1. Hukuk Dairesi 2018/354 E. , 2020/3476 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ... vekili ve davalı ... Belediyesi vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
KARAR
Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, ... Asliye 1. Hukuk Mahkemesinin 15/03/1991 tarih, 1989/493 Esas, 1993/83 Karar sayılı kesinleşmiş ilamı ile adına tesciline karar verilen ... Mevkiinde 30.000 m², ... mevkiinde 22.000 m², ... mevkiinde 20.000 m² yüzölçümüdeki 3 parça taşınmazın kadastro tespit çalışmaları sırasında sırasıyla ... ada, ... parsel, ... parsel ve ... ada, ... parsele revizyon görerek mer"a vasfı ile Hazine adına tescil edildiğini, anılan taşınmazlar bakımından kesinleşmiş mahkeme kararı olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında ... mevkiindeki ... ada, ... parsel hakkındaki davadan feragat etmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Davanın kısmen ilişkin olarak verilen karar Dairece; “…eldeki davanın yargılaması sırasında yapılan keşif ve keşif sonucu alınan bilirkişi raporlarından; ... ve Destakâr mevkiindeki taşınmaz bakımından davacının babasına ait olduğu, çoçukları arasında yapılan paylaştırmada davacıya isabet ettiği, 30/35 yıldır nizasız fasılasız tarım yapmak suretiyle kullanıldığı, sınırları itibariyle tescil ilam krokisinin zemine uyduğu, mer"a tespit komisyonu çalışmaları sırasında dinlenen mahalli bilirkişiler “...tutanakları okumadan imzaladıklarını, keşif yapılan yerin davacıya ait ekip-biçtiği yer olduğunu, atalarından irsen intikal ettiğini, baba ..."e ait iken malların paylaşımı ile davacıya kaldığını, 35 yıldır davacının zilyet ve tasarrufunda olduğunu, mer"a vasfında olmadığını, ...” beyan ettikleri, fen bilirkişi 20/09/2010 havale tarihli raporunda; davacının iddia ettiği (A) harfi ile gösterilen 9776.74 m²
ve (B) harfi ile gösterilen 16217,57 m² alanın ... ada, ... parselde kaldığı, (C) harfi ile gösterilen 21.508 ,43 m²"lik bölümün ... ada, ... parsel içinde kaldığı, 1958 tarihli, hava fotoğrafında çekişmeli yerlerin sürülü vaziyette olduğu, 2001 tarihli hava fotoğrafında ise sürülü vaziyette oldukları, topoğrafik memleket haritasında; A, B ve C harfleri ile gösterilen alanların normal eğimli olduğunun saptanarak davanın kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ne var ki, ... ada, ... ve ... parsellere revizyon gören taşınmazların tescil ilamındaki ve tescil ilamını dayanak alan dava dilekçesindeki miktar ile uygulama sonucu alınan fen bilirkişi raporlarında belirlenen miktarlar arasında farklılık bulunduğu, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmediği, ve dava
dilekçesindeki talebe konu miktarlar esas alınmak suretiyle hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır...O halde; yöreyi bilen kişilerden gerekli bilgi alınarak içlerinde Kadastro Elemanı veya Harita Mühendisinin de yer alacağı üç kişilik bilirkişi heyeti ile yerinde yeniden keşif yapılması,davacı ve davalı yanın dayandığı delillerin toplanması, özellikle çekişmeye konu ... ada, ... ve ... parsele revizyon gören ... Asliye 1. Hukuk Mahkemesi"nin 15/03/1991 tarih, 1989/493 Esas, 1993/83 Karar sayılı ilamı ile oluştuğu anlaşıldığına göre, anılan dosyanın, tescil ilam krokisinin mahallinde yeniden denetime elverişli olacak şekilde uygulanması ve kapsamlarının belirlenmesi, tapu fen memuru veya mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişi veya bilirkişilerden uygulamayı tam olarak yansıtan, infaza elverişli krokili rapor alınması, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması, tescil ilamındaki miktar ile eldeki davada yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporundaki miktar farkının açıklığa kavuşturulması, toplanan ve toplanacak delillerin birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik tahkikatla yetinerek yetersiz bilirkişi rapor ve krokisine dayanarak yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir....” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki; hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak, bozma sonrası alınan harita mühendisi ve kadastro bilirkişinin 22.08.2017 havale tarihli raporunda; ... mevkiinde bulunan ve ... ada ... parsel içerisinde kaldığı anlaşılan (A1) ile gösterilen 12.872,19 m² ve (B1) harfi ile gösterilen 7.474,048 m²’lik bölüm yönünden yazılı olduğu şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalı Hazine ve ... Belediyesinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden, Reddine.
Davalıların, ... mevkiinde bulunan ve ... ada ... parsel içerisinde kalan, 22.08.2017 tarihli bilirkişi raporunda (C1) ile gösterilen 22.496,158 m2’lik taşınmaza ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
Bilindiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 26. maddesi hükmü gereğince hakim, kural olarak tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır. Ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Buna usul hukukunda taleple bağlılık ilkesi denilmektedir.
Somut olayda, davacının dayandığı ... Asliye 1. Hukuk Mahkemesi"nin 1989/493 Esas, 1993/83 Karar sayılı tescil ilamında ... mevkiindeki taşınmazın 22.000 m2 olduğu saptanarak davacı adına tesciline karar verildiği, eldeki davada da dava dilekçesinde 22.000m2’lik kısım yönünden iptal-tescil isteğinde bulunulduğu halde, HMK"nun 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesine aykırı biçimde talep aşılmak suretiyle (C1) harfi ile gösterilen 22.496,158 m²’lik bölümün davacı adına tesciline karar verilmesi doğru değildir.
Hâl böyle olunca, yukarıda belirtilen açıklamalar çerçevesinde, ... mevkiinde bulunan ve ... ada ... parsel içerisinde kalan (C1) ile gösterilen taşınmaz yönünden ek rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davalılar Hazine ve ... Belediyesinin değinilen yön itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13. maddesinin j. Bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz eden davalı ... Belediyesine geri verilmesine, 06.07.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.