11. Hukuk Dairesi 2018/885 E. , 2019/2512 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 5.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 02/06/2017 tarih ve 2014/617 E.-2017/461 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nce verilen 30/11/2017 tarih ve 2017/1018-2017/827 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankanın ... ... Şubesi"nden 4 adet Genel Kredi Sözleşmesi imzalayarak kredi kullandığını, 09/04/2013 tarihinde kredilerini erken ödeme yolu ile kapattığını, davalının erken ödeme nedeniyle erken ödeme masraf ve komisyon, adı altında toplamda 73.706,95 TL tutarında kesinti yaptığını, bankalarca konut kredilerinde bile %2"lik erken ödeme cezası alındığını, tüm bankaların bu oranı geçmediğini, ancak diğer kredilerdeki esneklik nedeniyle davalı bankaca bu hakkın kötüye kullanıldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere fazladan alınan ücretlerin 55.943,33 TL"sinin kesinti tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile iadesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının ticari kredi aldığını, sözleşme hükümleri ve Türk Ticaret Kanunu hükümleri çerçevesinde komisyon ve erken ödeme ücreti tahsil edildiğini, her tacirin ticari işletmesi ile ilgili konularda basiretli bir iş adamı gibi davranması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, dava konusu 12/08/2008 ve 11/01/2012 tarihli genel kredi sözleşmelerinde kredinin erken kapatılması halinde erken ödeme komisyonu alınacağına dair bir düzenleme bulunmadığı, 31/05/2012 tarihli sözleşmenin de ibraz edilemediği, bu durum karşısında davalının erken ödeme komisyonu tahsil edemeyeceği, ancak davacının talebinin fazla tahsil olunduğu iddia olunan komisyon tutarının iadesi yönünde olması karşısında davacının da davalı bankanın erken ödeme komisyonu tahsil edebileceğini kabul etmesi karşısında davalı bankanın erken ödeme komisyonu tahsil edebileceğinin kabulünün gerektiği, bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere emsal uygulamaya göre davalı bankanın fazladan 51.705,81 TL tahsilat yaptığı, davalı bankanın kesinti tarihi itibariyle sebepsiz zenginleştiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi’nce, davalı banka alınan ücretin sözleşmeye ve bankacılık uygulamalarına uygun olduğunu savunmuş ise de mahkemece diğer bankalardan benzer türdeki kredi sözleşmelerinden kaynaklanan borcun erken ödenmesi halinde aldıkları erken ödeme komisyon oranları sorulmak suretiyle ortalama oranın belirlendiği, 04/10/2012 tarihli sözleşme kapsamında bankanın kredinin erken ödenmesi halinde müşteriden % 5 oranında erken ödeme komisyonu talep edebileceği yönünde düzenleme bulunmasına rağmen davalı bankanın bilirkişinin raporunun 4. sayfasında belirttiği 8799299 kredi numaralı kredinin 09/04/2013 tarihinde yapılan 402.056,81 TL erken ödenmesinden ötürü davacıdan 31.975,71 TL kesinti yaptığı, kesintinin oranının %5 olması gerekirken % 7,95 oranında kesinti yapıldığı, bu nedenle istinaf mahkemesince re"sen yapılan hesaplama sonucu sözleşmenin 2.9.maddesi gereğince; 402.056,81 TL x 0,05 = 20.102,84 TL erken ödeme komisyonu talep hakkı bulunduğu halde davalı bankanın davacıdan 11.872,87 TL fazla kesinti yaptığının saptandığı, davalı bankanın bilirkişi raporunun 4.sayfasında belirtilen 5377611 numaralı kredi gereğince yapmış olduğu fazla kesintinin 4.012,63 TL ve 4493272 numaralı kredi nedeniyle davacıdan 26.412,18 TL fazla kesinti yaptığı, her üç krediden dolayı davacıdan fazla yapılan kesintinin 42.297,66 TL olduğunun hesaplandığı, neticede davalı bankanın tahsil ettiği 68.820,53 TL ücretin fahiş olduğu ve istinaf mahkemesince 8799299 kredi numaralı krediden ötürü re"sen yapılan ve diğer krediler yönünden ise bilirkişi tarafından hesap edilen ve fazla alındığı anlaşılan 42.297,66 TL"nin iadesi gerektiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Dava, davalı banka tarafından kredilerin erken kapatılmasından ötürü tahsil edilen erken kapama komisyonunun fazla olduğu iddiasına dayalı istirdat istemine ilişkin olup mahkemece alınan kök ve ek bilirkişi raporlarına göre karar verilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde dava konusu kredi sözleşmelerinin kredi numaralarını bildirmiş olup sözleşmelerin tarihlerini bildirmemiştir. 17/02/2016 tarihli kök bilirkişi raporunda, dört adet kredi sözleşmesinin tarihleri belirtilmiş ve bu kredi sözleşmelerinin erken kapama komisyonuyla ilgili hükümleri incelenerek erken ödeme komisyon oranlarına ilişkin bir hesaplama yapılmış, 30/05/2016 tarihli ek bilirkişi raporunda ise bu kez dava dilekçesindeki sistematiğe göre kredi numaraları belirtilmek suretiyle her bir sözleşme nedeniyle davalı banka tarafından fazla tahsil edilen komisyon miktarları belirlenmiştir. Ancak mahkemeye ek raporun ibraz tarihinden sonra 04/05/2017 tarihinde davalı banka tarafından gönderilen cevabi yazıda kredi numaraları ve bu kredilerin açılış tarihleri ayrı ayrı belirtilmişse de, bu tarihler hükme esas alınan kök ve ek bilirkişi raporlarında incelenen kredi sözleşmelerinin tarihleriyle örtüşmemektedir.
Bu durumda, davacının dava konusu ettiği kredi sözleşmelerinin tasdikli birer sureti kredi numaraları belirtilmek suretiyle davalı bankadan/davacıdan temin edilerek, dava konusu edilen bu sözleşmelerin erken kapama komisyonuyla ilgili hükümleri 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 80. madde hükmü ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girme tarihinden sonraki kredi sözleşmeleri ile ilgili de aynı kanunun 20. ve devamı maddeleri ile 96. madde hükümleri göz önünde bulundurularak incelenmesi ve sonuca ulaşılması gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz istemlerinin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK"nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 01/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.