21. Hukuk Dairesi 2017/361 E. , 2018/6683 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacılar murisinin, iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle, davalılardan ... Mad. San.Tic.Ltd.Şti. aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine, 231.526,92 TL maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi, davacı ile davalılardan ... Endüstri Tes. İmalat Montaj Taah.A.Ş. ve ... İnşaat Ve Ticaret A.Ş.vekillerince duruşmalı, ... Sigorta A.Ş. vekilince de duruşmasız olarak istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 25/09/2018 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacılar vekili Avukat ... ile davalılardan ... Endüstri Tes. İmalat Montaj Taah.A.Ş. ve ... İnşaat Ticaret A.Ş.vekilleri Avukat ..., ... Mad. San.Tic.Ltd.Şti.vekili Avukat ... geldiler. Davalılardan ... Sigorta A.Ş. Adına gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
KARAR
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlerle temyiz kapsam ve nedenlerine göre temyiz eden tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, sigortalının iş kazası sonucunda vefatı nedeniyle yakınlarının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davalı ... Mad. San. Tic. Ltd. Şti. (yeni Ünvanı ... Mad. San. ve Tic. A.Ş.) açısından davanın reddine, diğer davalılar açısından davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamından, hükme esas alınan bilirkişi kusur raporunda iş kazasının meydana gelişinde davacılar murisinin %40, davalılar ... İnş. ve Tic. A.Ş.ve ... End. Tes. İm. ve Mon. Taah. A.Ş."nin %60 oranında kusurlu oldukları, davalı ... Mad. San. Tic. Ltd. Şti. (yeni Ünvanı ... Mad. San. ve Tic. A.Ş.)"nin ise kusurunun bulunmadığı yönünde görüş bildirildiği, davalı ... Mad. San. Tic. Ltd. Şti. (yeni Ünvanı ... Mad. San. ve Tic. A.Ş.) ile davalılar ... İnş. ve Tic. A.Ş.ve ... End. Tes. İm. ve Mon. Taah. A.Ş. arasındaki sözleşmenin türkçeye çevrilmiş metninin 14. maddesinde yüklenicinin hizmetlerin uygulanmasını yönetecek ve denetleyecek olan kilit personeli belirleyeceği ve bu personelin niteliklerini ve özgeçmişlerini şirketin incelemesine ve onayına sunacağı, bu kilit personelin şirketin ön yazılı izni olmdıkça değiştirilemeyeceği, ikame edilecek yeni personel için şirketin onayının gerekeceğinin kararlaştırıldığı, hükme esas alınan bilirkişi hesap raporunda belirlenen zarar tutarlarından davacılara iş kazası sigorta kolundan bağlanan gelirlerin ilk peşin sermaye değerlerinin Kurum tarafından rücu edilebilecek kısmının tenzil edilmediği, bu ilk peşin sermaye değerlerinin tamamının hesaplanan zarar tutarlarından mahkemece tenzil edildiği, sigorta poliçesinde teminatın amerikan doları üzerinden belirlendiği, poliçenin özel şartlara ilişkin açıklamalar bölümünde yapılacak ödemenin döviz üzerinden veya ödeme tarihindeki merkez bankası kuru üzerinden yapılacağının kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
3-Asıl işveren ile alt işverenin birlikte sorumluluğu "müteselsil sorumluluktur". Asıl işveren, doğrudan bir hizmet sözleşmesi bulunmamakla birlikte İş Kanunu"nun 2. maddesinin 6.fıkrası gereğince alt işverenin işçilerinin iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle uğrayacakları maddi ve manevi zarardan alt işveren ile birlikte müteselsilen sorumludur. Bu nedenle meslek hastalığına veya iş kazasına uğrayan alt işverenin işçisi veya ölümü halinde mirasçıları tazminat davasını müteselsil sorumlu olan asıl işveren ve alt işverene karşı birlikte açabilecekleri gibi yalnızca asıl işverene veya alt işverene karşı da açabilirler.
Öte yandan asıl işveren ile alt işveren arasında yapılan sözleşme ile iş kazası veya meslek hastalığına bağlı maddi ve manevi tazminat sorumluluğunun alt işverene ait olduğunun kararlaştırılması; bu sözleşmenin tarafı olmayan işçi veya mirasçıları da bağlamaz.
Somut olayda, davalı ... Mad. San. Tic. Ltd. Şti. (yeni Ünvanı ... Mad. San. ve Tic. A.Ş.) ile davalılar ... İnş. ve Tic. A.Ş.ve ... End. Tes. İm. ve Mon. Taah. A.Ş. arasındaki sözleşmenin türkçeye çevrilmiş metninin 14. maddesinde yüklenicinin hizmetlerin uygulanmasını yönetecek ve denetleyecek olan kilit personeli belirleyeceği ve bu personelin niteliklerini ve özgeçmişlerini şirketin incelemesine ve onayına sunacağı, bu kilit personelin şirketin ön yazılı izni olmdıkça değiştirilemeyeceği, ikame edilecek yeni personel için şirketin onayının gerekeceği yönündeki hükümlere göre davalı ... Mad. San. Tic. Ltd. Şti. (yeni Ünvanı ... Mad. San. ve Tic. A.Ş.)"nin olağan denetim sınırlarını aşan olağanüstü yetkileri bulunduğu, adı geçen davalının sözleşmenin tarafı olan diğer şirketlere asıl işinin bir bölümünü verdiği hususları birlikte değerlendirildiğinde davalılar ... İnş. ve Tic. A.Ş.ve ... End. Tes. İm. ve Mon. Taah. A.Ş. ile ... Mad. San. Tic. Ltd. Şti. (yeni Ünvanı ... Mad. San. ve Tic. A.Ş.) arasındaki ilişkinin sözleşmeden kaynaklanan asıl/alt işveren ilişkisi olduğu açıktır. Bu nedenlerle ... Mad. San. Tic. Ltd. Şti. (yeni Ünvanı ... Mad. San. ve Tic. A.Ş.)"nin hüküm altına alınan tazminatlardan diğer davalılarla birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması gerekirken adı geçen davalı açısından husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.
