19. Hukuk Dairesi 2018/440 E. , 2018/4971 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak, davalı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. ... ile davalı asil ... ve vek. Av. ..."yun gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan taraf vekillerinin açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, taraflar arasında uzun yıllardır ticari ilişki bulunduğunu, davalının kendisi, annesinin şahıs firması ve...... adına ticari ilişkilerine devam ettiğini, bu üç kişi adına kesilen faturalarının davacı tarafından ödendiğini, davacının davalının şahıs firması adına kesilen faturaları ödediğini ve hatta fazlaca avans da gönderdiğini, kalan borç ödenmediğinden davalı hakkında yapılan takibe itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının taraflar arasındaki ticari ilişkiyi kötü niyetli olarak açıklamadığını, davalı ile davacı arasında temsilcilik ilişkisi bulunduğunu, müvekkilinin davacının ihale işlerini iyi niyetli olarak bila ücret takip ettiğini, 2005 yılı sonundan itibaren davacı ile müvekkili arasında ticari ve temsilcilik şeklinde bir ilişkinin bulunmadığını, davacının eskiye dayalı bu temsilcilik giderleri dolayısıyla şirketine ait harcamalarını kötü niyetli olarak davalı hesabına kaydettiğini, müvekkilinin borçlu değil alacaklı olduğunu savunarak davanın reddi ile %40 tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın zamanaşımı süresi içerisinde açılmadığından reddine yönelik olarak verilen karar, Dairemizin 28/10/2014 tarihli ve 2014/3354-2014/15656 E.-K. sayılı ilamı ile zamanaşımı def"inin süresi içinde sunulmadığından davanın esasının incelenmesi gerektiği gerekçesi ile bozulması üzerine, mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davaya konu takibe dayanak belgelerde davalıya yapılan ... ve havale kayıtlarının alacağa dayanak gösterildiği, takibe dayanak belgelerin mahiyeti gözetildiğinde alacağın varlığına yönelik ispat yükünün davacı üzerinde olduğu, iddia edilen alacağın doğduğu dönemlere ait ticari defter ve kayıtların ibraz edilmediği gibi alacağın varlığının başkaca deliller ile de ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine, tacir olan davacının ticari defter ve kayıtlarına göre alacaklı olduğunu ileri sürerek takip yaptıktan sonra alacağını dayandırdığı ticari defter ve kayıtlarını imha edildiği gerekçesiyle dosyaya sunmadığı, dosyaya yansıyan bilgi ve belgelerden davacının haksız olduğu, olmayan bir alacağın tahsili için takip yaptığı için haksız ve kötü niyetli olduğu sabit görülerek davacı aleyhine %40 kötü niyet tazminatına karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen ve sebepleri bildirilmeyen temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında alan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Davacı alacaklı yaptığı takipte ve açtığı itirazın iptali davasında haksız ise de davasını ispat edememiş olması onun kötü niyetli oluğunu göstermez. Bu nedenle davacı aleyhine kötü niyet tazminatına karar verilmesi doğru olmayıp, hükmün bu yönden bozulması gerekmekte ise de tek başına bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm fıkrasının 2. bendinde yer alan, "Davacı tarafça yapılan takip haksız ve kötü niyetli olduğundan asıl alacağın (292.796,62 TL nin) %40"ı oranında tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine," cümlesinin hüküm fıkrasından tamamen çıkarılarak 6100 sayılı HMK"nin geçici 3. maddesi ve 5236 sayılı Kanun"un geçici 2. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nin 5236 sayılı Kanun"un 16. maddesiyle değiştirilmeden önceki 438/7. maddesi gereğince mahkeme kararının düzelterek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (3) nolu bentte belirtilen nedenlerle hüküm fıkrasının 2. bendinde yer alan, "Davacı tarafça yapılan takip haksız ve kötü niyetli olduğundan asıl alacağın (292.796,62 TL nin) %40"ı oranında tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine," cümlesinin hüküm fıkrasından tamamen çıkarılmak suretiyle hükmün düzeltilmiş haliyle ONANMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.630,00TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 16/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.