
Esas No: 2013/15125
Karar No: 2014/2738
Karar Tarihi: 13.02.2014
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2013/15125 Esas 2014/2738 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Samsun 2. İş Mahkemesi
Tarihi :16.05.2013
No :2010/299-2013/345
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılardan SGK Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesi ile 5510 sayılı Kanununun 86. maddesi olup bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Davacı, 15.01.2002-18.01.2010 tarihleri arasındaki çalışmalarının tespitini talep etmiş; mahkemece, taraf ve kamu tanıklarının beyanlarından, davacının 2002 yılı başından beri sürekli çalıştığı anlaşılmakla, bildirim dışı bırakılan 15.01.2002-02.11.2004 tarihleri arasındaki hizmet sürelerinin tespitine karar verilmiştir.
Dosyanın tetkikinde; ihtilaflı dönemde çalışması bulunan bordrolu tanıkların, davacının çalışma sürelerine ilişkin net beyanda bulunmadıkları anlaşılmakla, mahkemece kabul edilen süreler açısından, yeniden kayden bordrolu tanık beyanlarına başvurulmalı, kanaat oluşmaması durumunda komşu veya benzeri işleri yapan başka işverenler ve bu işverenlerin çalıştırdığı bordrolara geçmiş kişiler saptanarak bilgi ve görgülerine başvurulmalı, sonradan dinlenen tanık beyanları ile daha önce dinlenen tanık beyanları arasında çelişki oluşması halinde bu çelişki giderilmeye çalışılmalı, böylece bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
O hâlde, davalılardan Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.