15. Hukuk Dairesi 2016/2157 E. , 2017/2535 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli ve sözleşme dışı işler bedelinin tahsili için başlatılan ilâmsız icra takibine vaki itirazın iptâli davası olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm taraf vekillerince temyiz olunmuştur.
Davacı vekili, davalı ile davalıya ait inşaatın tamir ve tadilatı hususunda 13.05.2012 tarihinde 82.000,00 TL bedelli yazılı sözleşme akdedildiğini, ayrıca davalının talebi üzerine 9.250,00 TL bedelinde sözleşme dışı tamir ve tadilat işleri ve 3.000,00 TL bedelinde vestiyer olmak üzere toplamda 12.250,00 TL tutarında ek işler yapıldığını, vestiyerin bedeli ödenmediği için davalıya teslim edilmediğini, davalının toplamda ödemesi gerekli iş bedelinin 94.250,00 TL olduğunu ancak 61.750,00 TL iş bedelinin ödendiğini, ödenen bu bedelin bir kısmının davacı hesabına tamir ve tadilat işlerinde çalışan ustalara davalı yan tarafından ödendiğini, davacının sözleşme uyarınca tüm yükümlülüklerini eksiksiz ve hatasız olarak yerine getirdiğini, davalının ödemesi gerekli bakiye iş bedeli ve ilave iş bedeli toplamı olan 32.500,00 TL için davalı aleyhine Şuhut İcra Müdürlüğü"nün 2013/351 Esas sayılı dosyasında ilâmsız icra takibi yapıldığını ancak davalının haksız itirazı neticesinde takibin durduğunu, bu nedenler ile itirazın iptâli ile alacağın %20"sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davalı vekili ise; sözleşme dışı işlerin yapıldığı iddiasının doğru olmadığını, davacının sözleşme gereğince yapılması gerekli işleri zamanında yapmadığı gibi eksik yapıldığını, davacının sözleşme gereğince yapılması gerekli işleri yaptırdığı ustalara iş bedellerini ödememesi nedeniyle iş bedellerini davalının ödediğini, bu nedenle davanın reddi ile alacağın %20"sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin imzalandığı 13.05.2012 tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı BK"nın 365. maddesinde öngörülen "götürü bedel" eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu ve sözleşme bedelinin 82.000,00 TL olduğu uyuşmazlık konusu değildir, davacı sözleşmeden kaynaklanan bakiye iş bedelinin ödenmediğini, ayrıca ilave iş yaptığını bildirmiş, davalı ise eksik iş yapıldığını ileri sürmüştür. Mahkemece 04.11.2014 tarihli keşif sonrası alınan 19.11.2014 havale tarihli bilirkişi raporu ve 06.02.2015 tarihli keşif sonrasında alınan 24.02.2015 havale tarihli ek bilirkişi raporu dikkate alınarak karar verilmiştir. Ancak
mahkemece yapılan araştırma ve alınan bilirkişi raporu hüküm kurmak için elverişli değildir. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir.
Götürü bedelle yapımı üstlenilen işlerde yüklenicinin hakettiği iş bedelinin, gerçekleşen imalâtın, yapılması gereken tüm imalâta göre fiziki oranının bulunması ve bu oranın götürü bedele uygulanması suretiyle hesaplanması gerekir. Öte yandan eser sözleşmesinden kaynaklanan davalarda, eserin yapılıp teslim edildiğini ispat yükü davacı yüklenicide iş bedelinin ödendiği hususunun ispatı da davalı iş sahibindedir. Eserin teslim edilip edilmediğinin ispatında taraflar ispatın hangi delillerle yapılacağı hususunda sözleşmeye hüküm koyabilirler ve teslim konusunda bir delil sözleşmesi yapabilirler. Böyle bir delil sözleşmesi yoksa yüklenicinin meydana getirdiği eseri teslim ettiği vakıasını, teslim, hukuki işlem değil, hukuki fiil olduğundan kural olarak her tür kanıtla bu arada tanıkla dahi ispat edebilir.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince; taraflar arasında kurulan sözleşme ilişkisinde, yazılı sözleşme metninde teslime ilişkin bir delil sözleşmesi niteliğinde teslim vakıasının ispatına ilişkin bir hüküm bulunmadığından davacı yüklenici teslim vakıasını her tür delil ile kanıtlayabilecektir. Bu suretle davacı vekilinin dava dilekçesinde dayandığı ve 04.11.2014 tarihli keşif sırasında dinlettiği tanıklarının beyanları da gözetilerek davacı yanın sözleşme kapsamında teslimini yaptığı ve hak ettiği iş bedeli bulunmalıdır. İlave işler için ise davacı yanın teslim etmediği anlaşılan vestiyer dışında ve davacı yanın teslimini kanıtladığı ve iş sahibinin yararına olan imalâtlarla ilgili olanları 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 410. ve devamı maddelerinde düzenlenen vekaletsiz iş görme hükümleri uyarınca, KDV ilave etmeksizin yapıldığı yılın mahalli serbest piyasa rayiciyle hesaplaması yapılmalıdır. İlave işler için bulunan bedel az yukarıdaki iş bedeline eklenmeli ve davacı tarafından davalının ödediği kabul edilen 61.750,00 TL"den az olmamak kaydı ile, davalı tarafından yapılan ve kanıtlanan ödemeler ile davacı yüklenici adına üçüncü şahıslara yapılan ödemeler mahsup edilmeli ve varsa davacının bakiye alacak miktarı üzerinden itirazın iptâline karar verilmelidir. Az yukarıda açıklanan hususlar gözetilerek yerel mahkemece bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle hesaplama yapılarak karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma yapılarak karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenler ile hükmün BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 13.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.