Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/20368
Karar No: 2014/2782
Karar Tarihi: 17.02.2014

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2013/20368 Esas 2014/2782 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2013/20368 E.  ,  2014/2782 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Ankara 5. İş Mahkemesi
    Tarihi : 17.07.2013
    No : 2013/139-2013/1024

    Dava, malullük aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
    Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin reddine karar vermiştir.
    Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    506 sayılı Yasanın 53. maddesine göre, “…Kurum hastanelerince düzenlenecek usulüne uygun sağlık kurulu raporları ve dayanağı tıbbî belgelerin incelenmesi sonucu çalışma gücünün en az 2/3’ünü yitirdiği Kurumca tespit edilen sigortalı, malullük sigortası bakımından malul sayılır...Bu Kanun kapsamında ilk defa çalışmaya başladıkları tarihte mevcut hastalık veya arızası bulunanlar bu hastalık veya arızasının malûl sayılmayı gerektirecek düzeyde olmadığını Kurum veya Kurum dışındaki hastanelerden işe girmeden önce alınmış, usulüne uygun sağlık raporu ve dayanağı tıbbi belgelerle kanıtlamakla yükümlüdürler. Sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihte, malûl sayılmayı gerektirecek derecede hastalık ve arızalarının bulunduğu önceden veya sonradan tespit edilen sigortalılar bu hastalık veya arızaları nedeni ile malûllük sigortası yardımlarından yararlanamazlar.”
    Sigortalıların hangi hallerde çalışma gücünün en az üçte ikisini yitirmiş sayılacakları, 506 sayılı Kanuna istinaden çıkarılan Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğündeki esaslara göre tespit olunur. 506 sayılı Kanunun 109. maddesinde ise, “... belirtilen raporlar üzerinde Kurumca verilen karara ilgililer tarafından itiraz edilirse, Sosyal Sigortalar Kurumu Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.” hükmü öngörülmüştür.
    Bakanlar Kurulu’nca kabul edilip 22.06.1972 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü’nde, sigortalıların hangi hallerde çalışma gücünün en az üçte ikisini yitirmiş ve hangi hallerde başka birinin sürekli bakımına muhtaç durumda sayılacakları belirlenmiştir. 5510 sayılı Kanunun 107. maddesine dayanılarak çıkartılıp 01.10.2008 gününden geçerli olmak üzere 11.10.2008 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’nin "Yönetmeliğin yürürlük tarihinden önceki talepler" başlıklı geçici 1. maddesinde, bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce çalışma gücü kaybı sonucu meslekte kazanma gücü kaybı durumlarının belirlenmesi isteminde bulunan sigortalılar için, yürürlükten kaldırılan ilgili sosyal güvenlik mevzuatının Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanacağı açıklanmıştır.
    Öte yandan, 01.05.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Kanunu"nun; 1. maddesinde, adalet işlerinde bilirkişilik görevi yapmak, adlî tıp uzmanlığı ve yan dal uzmanlığı programları ile görev alanına giren konularda diğer adlî bilimler alanlarında sempozyum, konferans ve benzeri etkinlikler düzenlemek ve bunlara ilişkin eğitim programları uygulamak üzere Adalet Bakanlığı’na bağlı Adli Tıp Kurumu kurulduğu; 2. maddesinde, Kurumun, mahkemeler ile hâkimlikler ve savcılıklar tarafından gönderilen adlî tıpla ilgili konularda bilimsel ve teknik görüş bildirme görevinin bulunduğu; 15. maddesinde, Adlî Tıp Genel Kurulu’nun, adlî tıp ihtisas kurulları ve ihtisas daireleri tarafından verilip de mahkemeler, hâkimlikler ve savcılıklarca kapsamı itibarıyla yeterince kanaat verici nitelikte bulunmadığı, sebebi de belirtilmek suretiyle bildirilen işleri, adlî tıp ihtisas kurullarının verdiği rapor ve görüşleri arasında ortaya çıkan çelişkileri, adli tıp ihtisas kurulları ile ihtisas dairelerinin rapor ve görüşleri arasında ortaya çıkan çelişkileri, adlî tıp ihtisas kurulları ile adlî tıp ihtisas dairelerinin ve adlî tıp şube müdürlüklerinin rapor ve görüşleri arasında ortaya çıkan çelişkileri, adlî tıp ihtisas kurulları ile Adlî Tıp Kurumu dışındaki sağlık kuruluşlarının verdikleri rapor ve görüşler arasında ortaya çıkan çelişkileri, konu ile ilgili uzman üyelerin katılımıyla inceleyip kesin olarak karara bağlayacağı; 16. maddesinde, Üçüncü Adlî Tıp İhtisas Kurulu’nun, İkinci Adlî Tıp İhtisas Kurulunun görevine girmeyen Sosyal Sigortalar ve İş Kanunları ile ilgili olaylar, malûliyetler, meslekte kazanma gücü kaybı, meslek hastalıkları ve meslekî kusurlara ilişkin işlemler hakkında bilimsel ve teknik görüşlerini bildirmek görevinin bulunduğu belirtilmiş olup; değinilen yasal düzenlemelere göre Adlî Tıp Genel Kurulu’na verilen inceleme ve kesin olarak karara bağlama görev ve yetkisi, kuşkusuz, eldeki gibi uyuşmazlıklarda sürekli itiraz yolu kullanılarak sürüp gitmesini önleme ve bir an önce en geniş katılımlı bir kurul kararı ile çekişmeyi sona erdirme amacını taşımakta olup, bu kapsamda, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nın ilgili ihtisas kurulu ile Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu veya üniversitelerin tıp fakülteleri ilgili bilim dalı başkanlıklarınca düzenlenen raporlar arasında beliren çelişkinin Adlî Tıp Kurumu Başkanlığı Adli Tıp Genel Kurulu tarafından giderilip kesin olarak karar bağlanması da zorunludur. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 17.02.2010 gün ve 2010/21-60 Esas, 2010/90 Karar sayılı ilamı ile 06.10.2010 gün ve 2010/10-390 Esas, 2010/448 Karar sayılı ilamında da aynı yaklaşım ve görüşler benimsenmiştir.
    Yukarıdaki yasal düzenleme ve açıklamalar ışığı altında inceleme konusu davada; öncelikle Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü; (usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak) 01.10.2008 tarihinden sonrasına ilişkin Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde ayrı ayrı olmak üzere davacının çalışma gücü kayıp oranları ve tarihleri Yüksek Sağlık Kurulundan alınacak raporla belirlenmeli; davalı Kurum için bağlayıcı olan bu rapora davacının itirazı olması halinde aynı şekilde Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi"nden rapor alınmalı; iki rapor arasında çelişki olması durumunda, davacının malûllük durumu ile ilgili ortaya çıkan çelişkiler Adlî Tıp Kurumu Başkanlığı Adli Tıp Genel Kurulu tarafından yukarıda belirtilen yasal mevzuat hükümleri ve açıklamalar çerçevesinde hazırlanacak raporla giderilerek, çalışma gücü kayıp oranı ve sigortalılığın başladığı 08.09.1993 tarihinde maluliyetin mevcut olup olmadığı açıklığa kavuşturulup, 08.09.1993 tarihinden önce maluliyet yoksa; 5510 sayılı Kanunun 27. madde hükmü kapsamında malûllük aylığının başlangıcı yönünden, malûllük olgusunun gerçekleşme tarihi kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkarılmalı ve 5510 sayılı Kanunun 26. maddesinde belirtilen diğer aylık bağlama koşullarının varlığı değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir.
    Mahkemenin, bu maddi ve hukuki olguları gözetmeksizin eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar vermiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 17.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi