Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/519
Karar No: 2021/2367
Karar Tarihi: 27.10.2021

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/519 Esas 2021/2367 Karar Sayılı İlamı

7. Hukuk Dairesi         2021/519 E.  ,  2021/2367 K.

    "İçtihat Metni"

    7. Hukuk Dairesi


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 17/07/2012 gününde verilen dilekçe ile suya elatmanın önlenmesi, irtifak hakkı tesisi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 24/11/2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili ve davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne dava değerinden dolayı duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacılar, davacı ..."nın babasına ait olan 46 parselin kadastro sırasında sehven davalı ... Akıl adına tespit edilmiş olduğunu, davalılardan Baki ile birlikte davacının söz konusu gayrimenkulde kuyu açmış olduklarını, hem Baki"nin hem ..."nın tarlasını dönüşümlü birer hafta süreyle suladıklarını ancak davalı ..."nin santrifüjünün elektiriğini keserek sulamasına engel olduğunu bu yüzden Hadim Sulh Ceza ve Asliye Ceza Mahkemelerinde dava açıldığını ve Baki"nin cezalandırıldığını, ..."nın tarlasının davalı ... ile müşterek kazılan sudan sulandığını, bu sebeple 341 ada 111 parsel sayılı taşınmaz lehine irtifak hakkı tesis edilmesinin hukuki zorunluluk olarak ortaya çıktığını, bu sebeplerden; ..."nın tarlasının sulanmasının önüne geçilmesi yönünden müdahalesinin men"ini, mevcut kuyudan sadece Baki ve ..."nın tarlalarını suladığından taraflar arasında bu güne kadar olduğu gibi birer hafta süreyle sulamanın hüküm altına alınmasını, davalı ... Musa"nın adına tescil edilmiş olan 341 ada 46 parsel üzerinden 341 ada 111 parsel sayılı taşınmaz lehine su irtifak hakkına karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ... ; davacı ..."in davacı sıfatına haiz olmadığını, ayrıca 341 ada 46 parselde malik olmadığından davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, suyun 46 parsele ancak yettiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
    Yargılama sırasında 341 ada 46 parseli satın alan ... davaya dahil edilmiş cevap vermemiştir.
    Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davanın ... ve ... Akıl yönünden husumetten reddine, davanın ... yönünden dava açma ehliyeti olmadığı yönünden reddine, suya yapılan müdahalenin menine, her yıl yaz dönemi olarak belirtilen Mayıs, Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında her haftanın ilk 2 günü (2. Günde dahil) davacı su kullanımına, bu hususta 341 ada 46 parsel üzerinden 341 ada 111 parsel sayılı taşınmaz lehine su irtifakının tesisine karar verilmiştir.
    Hükmü davacı vekili ve davalılar vekili temyiz etmiştir
    Dava yer altı suyuna elatmanın önlenmesi ve su rejimi kurulması istemine ilişkindir.
    Türk Medeni Kanununun 718. maddesi gereğince; Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyetin kapsamına yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer.
    Bu madde hükmüne paralel olarak düzenlenen Türk Medeni Kanununun 756. maddesi gereğince de; "Kaynaklar, arazinin bütünleyici parçası olup bunların mülkiyeti ancak kaynadıkları arazinin mülkiyeti ile birlikte kazanılabilir. Başkasının arazisinde bulunan kaynaklar üzerindeki hak, bir irtifak hakkı olarak tapu kütüğüne tescil ile kurulur. Yeraltı suları, kamu yararına ait sulardandır. Arza malik olmak onun altındaki yeraltı sularına da malik olmak sonucunu doğurmaz. Arazi maliklerinin yer altı sularından yararlanma biçimi ve ölçüsüne ilişkin özel kanun hükümleri saklıdır."
    Gerek Türk Medeni Kanununun 718. maddesi gerekse 756/2. maddesinde sözü edilen kaynaklar, yeraltı sularından farklıdır.
