5. Hukuk Dairesi 2017/12077 E. , 2017/14026 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili dava ve birleşen davasının kabulüne dair verilen yukarıda tarih ve numaraları yazılı hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince verilen dilekçelerle istenilmiş, davalılar vekili de temyiz dilekçesinde duruşma isteminde bulunmuş olmakla, duruşma için belirlenen 25/05/2017 günü temyiz eden taraf vekillerinin yüzlerine karşı duruşmaya başlanarak, sözlü açıklamaları da dinlendikten ve dosyadaki kağıtlar okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Dava ve birleştirilen dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Arsa niteliğindeki ....mahallesi 786 parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yöntem itibariyle doğrudur. Ancak;
1)Aynı bölgeden intikal eden ve (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesinin 2015/12472 esas sayılı ilamı ile denetimden geçen Manisa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/462 E.-2014/579K. sayılı dosyasında, aynı amaçla kamulaştırılan benzer nitelikteki 277 parsel sayılı taşınmazın metrekaresine 03.12.2013 değerlendirme tarihi itibariyle 113,56-TL değer biçildiğinden, bilirkişi kurulundan bu parsel için tespit edilen m2 değerinden ayrılma nedenleri konusunda ek rapor alınmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmadığı gibi,
Dava konusu taşınmaz ile somut emsal taşınmazın 2013 yılında, Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas olan m2 değerleri ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Müdürlüğünden getirtilip, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibariyle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal kabul edilen taşınmazın ise bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınan satış tarihi itibariyle fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parselleri mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parselleri mi oldukları ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulup, alınacak cevaplara göre bilirkişi kurulu raporu denetlenmeden eksik inceleme ile hüküm kurulmuştur.
Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re"sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2)Davalılardan ..."in yargılama sırasında vefat ettiği anlaşıldığından, adı geçen davalının mirasçıları, Kamulaştırma Kanununun 14/5. maddesi uyarınca davaya dahil edilerek, mirasçılar hakkında hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
3)Dava konusu taşınmaz üzerinden geçen iki ayrı enerji nakil hattı için ayrı ayrı açılan ve eldeki dosya ile birleştirilen 2013/435E. sayılı dosyada dava konusu edilen enerji nakil hatı sebebiyle, her iki hattın irtifak hakkı karşılığı aynı zamanda ödeneceğinden, asıl davada tespit edilen kamulaştırma bedelinden indirim yapılamayacağı gözetilmeden, asıl dava yönünden belirlenen kamulaştırma bedeline % 4 oranında değer azalışı uygulanmak suretiyle eksik bedel tespiti,
4)2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dört ay içerisinde sonuçlandırılamayan asıl ve birleşen davada tespit edilen bedelden acele el koyma bedelinin mahsubundan sonra kalan fark bedele asıl dava yönünden 17.12.2013 tarihinden, birleşen dava bakımından ise 25.02.2014 tarihinden itibaren karar tarihi olan 13.11.2015 gününe kadar geçen süre için yasal faiz işletilmesi gerektiği gözetilmeden, bu usule uyulmadan faiz yürütülmesi,
5)2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayalı açılan tespit ve tescil davalarında kendilerini vekil ile temsil eden her iki taraf lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği halde, vekalet ücretine ilişkin hüküm kurulmaması,
Doğru görülmemiştir.
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 1.480,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya, 1.480,00-TL vekalet ücretinin de davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 25/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.