13. Hukuk Dairesi 2015/40407 E. , 2018/950 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı kooperatif ile 08.07.2003 tarihinde yapılan sözleşme ile davalı kooperatifin muhasebe işlerinin yürütülmesi için iki yıl süreli anlaşma yaptıklarını, davalı ... Kooperatifinin 21.08.2003 tarihli mektup ile sözleşmenin 31.08.2003 tarihi itibari ile tek taraflı olarak feshettiğini sözleşmenin 1.6 maddesinde "Sözleşmenin müşteri tarafından feshi halinde meslek mensubunun ücretinin tamamı iş sahibine ödenir." hükmü yer aldığını, feshin haksız olduğunu tüm bu nedenlerle 5.750,00 TL’nin sözleşmenin feshedildiği tarihten itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, sözleşmenin feshinin haklı olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 5.750,00 TL alacağın 26.12.2003 (İhtarnamenin tebellüğ tarihi) tarihinden itibaren işleyecek o tarihte geçerli olan temerrüt faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin ekinde sunduğu ... Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün 13.04.2015 tarihli yazısında, davacı şirketin 6103 sayılı Kanunun 20. maddesine göre sermayesini asgari tutara yükseltmediğinden 08.07.2014 tarihinde sicil kaydının re’sen silindiği bildirilmiştir.
Ticaret sicilinden silinmek suretiyle hukuk alemindeki varlığı sona eren şirketin, yargılamanın tarafı olmak ehliyeti de bulunmamaktadır. Davadan önce veya dava devam ederken tüzel kişiliğin son bulması halinde, davaya devam edilmesine imkan yoktur. Taraf ehliyeti kamu düzeni ile ilgili olup, hakimin bu hususu re’sen de göz önünde bulundurması zorunludur.
Ticaret sicilinden terkinin, tüzel kişinin bizatihi kendisi hakkında sonuç doğurabilmesi için Ticaret Sicili Gazetesinde ayrıca ilanına da gerek bulunmamaktadır. Zira kural olarak yasada öngörülen istisnalar haricinde Ticaret Sicili Gazetesinde ilan kurucu değil, bildirici bir etkiye sahip olup, üçüncü kişilere karşı değişikliğin hüküm ifade ettiği tarih, ilan tarihine göre belirlenir ise de, tüzel kişinin kendisi yönünden değişikliğin hüküm ifade etmesi ilan şartına bağlanamaz.
Ticaret sicilinden silinmekle tüzel kişiliği sona ermiş ve hukuk aleminden silinmiş olan şirketin, medeni haklardan yararlanma ve bu hakları kullanabilme ehliyeti son bulacağından, yargı mercileri nezdinde temsil edilmesi ve yargılamaya taraf olması da mümkün değildir. Devam eden davası bulunan veya sicilden kaydı silinen şirketin alacaklıları veyahut da hukuki menfaati bulunanlar ise, haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak, şirket veya kooperatifin ihyasını da isteyebileceklerdir.
Yukarıdaki açıklamalara ek olarak HMK"nın 50. maddesine göre ise; "Medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan, davada taraf ehliyetine de sahiptir." HMK"nın 115. maddesinin 1 ve 2. fıkralarında ise; ""Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir..."" düzenlemesine yer verilmiştir.
Şirketin ihyası gerçekleştirilmedikçe aktif dava ehliyetinden bahsedilemeyeceği ve bu durumun mahkemece re"sen gözetilmesi gerektiğinden, mahkemece yukarıda belirtilen hususlar değerlendirilerek sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup,bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 30/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.