    Kaynak, kökeni yeraltı suyu olan tabi ve sürekli olarak yeryüzüne çıkan özel mülkiyete girecek nitelikte özel bir su olup, suni bir şekilde veya ara sıra yeryüzüne çıkan su kaynak niteliğini kazanmaz (Gürsoy/Eren/Cansel, Türk Eşya Hukuku, Ankara 1978, s.618). Ayrıca, kaynaktan çıkan suyun yararı kamuya ait bir akarsu oluşturacak kadar bol çıkması halinde kaynak artık özel mülkiyete konu olamaz. Yine, yeraltı suyundan sondaj gibi suni yollarla çıkartılan sulardan yararlanma usulü de 167 sayılı Yeraltı Suları Kanununa tabidir.
    Başka bir ifadeyle kaynak suyu kendiliğinden kaynadığı arazinin hudutlarını aşacak debide ise ya da malikinin ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra fazlası varsa genel su kabul edilir ve komşular da yararlanabilir. Bunun yanında kaynak suyu tapulu olmayan araziden (örneğin mera,orman vb) çıkıyorsa suyun debisine bakılmaksızın genel sudur. Bu sudan ise kadim ve öncelik hakkı ihlal edilmemek suretiyle herkes ihtiyacı oranında yararlanabilir.
    Özel su ise tapulu taşınmazdan çıkan ve sadece o taşınmazın ve malikinin kişisel ihtiyacını karşılamaya yeterli olan sudur. Arazinin mülkiyetine tabi olan kaynak suyu yani özel su üzerinde, hak sahibi dilediği gibi tasarruf etme yetkisine sahiptir. Bu suyu kendisi kullanabileceği gibi kaynağındaki suyu kullanması hususunda bir başkasına irtifak hakkı da tanıyabilir. Ayrıca mülkiyet hakkına dayanarak kaynağa elatma varsa elatmanın giderilmesi için davalar açmak yetkisi de bulunmaktadır.
    Türk Medeni Kanununun 756/2. maddesi gereğince "Başkasının arazisinde bulunan kaynaklar üzerindeki hak bir irtifak hakkı olarak tapu kütüğüne tescil ile kurulur" hükmü doğrultusunda kaynak hakkı ancak tapuda düzenlenecek resmi senetle tapu malikinin rızası ile kurulabilir.
    Yine benzer şekilde Türk Medeni Kanununun 837. maddesi de "Başkasının arazisinde bulunan kaynak üzerinde irtifak hakkı, bu arazinin malikini suyun alınmasına ve akıtılmasına katlanmakla yükümlü kılar. Bu hak, aksi kararlaştırılmadıkça başkasına devredilebilir ve mirasçıya geçer. Kaynak hakkı, bağımsız nitelikte ve en az 30 yıl için kurulmuş ise tapu kütüğüne taşınmaz olarak kaydedilebilir” şeklinde düzenlenmiştir.
    Madde hükmünde belirtildiği üzere, kaynak irtifakı doğrudan kişiye bağlı olarak kurulabileceği gibi başkalarına devri de kararlaştırılabilir. Bağımsız ve daimi hak olarak tesis edildiğinde tapu kütüğüne ayrı bir sayfaya kaydı da mümkündür. Kaynak hakkının kazanılmasına ilişkin kanunda açık bir hüküm olmamakla birlikte eşyaya bağlı diğer irtifakların kazanılması hükümleri uyarınca Türk Medeni Kanununun 780. maddesinden kıyasen yararlanarak taşınmaz mülkiyetinin kazanılmasına ilişkin hükümlerin uygulanacağı kabul edilmektedir (m.704/2). Bu durumda kaynak hakkının, resmi şekilde düzenlenecek sözleşme ile tapu siciline tescil ile kazanılması mümkündür.
    Gerçekten Türk Medeni Kanununun 756/2 ve 837. maddesinde belirtilen kaynak irtifakına konu olabilecek su özel su olup genel su niteliğindeki yeraltı suyu bu düzenlemelerin dışındadır. Nitekim genel sular taşınmaz mülkiyetinin kapsamı içinde kabul edilemez.
    Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince;
    Davacılar davalı ... ile birlikte davalı ...’ya ait 46 parselde birlikte emek ve masraf yaparak kuyu açmış olmaları taraflara birlikte kullanım hakkı vermez. Yukarıda da belirtildiği gibi çıkarılan su malikinin ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra fazlası varsa genel su kabul edilir. Mahkemece yapılan keşif sonucu alınan raporlardan dava konusu suyun 341 ada 46 parsel sayılı taşınmazın su ihtiyacını karşılamadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru görülmemiş hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.10.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi