Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1469
Karar No: 2020/370
Karar Tarihi: 10.02.2020

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/1469 Esas 2020/370 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı banka ile kredi borçlusu olan davalı arasında genel kredi sözleşmeleri imzalandı. Kredi borcunun süresinde ödenmemesi üzerine icra takibi başlatıldı. Davalı, kefil sıfatıyla attığı imzalara itiraz etti ve dava açtı. Adli Tıp Kurumu raporunda imzaların davalıya ait olmadığı tespit edildi. İlk derece mahkemesi davayı reddederken, kötü niyet tazminatı hükmetti. İstinaf mahkemesi ise, dava ve takibe konu kredi sözleşmelerindeki imzaların davalıya ait olmaması ve davacı bankanın kötü niyetli davrandığı gerekçesiyle davayı reddetti ve kötü niyet tazminatı hükmünü onadı. Kanun maddeleri: Borçlar Kanunu, İcra ve İflas Kanunu.
19. Hukuk Dairesi         2018/1469 E.  ,  2020/370 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasında görülmekte olan itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesinde yapılan yargılaması sonunda verilen kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 3 Hukuk Dairesi tarafından verilen istinaf talebinin reddine ilişkin hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili, davacı banka ile kredi borçlusu davadışı ... Oto Cam Paz. İnş. Turz. San. Tic. Ltd. Şti. arasında genel kredi sözleşmeleri imzalandığını ve kredi kullandırıldığını, davalının bu kredi sözleşmelerini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, borcun süresinde ödenmemesi üzerine ihtarname gönderilerek hesabın kat edildiğini ve Samsun 6. İcra Müdürlüğünün 2015/102 Esas sayılı dosyası ile borçlular aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu ..."ın imzaya ve borca itiraz ettiğini, bu nedenlerle davalı ..."ın itirazının iptaline, takibin devamına, %20"den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, ihtara ve takibe karşı kredi sözleşmesindeki kefil sıfatıyla atılan imzaların davalının eli ürünü olmadığı gerekçesiyle itiraz edildiğini, takip ve davaya konu kredi sözleşmelerinde davalının ismi kullanılarak kefil sıfatıyla atılan imzalarının sahte olduğunu, bu nedenlerle açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin 19.09.2017 tarihli raporunda söz konusu belgeler incelenmek suretiyle yapılan incelemede takibe konu 3 adet sözleşmedeki imzaların davalıya ait olmadığının tespit edildiği, davacı bankanın dava konusu kredi sözleşmelerinin düzenlenmesi aşamasında sözleşmeye kefil sıfatıyla imza atan kişilerin kimliklerini bilmek ve denetlemek yükümlülüğünde olduğu ve sözleşmede yer alan imzaların kime ait olduğunu bilebilecek durumda olduğu gerekçesiyle davanın reddine, takibe konu toplam alacak 782.505,92 TL"nin %20"si oranında kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş olup, hükme karşı davacı vekili tarafından sadece hükmedilen kötüniyet tazminatı yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge adliye mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davacının istinaf sebebinin yalnızca ilk derece mahkemesince hükmedilen kötüniyet tazminatı olduğu belirtilerek, dava ve takibe konu kredi sözleşmelerindeki kefil sıfatıyla atılan imzaların davalıya ait olmaması, davacı bankanın sahte imzalı kredi sözleşmelerine dayalı olarak icra takibine başlaması ve imza itirazına rağmen itirazın iptali davası açması karşısında mahkemece davacı bankanın icra takibi yapmakta kötü niyetli olduğunun kabulü ile davanın reddi yanında, takibe konu alacak tutarının %20 si oranında kötü niyet tazminatının davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varıldığı gerekçesiyle davacının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı banka vekili tarafından yalnızca kötüniyet tazminatı yönünden temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle maddi ve muhakeme hukukuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 10.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi