Esas No: 2017/2887
Karar No: 2021/2103
Karar Tarihi: 08.06.2021
Danıştay 13. Daire 2017/2887 Esas 2021/2103 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2017/2887
Karar No:2021/2103
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Petrol Ticaret ve Nakliyat A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurumu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: LPG Dağıtım Lisansı sahibi davacı şirkete ait ... plakalı tanker ile mutfak tüplerine düzenek yardımıyla usulsüz dolum yapılması suretiyle LPG'nin amaç dışı kullanıldığının tespit edilerek 5307 sayılı Kanun'un 4. maddesinin 3. fıkrasının ihlâl edildiğinden bahisle aynı Kanun'un 16. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi uyarınca davacı şirketin 380.715,00-TL idarî para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin ... tarih ve ... sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesi'nce verilen … gün ve E:…, K:… sayılı kararda; uyuşmazlık konusu olayda, davalı idare personeli tarafından tutulan 15/09/2014 tarihli tutanakta, davacı şirkete ait ... plakalı tanker ile mutfak tüplerine düzenek yardımıyla usulsüz dolum yapıldığının tespit edildiği dikkate alındığında davacı şirketin fiilinin sabit olduğu, bu itibarla, davacı şirketin fiili ile uyumlu idarî para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdarî Dava Dairesi'nce; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, araç şoförü ile işvereni arasında imzalanan iş akdinin olay üzerine feshedildiği, araç şoförü hakkında söz konusu eylemi sebebiyle "Hizmet Nedeniyle Güveni Kötüye Kullanma" suçu dolayısıyla yapılan ceza yargılaması sonucu mahkûmiyet kararı verildiği, araç şoförünün eylemi sebebiyle şirketlerinin sorumlu tutulamayacağı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Bölge İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Sakarya İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerince 14/09/2014 tarihinde yapılan denetimde, dağıtıcı lisansı sahibi davacı şirkete ait LPG otogazın bulunduğu ... plakalı tankerden, başka bir araç içerisinde bulunan mutfak tüplerine düzenek yardımıyla usulsüz dolum yapıldığı tespit edilmiş, bunun üzerine 5307 sayılı Kanun'un 4. maddesinin 3. fıkrasının ihlâl edildiğinden bahisle aynı Kanun'un 16. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi uyarınca davacı şirketin 380.715,00-TL idarî para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin ... tarih ve ... sayılı dava konusu Kurul kararı tesis edilmiş, anılan işlemin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
5307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılamasına Dair Kanun'un "Tanımlar" başlıklı 2. maddesinin (i) bendinde; "Dağıtıcı: LPG dağıtım yetkisi olan ve lisanslarına işlenmesi halinde depolama, dolum, taşıma işlemleri yapabilen sermaye şirketini, ifade eder.", (v) bendinde; "Piyasa faaliyeti: LPG'nin ithali, ihracı, depolanması, taşınması, dağıtımı ve bayiliğini ifade eder." tanımına yer verilmiştir.
5307 sayılı Kanun'un "Lisans sahiplerinin hak ve yükümlülükleri" başlıklı 4. maddesinin 1. ve 2. fıkralarında, lisansın sahibine lisansta yer alan faaliyetin yapılması ile bu konularda taahhütlere girişilmesi haklarını verdiği, lisans ile tanınan hakların; bu Kanunun, ilgili diğer mevzuatın ve lisansta yer alan hususların yerine getirilmesi koşuluyla kullanılacağı; 3. fıkrasında, piyasa faaliyetinde bulunanların, kötüniyet veya tehlikeli eylem sonucunu doğuracak her türlü işlemden özenle kaçınmak, bunların oluşumunun engellenmesi için her türlü tedbiri almak ve istenmeyen durumları en kısa sürede gidermek zorunda olduğu kurala bağlanmıştır.
