23. Hukuk Dairesi 2016/4394 E. , 2019/3649 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükmün davacı vekilince duruşmasız, davalılar vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalılar vekili Av. ... ile davacı vekili Av. ... ve davacı ..."ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı yüklenici, davalılar ile aralarında 18.10.1995 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladıklarını, yapmış olduğu bina, ruhsatına ve projesine aykırı olduğu için, açtığı tapu iptali ve tescil davasının reddedildiğini, ancak bu davada ret kararının temyizi üzerine, Yargıtay"ın onama ilamında, "Yasal olmayan binanın projeye uygun hale getirilmesi için gerekli tüm masraflar çıkarıldıktan sonra projeye uygun hale getirilecek bina değeri kadar tazminat isteyebileceğinin" belirtildiğini ileri sürerek, bu kapsamda şimdilik 10.000,00 TL bina bedeli ve yapmış olduğu masrafların davalılardan faiziyle tahsilini talep etmiştir.
Davalılar, davacının yapmış olduğu binanın ruhsata ve projeye aykırı olduğunu, yıkılıp yapılmasının daha ekonomik olacağını, bu güne kadar davacının açtığı tüm davaların reddedildiğini, bu davanın da yersiz ve dayanaksız olduğunu savunarak davanın reddini talep etmişlerdir.
Mahkemece; davanın kabulü ile 10.000,00 TL"nin yasal faiziyle birlikte davalılardan payları oranında tahsiline, davacının fazlaya ilişkin hakkının saklı tutulmasına dair verilen karar, Dairemizin 02.12.2013 tarih, 4313-7629 E.-K. sayılı ilamı ile bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, bozma sebebinin; birim inşaat m² rayiç bedeline ve ilk kararda kullanılan donelere ilişkin olmadığı, bozmadan sonraki bilirkişi raporunun sadece inşaatın m² ölçümü yönünden hükme esas alındığı, bu miktar inşaat üzerinden, önceki kararda kabul edilen inşaat birim değerleri ve % 25 müteahhit karı belirlendiğinde; davacı alacağının 374.926,16 TL olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile 10.000,00 TL’nin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle, tapudaki hisseleri çerçevesinde; 31787/60793’ünün davalı ...’dan, 29006/60793"ünün davalı ... mirasçılarından alınarak davacıya verilmesine, davacının 364.926,16 TL alacağı yönünden dava hakkının saklı tutulmasına karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı imalat bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK"nın 266/1. maddesi "Mahkeme, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir" hükmünü içermektedir. Aynı Kanun"un 282. maddesinde belirtilen bilirkişinin oy ve görüşünün hakimi bağlamayacağı ve hakimin bilirkişi raporunu serbestçe takdir edeceği yönündeki hüküm, HMK"nın 281. madde hükmü karşısında hakim bilirkişi raporunu yeter derecede kanaat verici bulmazsa bilirkişiden ek rapor ya da sözlü açıklama alabileceği veya yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırabileceği şeklinde anlaşılmalıdır. Kaldı ki, somut uyuşmazlık, çözümünde bilirkişinin rey ve mütalaasına başvurulmasını zorunlu kılar niteliktedir.
Mahkemece de uyuşmazlık konusu hakkında bilirkişi görüşüne başvurulduğu ve keşif sonucu bilirkişilerden rapor alındığı görülmektedir. Ancak, verilen hüküm, bilirkişi raporunda belirtilen şekilde olmamıştır.
Somut olayda, davacı yüklenicinin talebine konu imalat bedeline ilişkin olarak bilirkişi heyetince tespitte bulunulmuştur. Ancak, mahkemece gerekçe ve dayanakları doyurucu şekilde açıklanmadan bilirkişi raporundan farklı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, her iki taraf yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 17.09.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.