13. Hukuk Dairesi 2019/479 E. , 2020/2505 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, 29.05.1993 tarihinde Almanya’nın Solingen şehrinde Türk ailelerinin evinin kundaklanıp 5 kişinin hayatını kaybetmesi olayında, Türkiye Büyükelçiliği ve Düseldorf Başkonsolosluğunun talebi üzerine, Alman avukat Brüssow ile birlikte Solingen davasının müdahil avukatlığını üstlendiğini, Büyükelçilik tarafından ödenecek olan avukatlık ücretinin, Alman avukat Brüsow’a ödenecek ücret miktarında olacağı konusunda anlaşmaya varıldığını, 1.5 yıl süren dava süresince olağanüstü bir hukuk mücadelesi vererek, 13.10.1995 tarihinde tüm sanıkların cezalandırılmasını sağladığını, ancak bugüne kadar vekalet ücretinin ödenmediğini, taleplerinin sonuçsuz kaldığını, devlet sırrı niteliğindeki görüşmelerin gündeme gelmemesi için olayı uzun süre dava konusu yapmadığını, ancak son olarak vekalet ücretinin ödenmesi konusundaki talebine Dışişleri Bakanlığınca olumsuz cevap verilmesi üzerine iş bu davayı açmak zorunda kaldığını ileri sürerek, Alman avukata ödenen ücret miktarında olmak üzere, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 200.000,00-TL avukatlık ücretinin, görev yaptığı davanın sona erme tarihi olan 13.10.1995 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, birleşen dava ile de, aynı nedenlerle, fazlaya ilişkin hakları yine saklı kalmak üzere, 1.135.000,00-TL avukatlık ücretinin kararın onandığı tarih olan 04.07.1997 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş ve 02.04.2018 tarihli ıslah dilekçesiyle; Alman avukata ödenen avukatlık ücreti olan bedelin her ne kadar TL karşılığı istenmişse de Türk Borçlar Kanunu’nun 99. maddesi uyarınca yabancı para cinsi de istenebileceğinden 473.454,73-Euro avukatlık ücretinin “Euro” olarak davalıdan dava tarihinden itibaren yabancı paraya uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanmak suretiyle hesaplanacak faiziyle aynen tahsiline, bu talebimizin kabul edilmemesi halinde bu miktarın fiili ödeme tarihindeki rayiç değeri üzerinden “TL” karşılığının ödetilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak davacının asıl davasının kabulü ile, 200.000,00-TL"nin asıl dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen davanın 523.599,57-TL"lik kısmının kabulü ile, birleşen dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre bozmadan sonra ıslah yapılamayacağından davacının tüm, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, vekalet ücretinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, birleşen dava dosyası bakımından 523.599,57-TL"lik kısmın kabulü ile, birleşen dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve 611,400,43-TL’lik kısmı reddedilmiştir. Mahkemece, davalı lehine karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgar Ücret Tarifesinin maddesine göre 38.406,04-TL nispi vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken davalı yararına 20.639,05-TL nispi vekalet ücretine karar verilmiştir. O halde, mahkemece davalı lehine 38.406,04-TL nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken davalı yararına 20.639,05-TL nispi vekalet ücretine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün HUMK"nun 438/7 maddesi gereğince düzeltilerek onanması gerekir.
3-Davacı tarafından toplam 4.331,50-TL mahkeme masrafı yapılmıştır. Mahkemece, kabul ve red oranında göre 2.041,90-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi gerekirken kabul ve red oranı dikkate alınmadan 4.331,50-TL yargılama giderinin tamamının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Ne var ki yapılan bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması usulün 438/7 maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm, davalının sair temyiz nedenlerinin reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının II. Bendinin 4. fıkrasındaki “20.639,05-TL” rakamlarının hükümden çıkartılarak yerine “38.406,04-TL” rakamlarının yazılmasına, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının I. Bendinin üçüncü fıkrasının hükümden çıkartılarak yerine “Davacı tarafından yapılan toplam 4.331,50-TL mahkeme masrafının kabul ve red oranına göre 2.041,90-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine” cümlesinin yazılmasına ve hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 18,50 TL. kalan harcın temyiz eden davacıdan alınmasına, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.