4-Mahkemece, maddi zararın belirlenmesi sırasında bilirkişi tarafından hesaplanan zarar tutarlarından Kurumca davacılara bağlanan gelirlerin ilk peşin sermaye değerlerinin tamamı düşülerek sonuca gidildiği görülmektedir. Varılan bu sonuç yerinde değildir.
Davanın bu yönüyle yasal dayanağını, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu oluşturmaktadır. Kanunun 55. maddesinde, “ Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez.” hükmüne yer verilmiştir.
Adalet Komisyonu"nun 55. madde gerekçesine göre; “sosyal güvenlik ödemelerinin, denkleştirme (indirim) işlevi görebilmesi, onun sorumluluğu doğuran olaya sebebiyet verenlere rücu edilebilmesine bağlıdır. Bu kural gereği, rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri; teknik arıza, tam kaçınılmazlık hallerindeki ödemeler, bu tazminatlardan indirilemez. Bağlanan gelirlerin, işçinin kusuru ve kaçınılmazlık gibi nedenlerle rücu edilemeyen kısmı da indirilemez. Bir kısmı rücu edilemeyen miktar dahi denkleştirilemeyeceği gibi, zarar görenin kusuruna (müterafık kusura) yansıyan sosyal güvenlik ödemeleri, tahsis tarihinden sonra meydana gelen sosyal güvenlik ödemelerindeki artışlar, kısmi kaçınılmazlık ve teknik arıza halindeki ödemeler ve benzerleri rücu edilemediğinden bu miktarlar dahi denkleştirilemez.”
Öteyandan, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Kanunun 2. maddesine göre “Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları, gerçekleştirildikleri tarihe bakılmaksızın bütün fiil ve işlemlere uygulanır”. Dairemizin ve giderek Yargıtay"ın yerleşmiş görüşleri, Kurumca bağlanan gelirlerin peşin sermaye değerinin ve geçici işgöremezlik ödeneklerinin hesaplanan zarardan indirilmesi, Kurumun rücu hakkının korunması ve mükerrer ödemeyi önleme ilkesine dayandığından, kamu düzenine ilişkin olarak kabul edilmiştir. Kaldı ki, 6098 sayılı Kanunun 55. maddesi de emredici bir hükme yer verdiğinden gerçekleştiği tarihe bakılmaksızın tüm fiil ve işlemlere uygulanmalıdır.
Yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda, Kurumca davacılara bağlanan gelirlerin ilk peşin değerlerinin rücu edilebilecek kısmının hesaplanarak, bilirkişi raporunda belirlenen zarar tutarlarından indirilmesi gerekirken, yazılı şekilde fazla indirim yapılarak hüküm kurulması isabetsizdir.
5-Gerek mülga BK’nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı TBK’nun 56. maddesinde hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakimin manevi zarar adı ile ölenin yakınlarına verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)
Bu ilkeler gözetildiğinde, davacılar yararına hükmedilen manevi tazminatlar azdır.
6-Davalı sigorta şirketinin sorumluluğu sigorta sözleşmesine dayanmakla birlikte, bu sorumluluğun sınırı poliçe limiti dahilinde kalmak kaydıyla davalı işverenin sorumlu olduğu tutardır.
Bu nedenlerle somut olayda, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun maddi ve manevi tazminat alacakları ile ferilerinden poliçe limitiyle sınırlı olarak belirlenmesi gerektiği açıktır. Poliçenin özel şartlara ilişkin açıklamalar bölümünde, yapılacak ödemenin döviz üzerinden veya ödeme tarihindeki merkez bankası kuru üzerinden yapılacağının kararlaştırılmasına, sigorta teminatının 100.000,00 Amerikan doları ile sınırlı olmasına göre, mahkemece, sigorta şirketinin sorumluluğu noktasında teminat bedelini kaza tarihindeki kur üzerinden Türk Lirasına çevirerek infazı kısıtlar şekilde karar verilmesi, bunun yanında 100.000,00 Amerikan dolarından ayrı bir manevi tazminat teminatı bulunmadığı halde manevi tazminatlara ilişkin hüküm kurulurken davalı sigorta şirketinin ayrı bir 50.000,00 Amerikan doları teminattan sorumlu tutulması hatalı olduğu gibi davalı sigorta şirketinin harçlar, yargılama giderleri ve vekalet ücretleri yönünden de poliçe limitiyle sorumlu tutulması gerektiği gözden kaçırılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
O halde, temyiz eden tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davacılar ile davalılardan ... Endüstri Tes. İmalat Montaj Taah.A.Ş. ve ... İnşaat Ticaret A.Ş. yararına takdir edilen 1.630,00TL duruşma Avukatlık parasının karşılıklı olarak birbirlerine yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davacılar ile temyiz eden davalılara iadesine,
25/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.