16. Hukuk Dairesi 2012/6372 E. , 2012/7764 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... 1. İCRA MAHKEMESİ
Ticareti terk hükümlerine muhalefet etmek suçundan sanık ... hakkında açılan davada şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmiş, hüküm şikayetçi vekili tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya gönderilmekle Dairemizce yapılan inceleme sonunda 03.10.2011 tarihli karar ile mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmiş, bu karara karşı Yargıtay C.Başsavcılığının 25.11.2011 tarihli itirazı üzerine, Ceza Genel Kurulunun 10.07.2012 tarih ve 2011/504 Esas, 2012/333 Karar sayılı kararı ile 6352 sayılı Yasanın 99 ve 101. maddeleri uyarınca itirazın Dairemizce değerlendirilmesi için dosya yeniden gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak; GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Somut olayda, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz yazısında; mahkemece verilen gerekçeli hükümde icra dosyasının yapılan incelemesinde, borçlu şirketin adres tespitine ilişkin verilen cevapta borçlu şirketin adresini terk ettiğinin şikayetçi tarafından öğrenildiği tarih itibariyle şikayetin süresinde olmadığı anlaşıldığından şikayet hakkının düşürülmesine karar verildiğini, mahkemenin gerekçesinde belirttiği zabıta araştırması tutanağının tarihinin 13/10/2008 olduğunu, müşteki vekilinin bu yazıyı icra dairesinde işlem yaptırmak için talepte bulunduğu 04/12/2008 tarihinde öğrendiğini, öğrendiği tarihten itibaren de İİK"nun 347. maddesinde öngörülen 3 ay içinde 22/01/2009 tarihinde şikayette bulunduğunu, bu nedenle şikayetin süresinde olduğundan şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesinin doğru olmadığını,ayrıca icra dosyasında tebligat işlemi için yaptırılan zabıta araştırması tutanağında belirtilen adresi terk ettiğine ilişkin ibarenin ticareti terk ettiğini öğrenme olarak kabul edilmesinin de doğru olmadığını,çünkü şirketin başka bir adrese taşınmış olabileceğini ve takibin de bu aşama da kesinleşmediğini, müşteki vekilinin 10/01/2009 tarihli yapılan haciz sırasında şirketin adresi terk ettiğini öğrenmiş ve süresinde şikayet hakkını kullanmış olduğunu, ... Özel Daire kararında 10.01.2009 tarihli haciz tutanağında ,yeni firmanın iki yıldır faaliyette bulunduğunun anlaşılmasına göre tebliğnamedeki kararın bozulması istemine iştirak edilmediğini belirtmiş ise de, adreste faaliyet gösterenin başka bir firma olup borçlu şirketin adreste olmadığını, belirtilen gerekçelerle şikayet süresinde olduğundan şikayet hakkının düşürülmesine ilişkin kararın bozulmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde onama kararı verilmesinin isabetsizliği ileri sürülerek hükmün bozulması talep edilmiştir.
Dairemizce, Yargıtay C. Başsavcılığının itirazı yerinde görüldüğünden kabulü ile, Dairemizin 03.10.2011 tarih ve 2010/2758 Esas, 2011/5094 Karar sayılı kararının kaldırılmasına karar verilerek yapılan inceleme sonunda;
İİK"nun 347. maddesinde şikayet süresi “Bu Bapta yer alan fiillerden dolayı şikâyet hakkı, fiilin öğrenildiği tarihten itibaren üç ay ve her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren bir yıl geçmekle düşer.”şeklinde düzenlenmiştir. Somut olayda şikayetin dayanağı olan icra takip dosyasında zabıtaya ait üzerinde herhangi bir havale tarihi kaydı bulunmayan 13.10.2008 tarihli yazıda borçlu şirketin kayıtlı adresini terk ettiği ve yeni adresini bilenin bulunmadığının bildirildiği, söz konusu yazının borçlu şirketin adresini terk ettiğine dair bir yazı olması sebebiyle esasen ticareti terk hükümlerine muhalefet etmek suçunun suç tarihi olamayacağı, zira borçlu şirketin başka bir adreste ticari faaliyetine devam etmesinin her zaman ihtimal dahilinde bulunduğu, kaldı ki bu yazının alacaklı vekili tarafından icra dosyasında ilk işlemin yapıldığı 15.12 2008 tarihinden önce öğrenildiğine dair dosyada bir bilgi ya da belgenin de bulunmadığı, öğrenme tarihinin ilk işlem tarihi olması nedeniyle de 22.01.2009 tarihli şikayetin süresinde olduğunun kabulünün gerektiği, yine 10.01.2009 tarihli haciz tutanağındaki kayıtlı bulunan adreste 2 yıldır başka bir şirketin faaliyette bulunduğuna dair kaydın da borçlu şirket açısından biraz önce ifade edilen gerekçe doğrultusunda borçlu şirketin ticareti terk ettiği tarih olarak kabul edilemeyeceği, dosya kapsamına göre fiili durumun belirlenmesi amacıyla sanığın yetkilisi olduğu borçlu şirketin ticareti terk edip etmediği yönünde daha önce yapılan araştırmanın farklı numaralı adreste yapıldığı dikkate alınarak, bu kez ticaret sicili memurluğunda kayıtlı adresinde zabıta araştırması yaptırılarak ve mükellefiyetinin devam edip etmediği kayıtlı olduğu vergi dairesi müdürlüğünden sorularak, mükellefiyetinin devam ettiğinin anlaşılması durumunda hangi adreste faaliyette bulunduğu öğrenilerek ve ticareti terk ettiğinin ve vergi mükellefiyetliğinin sona erdiğinin anlaşılması halinde hangi tarihte terk ettiği ve mükellefiyetliğinin sona erdiği, buna göre de şikayetin süresinde olup olmadığı tespit edilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi, isabetsiz olup, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün istem gibi BOZULMASINA, 09.10.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.