Esas No: 2020/10014
Karar No: 2021/7801
Karar Tarihi: 08.06.2021
Danıştay 6. Daire 2020/10014 Esas 2021/7801 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/10014
Karar No : 2021/7801
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: İstanbul İli, Sarıyer İlçesi, ... Mevkii, ... pafta, ... ada, ... parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan gecekondu için davacı adına düzenlenmiş olan tapu tahsis belgesinin iptaline ilişkin ... tarihli ve ... sayılı İstanbul Vakıflar Bölge Müdürlüğü işlemi ile tapu tahsis belgesinin geçerli sayılmasına yönelik başvurunun reddine ilişkin ... tarihli ve ... sayılı Vakıflar Genel Müdürlüğü İstanbul Birinci Bölge Müdürlüğü işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davanın süre aşımı yönünden reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının, Danıştay Ondördüncü Dairesinin 19/03/2014 tarih ve E:2012/5048, K:2014/3666 sayılı kararıyla tapu tahsis belgesinin iptaline yönelik işleme ilişkin kısmın onanması başvurunun reddine ilişkin işlem yönünden ise bozulması üzerine, bozma kararına uyulmayarak, davanın süre aşımı yönünden reddi yolunda İdare Mahkemesince verilen ısrar kararının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 09/03/2017 tarihli ve E:2015/686, K:2017/1087 sayılı kararıyla bozulması üzerine, bozma kararına uyularak, davanın reddi yolunda ... İdare Mahkemesince verilen ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı temyize konu kararda; davacı adına tapu tahsis belgesi düzenlenen İstanbul İli, Sarıyer İlçesi, ... Mevkii, ... pafta, ... ada, ... parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan gecekondunun Boğaziçi Öngörünüm Alanında kaldığı, yukarıda madde metnine yer verilen mevzuat gereği İstanbul Boğazındaki yerlerde 2981 sayılı Kanunun uygulanması mümkün olmadığından, bu durumda davaya konu taşınmaza ait ... tarihli, ... sayılı Tapu Tahsis Belgesinin 1988 yılında iptal edilmiş olması ve bu alanın Bogaziçi Öngörünüm Alanında kalması nedeniyle, davacının tapu tahsis belgesinin geçerli sayılması istemiyle 03.05.2011 tarihinde kayda alınan dilekçe ile davalı idareye yaptığı başvurusunun reddine ilişkin Vakıflar Genel Müdürlüğü İstanbul Birinci Bölge Müdürlüğünün ... tarihli ve ... sayılı işleminde hukuka ve anılan mevzuata aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Sarıyer Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün ... tarihli ve ... sayılı yazısında dava konusu taşınmazın boğaz içi alanı etkilenme bölgesi silüet dışı alanda kaldığının belirtildiği, iptal işleminin gerekçesinde yazıldığı gibi İstanbul Boğazı Öngörünüm bölgesinde yer almadığı hususları ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY : İstanbul İli, Sarıyer İlçesi, ... Mevkii, ... pafta, ... ada, ... parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak davacıya verilen ... tarihli ve ... sayılı tapu tahsis belgesi, taşınmazın Boğaziçi Öngörünümde kalması nedeniyle ... tarihli ve ... sayılı İstanbul Vakıflar Bölge Müdürlüğü işlemi ile iptal edilmiştir. Davacı tarafından, tapu tahsis belgesinin geçerli sayılması istemiyle 03.05.2011 tarihinde kayda alınan dilekçe ile davalı idareye başvuruda bulunulması üzerine anılan başvuru, Vakıflar Genel Müdürlüğü İstanbul Birinci Bölge Müdürlüğünün ... tarihli ve ... sayılı işlemi ile tapu tahsis belgesinin taşınmazın Boğaziçi Öngörünümde kalması nedeniyle iptal edildiğinden bahisle reddedilmiştir. Bunun üzerine, her iki işlemin de iptali istemiyle bakılmakta olan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
