Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2016/3248 Esas 2017/2530 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/3248
Karar No: 2017/2530
Karar Tarihi: 13.06.2017

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2016/3248 Esas 2017/2530 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalı ile davacı arasında herhangi bir yazılı sözleşme olmamasına rağmen davacı, davalının biçerdöverinde tamir ve parça değişimi yaptığını iddia ederek eser sözleşmesine dayanarak iş bedeli alacağının tahsili için ilamsız icra takibine itirazın iptal edilmesi ve takibin devamı istemiyle dava açmıştır. Davalı taraf, akdi ilişkinin inkarı üzerine davacının alacağını ispatlayacak yazılı bir belge sunamamıştır. Bununla birlikte, davacı vekilinin yemin teklifi üzerine, davalı, davacıdan biçerdöveri satın aldığını, davacının biçerdöverin bakım işlemlerini yapmayı kabul ettiğini ve faturanın da bu bakıma dayanarak düzenlendiğini beyan etmiştir. Mahkeme, fatura bedelinin davacıyla davalı arasında yapılan sözlü eser sözleşmesine göre belirlendiğini ve Borçlar Kanunu'nun 366. maddesi gereği yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçlerine göre belirlenmesine karar vermiştir. Ancak, mahkeme, inceleme eksikliği ve yanlış değerlendirme nedeniyle davanın tümden reddine karar vermiştir. Karar temyiz edilerek, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi tarafından bozulmuştur. Kanun maddeleri ise; 1086 sayılı HUMK'nın 293. maddesi, 292. maddesi, 818 sayılı BK'nın 366. maddesi'dir
15. Hukuk Dairesi         2016/3248 E.  ,  2017/2530 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

    - K A R A R -

    Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili için yapılan ilâmsız icra takibine itirazın iptâli ve takibin devamı istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmamaktadır. Davacı davasında; davalıya ait biçerdöverin arıza yapması üzerine arızaların tamiri ve yedek parça değişimi yaptığını ve davalı çalışanınca da balya makinesi ipi satın alındığını, düzenlenen faturanın ticari ilişkinin varlığı inkâr edilerek iade edildiği, yaptığı icra takibine de itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptâli ve takibin devamını iştemiştir.
    Davalı iş sahibi icra takibindeki itiraz dilekçesi ve cevaplarında taraflar arasında ticari ilişki olmadığını mükerrer takip yapıldığı ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
    Davacı davasında davalının biçerdöverinde tamir ve parça değişimi yaptığı iddiası ile eser sözleşmesine dayanmaktadır. Davalı tarafça akdî ilişki inkâr edildiğinden akdî ilişkinin varlığını alacağın miktarına göre yazılı belge ile ispatlayamamıştır. Tanık dinlemesini mümkün kılan işin yapıldığı 2009 yılında yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK"nın 293. maddesindeki hâller söz konusu olmadığı gibi 292. maddesinde belirtilen yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir belge de bulunmamaktadır. Ancak buna rağmen davacı vekilinin yemin teklifinde bulunması üzerine davalı asıl 26.08.2015 tarihinde ve tarafların muvafakati ile adli tatilde açılıp yapılan duruşmada alınan yemin beyanında; dava konusu biçerdöveri davacıdan satın aldığını, davacının biçerdöverin bütün bakım işlemlerini yapmayı kabul ettiğini, bu şekilde davacı ile anlaştıklarını, dava konusu faturanın aralarındaki anlaşmaya göre davacının biçerdövere yaptığı bakım sebebi ile düzenlenen fatura olduğunu, fatura bedelini de bakım davacıya ait olduğundan ödemediğini beyan ederek beyanını imzasıyla onaylamıştır. Davalı taraf yemin teklif üzerine alınan beyanında takip dayanağı faturanın bakım işi nedeniyle düzenlendiği, bakımın yapıldığı ancak bakımın davacıya ait olduğunu belirtmiş ise de bakımın bedelsiz olarak davacı yüklenici tarafından yapılacağı ve bu şekilde

    anlaşıldığını yasal delillerle ispatlayamamıştır. Davalı asılın bu yemin beyanı karşısında savunmasını da kanıtlayamadığından faturada ki bakım işleri ve buna bağlı malzemelerin davacı tarafça yapılıp gerçekleştirildiği bu konuda sözlü eser sözleşmesi ilişkisinin kurulduğunun ve davalı tarafça faturaya süresi içerisinde itiraz edilmesi sonucu içeriği kesinleşmediğinden işin yapıldığı ileri sürülen 2009 yılında yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 366. maddesi hükmünce yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçlerine göre bedeline hak kazandığının kabulü gerekir. Alınan bilirkişi raporunda davacının defter kayıtlarında fatura bedelinin ödendiği görülmekte ise de davacı bu kaydın sehven düşüldüğünü iddia ettiği ve davalı tarafça hiç bir şekilde ödeme savunmasında bulunulmadığından davacının defterlerindeki ödeme kaydının aleyhine değerlendirilmesi mümkün değildir.
    Bu durumda mahkemece 17.07.2014 havale tarihli raporu düzenleyen bilirkişi heyetinde bulunan makine mühendisi teknik bilirkişiden ek rapor alınıp takip dayanağı faturada biçerdöverin bakım işçiliği ve malzemesi ile ilgili olarak işin yapıldığı 2009 yılı mahalli piyasa rayiçleri ile mahalli piyası rayiçleri içerisinde KDV de olacağından ayrıca KDV eklenmeksizin hak ettiği iş bedeli hesaplattırılıp hüküm altına alınması gerekirken eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile davanın tümden reddi doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 13.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.