Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/6205
Karar No: 2020/1982

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2019/6205 Esas 2020/1982 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı Orman Yönetimi, tapuda davalı adına kayıtlı olan taşınmazın orman sınırları içinde kaldığını belirterek, kesinleşmiş tahdite dayalı tapu iptali ve tescil istemiyle dava açtı. Mahkeme davanın reddine karar verdi, ancak yapılan araştırmalar yeterli olmadığından karar bozuldu. Orman kadastrosu yapılıp kesinleşen yerlerde, çekişmeli taşınmazın orman sınırı içine alınıp alınmadığı, diğer bir ifadeyle orman kadastrosunda taşınmaz hakkında işlem yapılıp yapılmadığı, orman kadastrosuna dair çalışma tutanaklarının ve kesinleşen orman kadastro haritalarının yöntemine uygun şekilde incelenmesi ve uygulanması ile belirlenir. 6831 sayılı Orman Kanunu'na göre orman kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B maddesinin Uygulanması Hakkında Yönetmeliğe göre hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesi ve 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmelik'in “Teknik İşler” başlıklı dokuzuncu bölümünde yazılı esaslar göz önünde bulundurularak uygulama yapılmalıdır.
20. Hukuk Dairesi         2019/6205 E.  ,  2020/1982 K.

    "İçtihat Metni"

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Tapuda davalı adına kayıtlı ola....yüzölçümündeki taşınmaz, 5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanunun 22. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi hükmüne göre yapılan kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işleminde, 27867 ada 1 parsel sayısı ve 7629,33 m² yüzölçümünde yeni haritası ile malik hanesi “tapu kütüğünde olduğu gibi” şeklinde tesbit edilerek 3402 sayılı Kanunun 11. maddesine göre 09.06.2010 ilâ 08.07.2010 tarihleri arasında ilân edilmiştir.
    Orman Yönetimi vekili, Kadastro Mahkemesinde 07.07.2010 tarihli dilekçesi ile, çekişmeli parselin yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre 1946 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdidinde kısmen orman tahdit sınırları içinde bırakıldığını belirterek, bu bölümün tesbitinin iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır.
    Kadastro Mahkemesince; davanın kabulüne ve dava konusu taşınmazın sınırının ve yüzölçümünün düzeltilmesine, 22/03/2013 tarihli bilirkişi raporuna göre taşınmazın koordinatlarının zemine yansıtılmasına ve hatalı sınır ve köşe koordinatlarının düzeltilmesine, mülkiyet talebi yönünden mahkemenin görevsizliğine ilişkin verilen karar, taraflarca temyiz edilmeksizin kesinleşmiş, dosya talep üzerine asliye hukuk mahkemesine gönderilmiştir.
    Mahkemece yapılan yargılama sonucu davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kesinleşmiş tahdite dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Duacı köyünde 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre 1942 yılında yapılarak kesinleşen orman tahdidi, 5653 sayılı Kanuna göre 1953 yılında yapılan maki tefrik çalışması, 14.05.1980 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması ile 23.12.1988 tarihinde ilân edilen 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
    Mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki, Orman Yönetimi taşınmazın kısmen kesinleşmiş orman sınırları içinde kaldığını ileri sürmüş, orman bilirkişi kurulu kadastro mahkemesi kararıyla hatalı 22/2-a maddesi sınırlarının düzeltildiğini, taşınmazın kesinleşmiş orman sınırlarında kalmadığını bildirmiş iseler de taşınmazın ilk tahdite, 2/B madde uygulamasına, 22/2-a uygulamasına ve kadastro mahkemesi ilamına dayanak krokiye göre yerleri ayrı ayrı belirtilmemiş, Orman Yönetiminin düzeltilmiş sınırları itibariyle de taşınmazın orman sınırları içinde kaldığı yolundaki itirazı karşılanmamıştır.
    Bilindiği üzere orman kadastrosu yapılıp kesinleşen yerlerde, çekişmeli taşınmazın orman sınırı içine alınıp alınmadığı, diğer bir ifadeyle orman kadastrosunda taşınmaz hakkında işlem yapılıp yapılmadığı, orman kadastrosuna dair çalışma tutanaklarının ve kesinleşen orman kadastro haritalarının yöntemine uygun şekilde incelenmesi ve uygulanması ile belirlenir. Bu nedenle, dava konusu yerde yapılan tüm orman tahdit ve orman kadastro çalışmalarına (2. madde, 2/B madde uygulaması, aplikasyon, düzeltme çalışmaları dahil olmak üzere) dair işe başlama, çalışma, işi bitirme, sonuçlandırma, sonuçların askı ilanı ve orman kadastro haritaları, 2/B haritaları, aplikasyon haritalarının orijinal renkli örneklerinin Orman Yönetiminden; yörede 2010 yılında yapılan uygulama (yenileme) kadastrosuna dair pafta ve haritalar en eski tarihli memleket haritası, eski hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı getirtilerek, dosyasına eklenmeli, önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman bilirkişi ve bir harita mühendisi marifetiyle yeniden yapılacak keşifte; 6831 sayılı Orman Kanununa göre orman kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B maddesinin Uygulanması Hakkında Yönetmeliğe göre hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı dokuzuncu bölümde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki orman sınır noktaları bulunup röperlenmeli, aynı esaslarla aplikasyon tutanak ve haritası uygulanmalı; bulunan ilk orman tahdit hattı ile aplikasyon, 2. madde ve 2/B madde uygulaması ile belirlenen orman sınır hatları, sözü edilen haritaların ölçekleri eşitlenerek, çekişmeli taşınmazın ilk orman tahdit haritası ve 1744 sayılı Kanun 2. madde ile 6831 sayılı Kanun 2/B madde haritalarına, uygulama kadastrosuna, kadastro mahkemesinin kesinleşen ilamına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu, orman kadastro tutanaklarında belirlenen açı ve mesafeleri (açı ve mesafe hesap yöntemi gerekirse krokisinde işaretlenerek) içerecek biçimde orman sınır noktalarıyla birlikte gösteren ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon, 2. madde ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan ya da en yakın tarihte düzenlenmiş hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara (tutanaktaki mevki ve yer isimleriyle, açı ve mesafelere göre belirlenen hatta) değer verileceği düşünülerek, taşınmazın kesinleşmiş orman kadastro sınırları içinde kalan yerlerden olup olmadığı tereddüte yer bırakmayacak şekilde belirlenip oluşacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 22/06/2020 günü oy birliği ile karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi