22. Hukuk Dairesi 2016/6175 E. , 2019/8236 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının işlediği suçtan dolayı 18.10.2009-04.03.2010 tarihleri arasında tutuklu kaldığını, Toplu İş Sözleşmesi gereği iş sözleşmesinin 18.10.2009 tarihinde feshedilmiş sayıldığını, buna göre oluşacak kıdem tazminatının işçiye ödenmesi gerektiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile yıllık izin, ilave tediye ve ikramiye alacaklarının davalıdan tahsilin istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının sözleşmesinin Toplu İş Sözleşmesi gereği münfesih sayılacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının 18.10.2009 tarihinde gözaltına alındığı ve hakkında tutuklama kararı verilerek, 04.03.2010 tarihine kadar tutuklu kaldığı, tutuklu kaldığı sürenin 8 haftayı aştığından 4857 sayılı Kanunun 25/4 sayılı maddesi uyarınca tutukluluk nedeni ile iş akdi iş veren tarafından bildirimsiz fesh edildiğinden işçinin kıdem tazminatına hak kazanamadığı gerekçesiyle kıdem tazminatı isteğinin reddine, yıllık izin ücreti, ilave tediye ücreti ile ikramiye alacaklarını kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında davacının kıdem tazminatına hak kazanıp kazanamadığı uyuşmazlık konusudur.4857 sayılı İş Kanunu"nun 25. maddesinin (IV) numaralı bendinde, işçinin gözaltına alınması veya tutuklanması üzerine devamsızlığın aynı Yasanın 17. maddesinde sözü edilen bildirim süresini aşması durumunda, işverenin derhal fesih hakkının olduğu hükme bağlanmıştır. Gözaltı veya tutukluluk süresi bildirim önellerini aşmadıkça, iş sözleşmesi işverence derhal feshedilemez.Bildirim önellerinin sözleşme hükmü ile arttırılmış olması halinde, değinilen maddenin uygulaması yönünden arttırılmış sürelerin dikkate alınması gerekir. Başka bir anlatımla işverenin derhal fesih hakkı ancak, tutukluluk süresinin arttırılmış ihbar önellerini aşması halinde ortaya çıkar. İşçinin gözaltına kaldığı veya tutuklu olduğu sürenin ihbar önelini aşması halinde, sözleşmeyi Yasanın değinilen 25/IV maddesi uyarınca fesheden işverenin, bildirim şartına uyma ve ihbar tazminatı yükümlülükleri bulunmamakla birlikte, kıdem tazminatı ödemesi gerekir.
Somut olayda, davacının 09.12.1991-18.10.2009 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde çalıştığı, işle ilgisi olmayan ve işyeri dışında işlediği bir suçtan dolayı 18.10.2009 tarihinde gözaltına alındığı, 22.10.2009 tarihinde tutuklandığı ve 04.03.2010 tarihinde tahliye edildiği anlaşılmaktadır. Bu duruma göre, davacı bildirim süresini aşacak şekilde tutuklu kalmış ve iş sözleşmesi işveren tarafından bu nedenle feshedilmiştir. Bu husus 4857 sayılı Kanunun 25. maddesinin IV. bendi uyarınca işverene derhal fesih hakkı vermektedir. Ancak 4857 sayılı Kanun’un 120. maddesi yollamasıyla mülga 1475 sayılı Kanun’un 14. maddesi gereğince davacının kıdem tazminatına hak kazandığının kabulü gerekmekte olup, kıdem tazminatı isteminin kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.Sonuç;Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacı tarafa iadesine, 10.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.