MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada ... 18. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 19/02/2014 tarih ve 2013/209-2014/26 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalıların ... ...şubesi ile imzaladığı 02/10/2003 tarihli taahhütname ile ticari kredi kullandıklarını, kredinin geri ödenmesinin yapılmadığını, noterlikten çekilen ihtarnameden de sonuç alınamadığını, banka alacağının noterlikçe düzenlenen alacağın temliği sözleşmesi ile müvekkili Girişim Varlık Yönetim A.Ş."ye temlik edildiğini ileri sürerek 19.772,00 TL kredi alacağının 05/02/2004 tarihinden itibaren işleyecek yıllık %70 oranındaki temerrüt faizi ve %5 gider vergisi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılara tebligat yapılamamıştır.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava dilekçesinde bildirilen adreslerinde tebligat yapılamadığından zabıta marifetiyle adres araştırması cihetine gidildiği, bu yolla da davalıların adresinin tespit edilemediği, dosyada davalıların T.C. kimlik numaraları bulunmadığından davalıların mernis adreslerine de tebligatın yapılamadığı, bu nedenle 03/12/2013 tarihli duruşma tensip tutanağı ile davalılara ilanen tebligat yapılmasına karar verildiği, ancak ara kararı gereğinin davacı vekilince yerine getirilmediği, dosyada taraf teşkilinin sağlanamadığı gerekçeleriyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava kredi sözleşmesinden ... ve temlik yolu ile davacıya intikal eden alacağın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda ilanen tebligata ilişkin ara kararının yerine getirilmediği ve bunun sonucu olarak taraf teşkili sağlanamadığından davanın usulden reddine karar verilmiş ise de, öncelikle davalıların açık kimliklerinin saptanması amacıyla, davacı ve dava dışı temlik edenden borcu doğuran sözleşmenin celbiyle, davalıların kimlikleri belirlenerek buna göre nüfusa kayıtlı oldukları adresin saptanması ve tebligatın bu adrese yapılması, bu şekilde tebligatın yapılamaması durumunda
ilanen tebligatın yapılması için davacıya gerekli giderleri yaptırması konusunda kesin süre verilip sonucu anlatılarak taraf teşkilinin sağlanması için öncelikle gereğinin yapılması, daha sonra işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu hususlar özellikle ilanen tebligat giderleri için davacıya sonuçları anlatılarak kesin önel verilmeksizin taraf teşkili sağlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermek doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 01/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.