(Kapatılan) 7. Hukuk Dairesi 2016/31578 E. , 2016/21702 K.
"İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : İşe iade
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı vekili davacının, 05.10.2007-31.08.2015 tarihleri arasında vinç operatörü olarak kesintisiz çalıştığını; iş sözleşmesinin performansının yetersiz olduğu ileri sürülerek feshedildiğini; işyerindeki iş kazalarının yoğunluğu, kazaların örtülme çabası ve iş şartlarının ağırlığı gibi sebepler ile davacı ve arkadaşlarının sendikalaşma kararı aldıklarını ve Petrol-İş Sendikası ile görüşerek örgütlenme çabasına başladıklarını; ancak bu çabanın ifşa edilmesi ile müvekkilinin iş sözleşmesinin feshedildiğini; davalı işverenin tek amacının sendikalaşmayı durdurmak olduğunu; işverenin tespit edebildiği işçilerle görüşüp sendikadan istifaya zorladığını; bu baskıya rağmen istifa etmeyen işçileri işten çıkartılmaya başlandığını belirterek feshin geçersizliğine ve işe iadesi ile işçinin başvurusu, işverenin işe başlatması veya başlatmaması şartına bağlı olmaksızın 13 aylık ücret tutarında sendikal tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacının 05.10.2007 tarihinden fesih tarihine kadar üretim bölümünde vinç operatörü olarak çalıştığını; sözleşmesinin 31.08.2015 tarihinde geçerli sebeple feshedildiğini; kendisine verilen görevleri yerine getirmemesi, performansının düşük olması, ekip arkadaşlarıyla uyumsuzluk göstermesi ve amirlerine itaatsizlik etmesi sebepleriyle iş ilişkisinin sonlandırılmak zorunda kalındığını; davacının hizmet süresi içinde bir defa 1 günlük ücret kesintisi, 1 defa da 2 günlük ücret kesintisi aldığını; davacının 2014 yılından itibaren performansında ve verimliliğinde ciddi eksilmeler olduğunu; pek çok kez uyarıldığını; ancak bir irade ortaya koyamadığını; ayrıca iş arkadaşlarıyla sorunlar yaşamaya başladığını, diğer çalışanların çoğu kez şikayette bulunduğunu; bundan sonrada amirlerin direktiflerine uymama eylemlerinin başladığını; sendikalaşmaya ilişkin iddiaların gerçeğe aykırı olup müvekkili şirketin uluslarararı grup şirketinin bir parçası olduğunu, savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalı işveren tarafından yapılan fesih işleminin geçerli nedene dayanmadığını ancak sendikal neden iddiasının da ispatlanamadığı gerekçesiyle davacının işe iadesine karar vermiştir.
Öncelikle mahkemece, davacının iş sözleşmesinin geçerli neden olmaksızın feshedildiği yönündeki tespiti yerinde olduğundan davalının temyiz itirazları yerinde değildir.
Buna karşılık davacı temyizi yönünden değerlendirildiğinde;
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18.maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
Fesih tarihinde yürürlükte olan 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu"nun “sendika özgürlüğünün güvencesi" başlıklı 25.maddesinin ikinci fıkrasına göre; işveren, ücret, ikramiye, prim ve paraya ilişkin sosyal yardım konularında toplu iş sözleşmesi hükümleri saklı kalmak kaydıyla bir sendikaya üye olan işçilerle sendika üyesi olmayan işçiler veya ayrı sendikalara üye olan işçiler arasında çalıştırma şartları veya çalıştırmaya son verilmesi bakımından herhangi bir ayrım yapamaz; üçüncü fıkrasına göre; işçiler, sendikaya üye olmaları veya olmamaları, iş saatleri dışında veya işverenin izni ile iş saatleri içinde işçi kuruluşlarının faaliyetlerine katılmaları veya sendikal faaliyette bulunmalarından dolayı işten çıkarılamaz veya farkli işleme tabi tutulamaz; dördüncü fıkrasına göre; işverenin fesih dışında yukarıdaki fıkralara aykırı hareket etmesi halinde işçinin bir yıllık ücret tutarından az olmamak üzere sendikal tazminata hükmedilir. Aynı maddenin beşinci fıkrasına göre ise; sendikal bir nedenle iş sözleşmesinin feshi halinde işçi, 4857 sayılı Kanunun 18,20 ve 21 inci madde hükümlerine göre dava açma hakkına sahiptir. Iş sözleşmesinin sendikal nedenle feshedildiğinin tespit edilmesi halinde, 4857 sayılı Kanunun 21 inci maddesine göre işçinin başvurusu, işverenin işe başlatması veya başlatmaması şartına bağlı olmaksızın sendikal tazminata karar verilir
Sendikal nedene dayalı fesihlerde sendikal tazminatın en az 1 yıllık ücret tutarında belirleneceği ifadesiyle alt sınır belirlenmiş ancak üst sınır açık bırakılmıştır. Dairemiz yıllık ücretli izinle ilgili 53. maddedeki kıdem sürelerini dikkate alarak belirlenmiş işe başlatmama tazminatı bakımından uygulanan kıdem sürelerinin sendikal nedene dayalı olarak, sendikal tazminatın belirlenmesinde de kıyasen 6 ay ile 5 yıl arasında kıdemi olan işçi için 1 yıllık ücret tutarında, 5 yıl ile 15 yıl arasında kıdemi olan işçi için 1yıl 1 ay , 15 yıldan fazla kıdemi olan işçi için 1 yıl 2 aylık ücreti tutarında sendikal tazminatın belirlenmesinin hakkaniyete uygun bir çözüm olacağını öngörmektedir.