İmar ve gecekondu mevzuatına aykırı biçimde yapılan yapılar hakkında düzenlemeleri içeren ve 16.03.1983 tarihinde kabul edilen 2805 sayılı Kanunun 3. maddesinde; İstanbul ve Çanakkale Boğazları ile diğer bazı alanlarda bu Kanun hükümlerinin uygulanmayacağı, buralardaki yapılanma esaslarının özel kanunlarla düzenleneceği öngörülmüş; 22/11/1983 günlü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu ile Boğaziçi alanı ile ilgili özel düzenlemeler getirilmiş, aynı Kanunun geçici 6. maddesinde, Boğaziçi Alanında bulunan yapılarla ilgili 2805 sayılı Kanuna göre yapılmış imar affı başvurularının geçerli olduğu hükme bağlanmış olmakla birlikte, 08/03/1984 günlü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 2981 sayılı Kanunun 3. maddesinde, İstanbul ve Çanakkale Boğazları 2981 sayılı Kanun'un uygulanmayacağı yerlerden sayılmış; aynı Kanunun 22. maddesiyle, Boğaziçi Kanunu'ndaki 2805 sayılı Kanun'la ilgili hükümler yerine, bu Kanun hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiş; 09/05/1985 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 3194 sayılı İmar Kanununun 46 ve müteakip maddeleriyle; 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu'nun bazı maddeleri değiştirilerek öngörünüm ve geri görünüm bölgelerinde yapılanma koşulları hakkında da düzenlemelere yer verilmiş; geçici 7. maddesiyle de, İstanbul ve Çanakkale Boğazlarındaki yapılar müracaat edilmek ve bitmiş olmaları koşuluyla af kapsamına alınmıştır. Ancak, Anayasa Mahkemesinin 11.12.1986 tarih ve E:1985/11, K:1986/29 sayılı kararı ile; 3194 sayılı İmar Kanununun bazı maddeleri yanında Kanunun öngörünüm bölgesinde bazı koşullarla yapılanma olanağı sağlayan 47. maddesinin 2960 sayılı Boğaziçi Kanununun 3. maddesinin (g) fıkrasını değiştiren hükmü ile Boğaziçi alanındaki yapıların af kapsamına alınmasını öngören geçici 7. maddesinin birinci fıkrası Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin anılan kararının geçici 7. maddeyle ilgili kısmında; boğazların bu madde ile af kapsamına alındığı, af kapsamına girecek bölgeler yönünden kıyı, sahil şeridi, öngörünüm, etkilenme ve geri görünüm bölgesi ayrımı yapılmadığı, Anayasanın 43. maddesi karşısında kıyı ve sahil şeridinde bulunan yapıların aftan yararlanmasının mümkün bulunmadığı vurgulanmıştır.
2981 sayılı Kanunun bazı maddelerinin değiştirilmesini öngören ve 07/06/1986 tarihinde yürürlüğe giren 3290 sayılı Kanunun 7. maddesiyle, 2981 sayılı Kanunun "Bu Kanun hükümlerinden yararlanamayacak olanlar" başlıklı 14. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan "2 Haziran 1981 tarihinden sonra yapılan gecekondular ile 1 Ekim 1983 tarihinden sonra inşaasına başlanan imar mevzuatına aykırı yapılar." ifadesi değiştilerek, "10 Kasım 1985 tarihinden sonra yapılan gecekondular ile inşasına başlanan imar mevzuatına, ruhsat ve eklerine aykırı yapılar ve İstanbul Boğazı sahil şeridi ve öngörünüm bölgeleri ile Çanakkale Boğazında 2 Haziran 1981 tarihinden sonra yapılan gecekondular ile 1 Ekim 1983 tarihinden sonra inşaasına başlanan imar mevzuatına, ruhsat ve eklerine aykırı yapılar." haline getirilmiş; bu düzenlemenin itiraz yoluyla iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurulması üzerine, Anayasa Mahkemesinin 28/06/1989 tarih ve E:1988/61, K:1989/28 sayılı kararıyla; 11/12/1986 tarih ve E:1985/11, K:1986/29 sayılı karara da atıf yapılmak suretiyle Kanunun 7. maddesiyle, belirlenen tarihlerden sonra yapılan gecekondu ve inşaasına başlanan imar mevzuatına, ruhsat ve eklerine aykırı yapılar af kapsamı dışında tutularak bu tarihlerden daha önce yapılmış ve inşaasına başlanmış olanların aftan yararlanmasının kabul edilmiş olduğu; Kanunun geçici 3. maddesiyle de, 3194 sayılı Kanunun iptal edilen geçici 7. maddesinde süreyi kaçırmış olmaları nedeniyle yararlanamayanlara