Esas No: 2019/2788
Karar No: 2021/2107
Karar Tarihi: 08.06.2021
Danıştay 13. Daire 2019/2788 Esas 2021/2107 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/2788
Karar No:2021/2107
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Uluslararası Nakliyat İnşaat Petrol Ürünleri Gıda Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurumu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Bayilik lisansı kapsamında "Konya-Afyon Yolu 50. Km Kadınhanı/Konya" adresinde faaliyet gösteren davacı şirkete ait akaryakıt istasyonunda 29/07/2011 tarihinde yapılan denetim sonucunda, vaziyet planı haricinde yer altı tankı bulundurulduğundan 5015 sayılı Kanun'un 19. maddesinin üçüncü fıkrası ile aynı maddenin dördüncü fıkrası uyarınca davacı şirkete 12.327,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesi'nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacı şirkete ait akaryakıt istasyonunda 29/07/2011 tarihinde yapılan denetimde, istasyonda bulunan dört adet akaryakıt tankından sadece 3 numaralı tankta 6 cm motorin bulunduğu, bu yakıtın da satışa uygun olmadığı, pompadan alınan numunenin ulusal marker değerinin geçersiz olduğu, vaziyet planına uygun olan tanklarda akaryakıt olmamasına rağmen satışın devam etmesi nedeniyle gizli tank olabileceğinin tutanağa bağlandığı, söz konusu tutanağın istasyonda çalışan ... tarafından da imzalandığı, istasyonda bulunan gizli tanktan ve bağlı bulunduğu pompadan alınan numunelerin Orta Doğu Teknik Üniversitesi Petrol Araştırma Merkezi'ne (ODTÜ PAM) analiz için gönderildiği, ODTÜ PAM tarafından düzenlenen … tarih ve … sayılı, … tarih ve … sayılı motorin muayene raporlarında, numunelerin ulusal marker seviyesinin geçersiz olduğu ve teknik düzenlemelerde yer alan özelliklere aykırı olduğunun tespit edildiği, ODTÜ PAM tarafından yapılan inceleme neticesinde, incelemeye konu motorin numunesinin teknik düzenelemelere aykırı olduğunun tespit edilmiş olması, istasyonda vaziyet planına uygun tanklarda akaryakıt olmamasına rağmen satışın devam etmesi, istasyonda gizli tank olabileceğine ilişkin 29/07/2011 tarihli tutanağın istasyon çalışanı tarafından da imzalanması, söz konusu tankın, stok tankı olarak fazla motorinin depolandığının dava dilekçesinde belirtilmesi hususları karşısında, istasyonda vaziyet planı haricinde yer altı tankı bulundurmak fiilinin sabit olduğu, dolayısıyla davacı şirkete 12.327,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin dava konusu Kurul kararında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: .. Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nce; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Bölge İdare Mahkemesi'nce hiçbir gerekçe gösterilmeden istinaf başvurusunun reddedildiği, mevzuat değişikliği nedeniyle lehe düzenlemelerin uygulanması gerektiği, dava dilekçesinin ekinde sunulmuş Anayasa Mahkemesi'nin emsal kararları doğrultusunda dava konusu işlemin iptal edilmesi gerektiği, iş yerinde hiçbir şekilde gizli yer altı tankı bulunmadığı, istasyonda yer alan tüm akaryakıtın ulusal marker seviyesinin geçerli olduğu, isnat edilen fiile ilişkin her türlü şüpheden uzak, kesin, inandırıcı bir delilin bulunmadığı, ayrıca tutanakların tek taraflı tutulduğu, kendilerinin imzası ve bilgisinin bulunmadığı, söz konusu tutanakların huzurda okunmadığı ve kanun yoluna ilişkin herhangi bir bilgiye yer verilmediği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ : 1982 Anayasasının 2. maddesinde, “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.”; 38. maddesinin 1. ve 3. fıkrasında, “Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.
…
Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.” kuralları yer almıştır.
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu'nun 4. maddesinin 3. fıkrasında, “Piyasa faaliyetinde bulunanlar, kötüniyet veya tehlikeli eylem sonucunu doğuracak her türlü işlemden özenle kaçınmak, bunların oluşumunun engellenmesi için her türlü tedbiri almak ile istenmeyen durumları en kısa sürede gidermek zorundadır.”; aynı Kanun'un 4. maddesinin 4. Fıkrasına 6455 sayılı Kanun'un 37. maddesi ile eklenen (l) bendinde, “Kaçak akaryakıt veya sahte ulusal marker elde etmeye, satmaya ya da herhangi bir piyasa faaliyetine konu etmeye yarayacak şekilde lisansa esas teşkil eden belgelerde belirlenenlere aykırı sabit ya da seyyar tank, düzenek veya ekipmanı bulundurmamak,” kurallarına yer verilmiştir.
