11. Hukuk Dairesi 2018/1040 E. , 2019/2508 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Ticare Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 25/09/2017 tarih ve 2016/1259-2017/1029 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin taraf vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin Rusya"da düzenlenecek fuarda sergilenecek bir kısım örnek ürünlerin hava yoluyla taşınması konusunda davalı şirketle anlaşma sağlandığını, gecikme olmaması için de malların erken bir tarihte davalı tarafa teslim edildiğini, ancak malların gecikmeli olarak Moskova"ya ulaşması sebebiyle müvekkili şirketin fuara katılamadığını, müvekkilinin stand kirası, ulaşım, otel ve konaklama giderleri toplamı olan 13.516,56 TL zarara uğradıklarını, ayrıca malların taşınması için ödenen 981,46 TL navlun bedelinin de iadesi gerektiğini, müvekkili şirketin ticari şöhret ve itibarının zedelenmesi dolayısıyla da manevi zarar doğduğunu ileri sürerek, 13.516,56 TL maddi tazminat, 981.46 TL navlun bedeli ve 25.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, Montreal Konvansiyonuna göre ihbar süresinin kaçırıldığını, aynı Konvansiyona göre davanın taşıyıcının ikametinde açılması gerektiğini, müvekkilinin THY"nin acentesi olarak taşımaya aracılık ettiğini, tazminat sorumluluklarının sınırlı olduğunu, taşıma için süre taahhüdü bulunmadığını, gecikme sebebiyle zarar istenemeyeceğini, manevi tazminatın koşullarının oluşmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Dairemizin bozma ilamına uyan mahkemece, malın davalı tarafa makul bir süre önce teslim edildiği, malın hangi tarihte varış yerinde olması gerektiği konusunda mutabakata varıldığı, bu konuda taşıyıcının açıkça bilgi sahibi olduğu, bir teslim tarihinin kararlaştırılmamış olmasının taşıyıcının sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı, somut olaya Varşova sözleşmesi hükümlerinin uygulanması gerekeceği, bu anlamda bilirkişi raporundaki tespitler ışığında davacının stand bedeli, uçak bileti ve konaklama bedeline dair maddi tazminat kalemlerinden oluşan toplam 13.516,56 TL maddi tazminat tutarını talep edebileceği, navlun ücreti gibi bir gecikme zararı doğmamış olsa bile gecikme süresi ile orantılı olarak taşıma ücretinin indirileceğini söyleyen ve daha çok bir cezai şart niteliğinde olan TTK 875/3. maddesinin Varşova/Lahey Konvansiyonu"nda belirtilen gecikme sorumluluğu sadece tazminat sorumluluğu niteliğinde olduğundan dava konusu olaya uygulanamayacağı, davacının uçak navlun bedeli karşılığını talep edemeyeceği, olayda manevi tazminat şartlarının da oluşmadığı, somut olayda taşıyıcının davacı şirketin şöhret ve itibarını zedeleyecek bir eyleminin bulunmadığı, tek başına sözleşmeye aykırılığın manevi şahsiyete yönelik bir eylem olarak kabul edilemeyeceği gerekçesiyle maddi tazminata ilişkin davanın kabulüne, navlun bedeli ve manevi tazminata ilişkin talebin ise reddine karar verilmiştir.
Karar, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, Varşova/Lahey Konvansiyonu’nun 22/2-b maddesine göre hava yoluyla yük taşımasında taşıyıcının sınırlı sorumluluğu kilogram başına 17 SDR özel çekme hattıyla sınırlandırılmasına rağmen, hatalı olarak aynı Konvansiyon’un 22/2-a maddesine göre kilogram başına 250 Altın Frank olarak sorumluluk sınırının hesaplanması yerinde değilse de, mahkemece hükmedilen tazminat miktarının, karar tarihindeki SDR kuru gözetildiğinde kilogram başına 17 çekme hattı üzerinden hesaplanan sorumluluk sınırının da altında kaldığından taraf vekillerinin bütün temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 692,32 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, aşağıda yazılı bakiye 13,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 01/04/2019 tarihinde karar verildi.