Kanun'un "Üretim ve Dağıtım" başlıklı 5. maddesinde; dağıtıcı lisansı sahiplerinin, kendi mülkiyetlerindeki veya sözleşmelerle oluşturacakları bayilerinin istasyonlarına otogaz LPG dağıtımı, kullanıcılara dökme LPG satış ve ikmali, tüplü LPG dağıtım ve pazarlaması, taşıma, dolum ve depolama faaliyetlerinde bulunabilecekleri, tescilli markası altında yapılan faaliyetlere ilişkin kalite kontrol ve kalite temin faaliyetlerinin etkin biçimde yönetimini sağlamak, bayilerini ve bayilik iptallerini gerekçeleriyle birlikte Kuruma bildirmekle yükümlü oldukları, LPG dağıtımı için kurulacak tesis ve ekipmanlar ile taşıma araçlarına ilişkin teknik özelliklerin, piyasa faaliyeti ile ilgili servis hizmetleri ve güvenlik, LPG satış yeri, çevre ve benzeri kriterlerin Kurum tarafından çıkarılacak yönetmeliklerle belirleneceği; dağıtıcıların otogaz LPG faaliyeti yaparken; 1) Bayilik sözleşmesi yaptıkları kendi tescilli markası ve amblemini taşıyan otogaz istasyonlarına LPG ikmali yapmak, 2) İlgili kamu kurum ve kuruluşlarından gerekli ruhsat, izin ve belgeleri almamış olan istasyonlara LPG ikmali yapmamak, 3) Otogaz istasyonlarına tüplü ve dökme LPG ikmali yapmamak, 4) Otogaz istasyonlarına LPG ikmalini, mülkiyeti veya tasarrufu altında tescilli markasını, unvanını ve amblemini taşıyan teknik düzenlemelere uygun araçlar ile yapmak, 5) Otogaz istasyonlarını gözlemlemek ve otogaz istasyonlarının teknik düzenlemelere ve bakımlarına ilişkin bilgileri içeren sonuç raporlarını yıllık bazda Kuruma bildirmek ile yükümlü oldukları kurala bağlanmıştır.
5307 sayılı Kanun'un dava konusu işleme ilişkin fiil tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 16. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendinde; son fıkrası hariç 4. madde hükümlerinin ihlâli hâlinde sorumlulara ikiyüzellibin Türk Lirası idari para cezası verileceği kuralı yer almıştır.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun "Organ veya temsilcinin davranışından dolayı sorumluluk" başlıklı 8. maddesinin 1. fıkrasında,
"Organ veya temsilcilik görevi yapan ya da organ veya temsilci olmamakla birlikte, tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde görev üstlenen kişinin bu görevi kapsamında işlemiş bulunduğu kabahatten dolayı tüzel kişi hakkında da idari yaptırım uygulanabilir.” kuralına yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
5307 sayılı Kanun'un yukarıda aktarılan 4. maddesinin 3. fıkrası ile; piyasa faaliyetinde bulunanlara, kötüniyet veya tehlikeli eylem sonucunu doğuracak her türlü işlemden özenle kaçınma, bunların oluşumunun engellenmesi için her türlü tedbiri alma ve istenmeyen durumları en kısa sürede giderme yükümlülüğü getirilmiştir. Bu yükümlülüğün ihlâli hâlinde piyasa faaliyetinde bulunanların idarî para cezasına muhatap olacakları açıktır.
Uyuşmazlık konusu olayda, Sakarya İl Emniyet Müdürlüğü'ne yapılan ihbar üzerine gerçekleştirilen denetimde, dağıtıcı lisansı sahibi davacı şirketin adına kayıtlı tankerden pompa vasıtasıyla tüplere dolum yapıldığı hususunda 15/09/2014 tarihli tutanağın tanzim edildiği, araç şoförü ...'nin olay yeri ifadesinde; davacı şirketin bilgisi ve izni dışında komşusu ... aranılarak temin edilen kamyonet içeresindeki mutfak tüplerine hortum yardımıyla tankerdeki gazın boşaltıldığının beyan edildiği, yapılan tespit üzerine şoför ...'nin iş akdinin feshedildiği, davacı şirket yetkililerince araç şoförü ... hakkında suç duyurusunda bulunulduğu, şoför ... hakkında "hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma" suçundan dolayı yapılan ve davacı şirketin müdahil sıfatıyla yer aldığı ceza yargılamasında, araç şoförü sanık ...'nin savunmasında; çalışmış olduğu şirketten alacaklarını alamadığı için mağdur durumda olduğu, para sıkıntısı çektiği için bu şekilde hareket ettiği, hurdacıdan almış olduğu yaklaşık 15 adet boş tüpü komşusu ...'den rica ederek tankerin yanına getirmesini istediği, kendisinin önce kabul etmek istemediği; ancak ısrarcı olunca kıramadığı, bulmuş olduğu pompa aparatı ile kullandığı tankerden boş tüpleri doldururken görevli polislerin gelerek yakaladığı, bu yaptığından dolayı pişman olduğu, şirketin zararı var ise onu ödemeyi kabul ettiği şeklinde ifade vererek üzerine atılı suçu işlediğini ikrar ettiği, araç şoförü ...'nin "hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma" suçunu işlediğinin sanık ikrarı ve tüm dosya kapsamı ile sabit olduğu gerekçesiyle ... Asliye Ceza Mahkemesi'nce … tarih ve E:…, K:… sayılı mahkûmiyet kararının verildiği anlaşılmaktadır.