1982 Anayasasının 2. maddesinde Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devleti olarak tanımlanmıştır. Öğretide kabul edildiği üzere “belirlilik ve hukuki güvenlik ilkesi” hukuk devletinin ilkelerindendir. Belirlilik ilkesi Anayasa Mahkemesi (AYM, E.2016/150, K.2017/179, 28/12/2017, §101) tarafından “Bu ilkeye göre, yasal düzenlemelerin hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır ve uygulanabilir olması; ayrıca kamu otoritelerinin keyfî uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesi de gereklidir.” tanımlanmaktadır.
Belirlilik ilkesi aynı zamanda 1982 Anayasasının 38. maddesinde bulunan “suç ve cezaların kanuniliği ilkesi” ile yakından ilişkilidir. Bu ilke uyarınca suç ve cezalar ancak kanunla konulabilir ve kanunların getirmiş olduğu suç tanımlarının belirli ve öngörülebilir olması gerekmektedir. Bununla birlikte uzmanlık ve teknik bilgi gerektiren alanlarda cezanın kanunda belirlenmiş olması şartıyla Anayasa Mahkemesi yürütme organına düzenleme yapma yetkisi verilebileceğini kabul etmektedir (AYM, E.2018/30, K.2018/94, 25/09/2018, §27). Ancak yasama tarafından verilen bu yetkinin Anayasa’ya ve kuvvetler ayrılığı ilkesine uygun olması için bu yetkinin sınırlarının ve temel niteliklerinin kanunda yer alması gerekmektedir.
Belirlilik ilkesi gereğince yasama organınca çıkarılan kanunlarda bulunan kavramların belirsiz ve özellikle idarenin keyfiliğine yol açacak şekilde öngörülemez olmaması gerekir. Nitekim Anayasa Mahkemesi bir kararında (AYM, E.1987/16, K.1988/8, 19/04/1988) “…Suç ve cezalar, Anayasa'ya uygun olarak yasayla konulabilir. Yönetim, kendiliğinden suç ve ceza yaratamaz. Bir disiplin cezası sayılacak meslekten geçici ve sürekli uzaklaştırma (çıkarma) da programa uymama ya da başarılı olamama eylemleri belirlenmişse de 'uymama'nın tanımı yapılmamış hangi eylemlerin 'uymama' sayılacağı açıklanmamıştır. İçeriği çok geniş ve değişik biçimde yorumlanmaya elverişli 'uymamak' kavramı, buna bağlı disiplin cezalarının uygulanmasında anlayış, yorum ve değerlendirme ayrılıklarına dayalı olarak eşitsizlik, çelişki, haksızlık doğurabileceği gibi yönetime, her an keyfiliğe dönüşmesine olanak verecek, geniş bir takdir yetkisi tanımaktadır. 'Kanunsuz suç ve ceza olmaz' ilkesi uyarınca bir hukuk devletinde, ceza yaptırımına bağlanan her eylemin tanımı yapılmalı, suçlar kesin biçimde ortaya konulmalıdır. Anılan ilkenin özü, yasanın ne tür eylemleri yasakladığının hiçbir kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirtmesi ve buna göre cezasının da yasayla saptanmasıdır.” demiştir. Yine öğretide de belirtildiği üzere, kanunun tereddüde yer vermeyecek şekilde açık ve anlaşılabilir olması gerekmektedir (İÇEL, Kayıhan, Suç Politikasının Ana İlkeleri Bağlamında Hukuka Bağlı Devlet İlkesi, Hukuk Kurultayı-2004, Hukuk Devleti, s. 267).
Tüm bu açıklamalar kapsamında 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu'nun 4. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “kötü niyet”, “tehlikeli eylem” ve “istenmeyen durumlar” gibi kavramlar hukuk açısından belirsiz ve öngörülemez olup idarenin keyfiliğine yol açabilecek kavramlardır.
Nitekim uyuşmazlık konusu fiil 6455 sayılı Kanun 37. maddesiyle belirlilik ve suç ve cezaların kanuniliği ilkesine uygun bir şekilde düzenleme altına alınmıştır.
Yukarıdaki nedenlerle, Bölge İdare Mahkemesi'nin kararı hukuka aykırı bulunduğundan bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemesi kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, anılan Bölge İdare Mahkemesi kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'ne gönderilmesini teminen dosyanın ... İdare Mahkemesi'ne gönderilmesine, 08/06/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.