yeni bir hak tanındığı, böylece itiraz konusu istisna hükmüyle Boğazların af kapsamına alınmış olduğu, Boğaziçi sahil şeridi yönünden itiraz konusu imar affına ilişkin ibarenin Anayasanın 43. maddesinin ikinci fıkrasına aykırı bulunduğu, Mahkemenin 3194 sayılı İmar Kanununun 47. ve geçici 7. maddesinin birinci fıkrasının iptaline ilişkin 11/12/1986 tarihli kararında belirtilen gerekçenin burada da geçerliğini sürdürdüğü, 2960 sayılı Boğaziçi Kanununun 2. maddesindeki beş bölge ayrımı, 3. maddesinin (g) ve (h) bentlerinin getirdiği sınırlamalar ve 13. maddesindeki mevzuata aykırı yapıların yıktırılacağı yolundaki düzenlemeler dikkate alındığında, Boğaziçi öngörünüm bölgesinin, Anayasanın 43. maddesi uyarınca yararlanmada kamuya öncelik tanınan kıyı ve sahil şeridi ile aynı hukuksal rejime bağlı tutulduğu; itiraz konusu kuralın öngörünüm bölgesini de kapsayan içeriğiyle Anayasanın 2. maddesine aykırı düştüğü; keza Boğaziçi öngörünüm bölgesindeki ruhsatsız yapılara yasallık kazandırılmasının Anayasanın 56. maddesine de aykırı olduğu belirtilmiş ve itiraz konusu hükme ilişkin incelemenin "... İstanbul Boğazı sahil şeridi ve öngörünüm bölgeleri..." ibaresiyle sınırlı olarak yapılarak, iptaline karar verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer alan yasal düzenlemeler ile Anayasa Mahkemesi kararlarının birlikte değerlendirilmesinden, Boğaziçi alanının kıyı ve sahil şeridi ile öngörünüm bölgesinde bulunan mevzuata aykırı yapıların imar affından yararlandırılmasının mümkün bulunmadığı, ancak etkilenme ve geri görünüm bölgelerinde bulunan bu tür yapılar için böyle bir sınırlama getirilmediği sonucuna varılmaktadır.
Uyuşmazlıkta; davacı adına 2981 sayılı Kanun uyarınca düzenlenmiş olan ... tarihli ve ... sayılı tapu tahsis belgesinin, taşınmazın Boğaziçi Öngörünümde kaldığından bahisle ... tarihli ve ... sayılı İstanbul Vakıflar Bölge Müdürlüğü işlemi ile iptal edildiği, daha sonra davacı tarafından tapu tahsis belgesinin geçerli sayılması talebiyle yaptığı başvurunun, Vakıflar Genel Müdürlüğü İstanbul Birinci Bölge Müdürlüğünün ... tarihli ve ... sayılı işlemi ile tapu tahsis belgesinin taşınmazın Boğaziçi Öngörünümde kalması nedeniyle iptal edildiğinden bahisle reddedildiği, her iki işlemin de iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Dava dosyasındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; Sarıyer Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün ... tarihli ve ... sayılı yazısında dava konusu taşınmazın Boğaziçi alanı etkilenme bölgesi silüet dışı alanda kaldığının bildirildiği, davalı idarenin ara kararına verilen ... tarihli ve ... sayılı cevap yazısında "...sehven geri görünüm olması gerekirken öngörünüm yazılmıştır..." şeklinde açıklamasının yer aldığı, idarece sunulan pafta örneğinden taşınmazın Boğaziçi bölgesinin neresinde bulunduğunun belirlenemediği, benzer bir davada ise; başvurulan istinaf yolu incelemesinde ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarihli ve E: ..., K: ... sayılı kararında, Sarıyer İlçesinin tamamının sit alanı olarak belirlendiği hususuna yer verildiği görülmektedir.
Bu durumda, İdare Mahkemesince; davacı adına tapu tahsis belgesi düzenlenen taşınmazın İstanbul Boğazının hangi bölgesinde yer aldığı, taşınmazın sit alanı içerisinde bulunup bulunmadığı hususlarının açıklığa kavuşturularak uyuşmazlık hakkında yeniden karar verilmesi gerektiğinden, bu hususlar kesin olarak belirlenmeden eksik incelemeyle verilen temyize konu Mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin temyize konu ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 08/06/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.