Dosya içeriğine göre işverence sunulan belgelerde işveren feshiyle işten çıkartılan işçilerin Zühtü Yalçıner, Mehmet Uçar, ... olduğu, bu işçilerin kıdemlerinin 7-8 yıl arasında olduğu, sendika cevap yazısı ekinde sunulan üyelik fişlerinde Zühtü Yalçıner"in 12/08/2016 tarihinde Petrol İş Sendikasına üye olduğu kısa süre sonra 20.08.2016 tarihinde iş akdinin feshedildiği, Mehmet Uçar"ın 27/08/2016 tarihinde sendikaya üyelik başvurusunu yaptığı, 28/08/2016 tarihinde üyeliğinin kabul edildiği ve aynı tarihte sözleşmesinin feshedildiği, ..."ın ise 10/08/2016 tarihinde sendikaya üye olduğu, 31.08.2016 tarihinde iş akdinin performans düşüklüğü gerekçesiyle feshedildiği anlaşılmıştır. Sendika cevap yazısında Üyelikten istifa eden..."in 28/08/2015-03/09/2015 tarihleri arasında fesihlerle eş zamanlı olarak sendika üyeliğinden istifa ederek çalışmaya devam ettikleri , işveren davranışının sendikanın örgütlenmesini engellemeye yönelik olduğu tespit edilmiştir. Aynı gün temyiz incelemesi yapılan Dairemizin 2016/16402 Esas. sayılı dosyasında Mahkemece sendikal tazminatın kabulüne karar verilmiş ve hüküm dairemizce onanmıştır.
Henüz örgütlenme aşamasında olan sendikanın yetki tespiti talebinde bulunmadığı, işyerinde uygulanmakta olan T.İ.S. olmadığı da anlaşılmıştır.
Halen işyerinde çalışan davacı tanıklarından ..., sendikadan dolayı fabrikada bir dialog yaşandığını, Genel Müdürün kendisine sendika ile ilgili şeyler sorduğunu, bu tür olaylardan sonra 4 veya beş işçinin işten çıkartıldığı, feshin performans nedeni ile yapıldığını, ... ise; davacının herkes gibi çalıştığını, performans düşüklüğününn söz konusu olmadığını, davacıların sendika üyesi olduğunu sendikal faaliyetlerde bulundukları için işten çıkartıldıklarını bildiğini, işyerinde kimsenin sendikalı olduğunu dile getiremediklerini ve çekindikleri, şeklinde beyanda bulunmuştur.
O halde emsal dosyalardan anlaşıldığı üzere sendikaya üye olan işçilerin üyelik tarihleri, fesih tarihleri, sendika yazısı, tanık beyanları, emsal dosyalar ve içeriği birlikte değerlendirildiğinde davalı işveren tarafından yapılan feshin sendikal nedenlere dayandığı sabit olduğundan davacının temyizinin bu nedenle yerinde olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacının kıdemi 5 yıldan fazla olduğu ancak 15 yıldan az olduğu görülmekle sendikal tazminatın davacının talebi de dikkate alınarak 13 aylık ücreti tutarında belirlenmesi gerekir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, 4857 sayılı İş Yasasının 20/3. maddesi uyarınca mahkeme kararı bozulup ortadan kaldırılmış ve Dairemizce aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE,
3-6356 sayılı Yasanın 25/5.fıkrası uyarınca davacının işe başlatılması veya başlatılmaması şartına bağlı olmaksızın tazminat tutarının işçinin 13 aylık ücreti olarak belirlenmesine,
4-Davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsilinin GEREKTİĞİNE,
5-Alınması gereken 29,20 TL harçtan peşin alınan 27,70 TL harcın mahsubu ile kalan 1,50 TL harç giderinin davalıdan alınarak Hazine"ye gelir kaydına,
6-Davacının yapmış olduğu 486,70 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT"ne göre 1.800,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Artan gider ve delil avansının ilgilisine iadesine,
9-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıya yükletilmesine, 20.12.2016 gününde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.