Dağıtıcı lisansı sahibi davacı şirkete ait LPG'nin ilgili bayilik lisansı sahibi otogaz istasyonlarına nakledilmesi esnasında, davacı şirketin bilgisi ve izni dışında araç şoförü tarafından işlenen fiile yönelik olarak, davacı şirketin kötüniyet veya tehlikeli eylem sonucunu doğuracak her türlü işlemden özenle kaçınma, bunların oluşumunun engellenmesi için her türlü tedbiri alma ve istenmeyen durumları en kısa sürede giderme yükümlülüğünü yerine getirmediğine ve araç şoförünce işlenen suçun davacı şirket yararına işlendiğine ilişkin davalı idarece yapılmış herhangi bir tespit bulunmamaktadır.
Öte yandan, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 8. maddesinin 1. fıkrasına göre organ, temsilcilik veya hizmet ilişkisi çerçevesinde bir gerçek veya tüzel kişi adına hareket eden kişinin kabahat cezası veya regülatif para cezası niteliğinde idari ceza gerektiren bir fiili işlemesi durumunda öncelikle cezanın kendisine kesilmesinin zorunlu, aynı cezanın ayrıca ilgili (adına hareket ettiği) gerçek veya tüzel kişiye kesilmesinin ise ihtiyari olduğu anlaşılmaktadır. (ULUSOY, Ali D., İdari Yaptırımlar, 2013, İstanbul, s. 122). Anılan fıkranın gerekçesinde, "Madde metninde, tüzel kişi hakkında da kabahat dolayısıyla idari yaptırım ve bu bağlamda idari para cezası uygulanabileceği kabul edilmiştir. Yeni Türk Ceza Kanununun sisteminde tüzel kişi hakkında suç dolayısıyla ceza yaptırımı uygulanamaz. Buna karşılık, idari para cezasının niteliği ve amacının farklılığı dolayısıyla, bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenen kabahat nedeniyle bu tüzel kişiye de idari para cezası verilebilecektir." açıklaması yer almaktadır.
Kabahatler Kanunu'nun 8. maddesi uyarınca tüzel kişinin sorumluluğuna gidilebilmesi; tüzel kişinin organı, temsilcisi veya diğer görevliler tarafından işlenen kabahatin, tüzel kişinin faaliyeti kapsamında bulunması şartına bağlıdır. Kabahatler Kanunu'nun 8. maddesinin 1. fıkrasında "Organ veya temsilcilik görevi yapan ya da organ veya temsilci olmamakla birlikte, tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde görev üstlenen kişinin bu görevi kapsamında işlemiş bulunduğu kabahatten dolayı tüzel kişi hakkında da idari yaptırım uygulanabilir.” kuralına yer verilmiştir. Kanun koyucu, "bu görevi kapsamında işlemiş bulunduğu kabahatten dolayı" demek suretiyle tüzel kişinin sorumluluğunun söz konusu olabilmesi için kabahatin, tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde ve üstlenilen görevle bağlantılı olarak işlenmesi gerektiğine işaret etmiştir. (PEHLİVAN Ali, "Kabahatler Hukukunun Genel Esasları", Doktora Tezi, İstanbul, 2011, s.s.248-249).
Olayda ise, şoför tarafından gerçekleştirilen eylemin, davacı şirketin faaliyeti çerçevesinde ve üstlenilen görevle bağlantılı olarak işlenmiş bir kabahat olmayıp, Türk Ceza Kanunu'nda düzenlenen "hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma" suçuna vücut veren bir eylem olduğu anlaşılmaktadır. Bu sebeple 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 8. maddesi kapsamında davacı şirket hakkında idarî para cezası uygulanamayacağı açıktır.
Bu itibarla, davacı şirket hakkında 5307 sayılı Kanun'un 4. maddesinin 3. fıkrasının ihlâl edildiğinden bahisle aynı Kanun'un 16. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi uyarınca 380.715,00-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk, davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında ise hukukî isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 08/06/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.