8. Hukuk Dairesi 2017/9454 E. , 2017/3599 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili; taraflar arasında görülen ortaklığın giderilmesi davasına konu 255 ada 17 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 2 katlı ev ile adetleri belirtilen muhtelif cins ve yaştaki ağaçların vekil edenine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar ... ve ..., taşınmazda hissedar olduklarını, her hissedarın muhdesatı bulunduğunu, tespit yapılmasını talep ettiklerini açıklamışlar, diğer davalılar ... ve ... savunmada bulunmamışlardır.
Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu 255 ada 17 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bilirkişilerce tanzim edilen 13.04.2016 havale tarihli bilirkişi rapor ve eki krokide yer alan 2 katlı betonarme bina ile adet ve niteliği belirtilen ağaçların davacı tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yazılı şekilde hüküm verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığından davalı ..."nun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-) Sair temyiz itirazlarına gelince;
Davalı ..., dava konusu taşınmazın paydaşlar arasında taksim edilerek kullanıldığını, fiili taksim sınırına riayet edilmeksizin kendisine ait olan 5 adet avokado ve 6 adet kayısı ağacının davacının muhdesatı olarak kabul edildiğini açıklayarak temyiz isteminde bulunmuştur.
Dosya içeriğinden; dava konusu 255 ada 17 parsel sayılı taşınmazın tarla vasfı ile davacı ve davalılar adına paylı mülkiyet hükümlerine göre kayıtlı olduğu, Mahkemece 6.4.2016 tarihinde yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıkların, dava konusu taşınmazın taksim edilerek kullanıldığını, dava konusu taşınmaz üzerindeki iki katlı ev ile çok sayıdaki kayısı, avokado, portakal, limon, zeytin, yenidünya ve dut ağaçlarının davacıya ait olduğunu, davacı ile annesi olan davalı ..."nun kendilerine ait olan ağaçları birlikte kullandıklarını, davalı ..."nin kendisine ait olduğunu gösterdiği ağaçların ona ait olduğunun doğru olduğunu beyan ettikleri, keşfe katılan fen bilirkişisi Yüksel Kır, İnşaat bilirkişisi..., ziraat bilirkişisi... tarafından birlikte tanzim edilen 13.04.2016 havale tarihli bilirkişi raporunda ise; mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarında davacıya ait olduğu belirtilen ağaçların dava tarihindeki değerleri ile tablo halinde gösterildiğinin bildirildiği görülmüştür.
Her ne kadar hükme esas alınan bilirkişi raporunda, mahalli bilirkişi ve tanıkların beyanları esas alınarak davacıya ait olan ağaçların tespit edildiğinin bildirildiği görülmüş ise de, az yukarıda zikredildiği üzere mahalli bilirkişi ve tanıklar davacı ile annesi .... ağaçları ortak kullandıkları, davalı ..."nin kendisine ait olduğunu söylediği ağaçların ona ait olduğunu açıkladıkları, ancak bilirkişi raporunda davacının kullanımında olan alanda davalıya ait ağaç bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturulmadığı, eki krokide fiili taksim sınırlarının gösterilmediği ve davalıya ait olan ağaçların davacı adına tespit edilip edilmediği konusunda duraksamaya neden olacak şekilde hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK"nun 297/2. maddesine göre, mahkeme kararında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi, infaza elverişli biçimde hüküm kurulması zorunludur.
Bu nedenlerle, Mahkemece gerek görüldüğü takdirde mahallinde yeniden keşif yapılarak, dava konusu taşınmaz üzerinde davacı ve davalı ..."nin ortak kullanımında olduğu belirtilen kısımda hangi ağaçların davacıya, hangi ağaçların davalı ..."ye ait olduğunun duraksamaya meydan vermeyecek şekilde belirlenmesi, teknik bilirkişiye uygulama ve denetime elverişli basit kroki düzenlettirilmesi, ağaçların hangi kısımda yer aldığının belirtilmesi gereklidir.
Açıklanan yönde işlem ve inceleme yapılarak HMK.nun 297/2. maddesine göre, dava konusu muhdesatlar ile ilgili infazda kuşku oluşturmayacak şekilde karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Davalı ..."nun temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 14.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.