ve yargıtay da davalı vekilinin itirazlarının kabul edilmesi sonucu verilen karar bozulmuştur. Bozma nedeni, ayıp giderim bedelinin hesaplanmasının yanlış yapılması ve en yüksek mevduat faizinin geçmemek üzere ticari avans faizine hükmedilmemesidir. Davanın açıldığı tarih ile ayıbın ortaya çıkma tarihi arasında uzun süre bulunduğu için maliyet farkına (artan zarara) iş sahibi katlanmak durumundadır. Mahkeme kararında uygulanacak kanun maddeleri; 818 sayılı mülgâ BK'nın 355. ve devamı maddeleri, BK'nın 98/II. maddesi, BK'nın 44. maddesi, 3095 sayılı Kanun 1. maddede yasal faiz 2. maddede ise temerrüt faizi düzenlemesi yapmaktadır.
15. Hukuk Dairesi         2016/3378 E.  ,  2017/2560 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tük. Mah. Sıf.)

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

    - K A R A R -

    Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıp giderim bedelinin tahsili istemine ilişkin olup; mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle davalı şirket temsilcisi ..."ın şahsen davada yer almamasına karşın karar başlığında gösterilmesinin maddi hata olup bu hususun mahallinde her zaman düzeltilmesinin mümkün bulunması ayrıca taraflar arasında imzalanan sözleşmenin "R" bendinde işçilik ile ilgili oluşabilecek hasarların 5 yıl garanti kapsamında olduğunun ve böylelikle bu süre içerisinde ayıp oluştuğundan ayıp ihbarına gerek bulunmadığının anlaşılmasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
    Davacı taraflar arasında konusu su, ısı ve ses izalosyonu ürünü ile mantolama yapılması işi olan eser sözleşmesi bulunduğunu, işin bitiminden kısa süre sonra çatlama ve dökülmeler meydana geldiğini, işin eksik ve kusurlu yapıldığını belirterek 1.000,00 TL ayıp giderim bedelinin tahsiline karar verilmesini istemiş, bilirkişi raporu alındıktan sonra talebini ıslah ederek 82.600,00 TL"ye çıkarılmış, davalı esasa ilişkin olarak malzeme kaynaklı sorunlardan kendisinin sorumlu tutulamayacağını belirterek davanın reddini savunmuş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava sözleşme tarihine göre uygulanması gereken 818 sayılı mülgâ BK"nın 355. ve devamı maddelerde düzenlenen ve konusu su, ısı ve ses izalosyonu ürünü ile mantolama yapılması işi olan olan eser sözleşmesine dayalı olarak ayıp giderim bedeline ilişkin açılmış alacak davasıdır.
    Eserde ortaya çıkan ayıplara ilişkin sözleşmede garanti hükmü bulunduğu takdirde ayıp ihbarına gerek bulunmadan garanti süresi içerisinde sorumluluk yükleniciye aittir. Eserdeki gizli ayıplar yönünden ayıp giderim bedelinin ayıbın ortaya çıktığı tarihe ayıpların giderilmesi için gereken makul süre eklenmek suretiyle bulunacak tarihe göre belirlenmesi gerekir. Ayıbın ortaya çıktığı tarih ile davanın açıldığı tarih arasında uzun süre var ise davanın geç açılmasında davalı yüklenicinin bir kusuru bulunmadığından BK"nın 98/II. maddesinin yollamasıyla aynı Kanun"un 44. maddesi uyarınca artan zarardan davalı sorumlu tutulamaz. Ayıbın ortaya çıktığı tarih ile dava tarihi arasındaki maliyet farkına (artan zarara) iş sahibi katlanmak durumundadır, katlanmalıdır.
    Ayıpların giderim bedelinin mahalli piyasa rayicine göre belirlenmesi gerekir. Mahalli piyasa fiyatlarına KDV dahil olduğundan piyasa rayicine göre belirlenecek miktara KDV eklenmeksizin ayıp giderim bedeli belirlenmelidir.
    Uygulanacak temerrüt faiz oranı yönünden, 3095 sayılı Kanun 1. maddede yasal faiz 2. maddede ise temerrüt faizi düzenlenmiştir. 2/2. maddede ticari işlerde temerrüt faizinin maddedeki tarih ve oranlara göre belirlenecek avans faizi oranında istenebileceği belirtilmiştir. Avans faizi olarak veya bu anlama gelecek şekilde oran belirtilerek açık talep var ise buna göre; talep farklı bir orana ilişkin ise taleple bağlılık ilkesinin düzenlendiği 6100 sayılı HMK 26/1. maddeye göre talepten fazlaya hükmedilemeyeceğinden taleple bağlı kalınarak uygulanacak faiz türü belirlenmelidir. Bu belirlemede, taleple bağlılık ve hakimin hukuku resen uygulaması ilkelerinin sentezi olarak değerlendirebileceğimiz "kural aşılmaksızın taleple bağlılık ilkesi" de gözardı edilmemelidir. Çünkü talepteki miktarla bağlılık yanında, kuraldaki miktar da aşılmamalıdır. Bu nedenle avans faizi isteme hakkı bulunan tarafın, bunun yerine en yüksek mevduat faizi istemesi halinde en yüksek mevduat faizini geçmemek üzere avans faizine hükmedilmesi gerekir.
    Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece hükme esas alınan ek bilirkişi raporunda ayıp giderim bedeli 70.000,00 TL+KDV olarak hesaplanmış ise de ayıbın 2012 yılında çıktığı anlaşılmakla BK"nın 98. madde yollamasıyla uygulanması gereken 44. madde uyarınca bu yıl fiyatlarıyla ve KDV ilave edilmeden hesaplama yapılması için ek rapor alınarak bu miktarın hüküm altına alınması ve ayrıca taleple bağlılık kuralı gözetilerek en yüksek mevduat faizini geçmemek üzere ticari avans faizine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 14.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi