Esas No: 2018/6167
Karar No: 2021/2971
Karar Tarihi: 08.06.2021
Danıştay 3. Daire 2018/6167 Esas 2021/2971 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/6167
Karar No : 2021/2971
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, kanuni temsilcisi olduğu … Tekstil Ürünleri Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi ve … Tekstil Sanayi İç ve Dış Ticaret Limited Şirketi'nin 2015 yılının Ocak ila Ağustos dönemlerine ait katma değer vergisi ve vergi ziyaı cezasından oluşan kamu alacağının güvence altına alınması amacıyla 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 13. maddesinin 1. bendi uyarınca … onay tarihli … nolu e haciz bildirisiyle banka hesabı üzerine uygulanan ihtiyati haczin kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'da yer alan teminat isteme, ihtiyati haciz ve ihtiyati tahakkuk işlemlerinin kamu alacağının cebren tahsil ve takip usulleri olmayıp, icrai muamelelere başlamadan önce kamu alacağını korumaya yönelik işlemler olduğu, bu nedenle bu tür işlemlerin asıl kamu borçlusu, diğer bir anlatımla verginin mükellefi veya sorumlusu hakkında tesis edilebileceği, söz konusu işlemlerin kanuni temsilciler veya ortaklar hakkında uygulanmasına olanak bulunmadığı, ancak 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesi uyarınca kesinleşen ve şirketten tahsili olanaksız hale gelen borçlardan dolayı sorumlu tutulabileceklerinden davacı adına 6183 sayılı Kanun'un 13. maddesinin 1. bendine göre banka hesabı üzerine uygulanan ihtiyati hacizde hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle ihtiyati haciz kaldırılmıştır.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti:6183 sayılı Kanun'un 9 ve 13. maddeleri uyarınca ihtiyati haczin uygulanması için; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 344. maddesi uyarınca vergi ziyaı cezası kesilmesini gerektiren haller ile 359. maddesinde sayılan hallere temas eden bir kamu alacağının salınması yolunda gereken işlemlere başlanılmasının yeterli olduğu, ihtiyati haczin uygulanmasında süreye bağlı kalınamayacağı, 213 sayılı Kanun'un 10. maddesi uyarınca asıl borçlu şirkete ait kamu alacaklarından sorumlu tutulabilecek olan kanuni temsilciler aynı zamanda henüz tahakkuk etmeyen şirket borçlarından ihtiyati haciz aşamasında da sorumlu tutulabileceklerinden, kamu alacağının borçlusu şirketlerin kanuni temsilcisi olan davacı hakkında ihtiyati haciz yoluna gidilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusu kabul edilerek mahkeme kararı kaldırıldıktan sonra dava reddedilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Tarh ve tebliği üzerine davaya konu edilmekle tahsili duran vergi ve cezaların güvence altına alınması amacıyla ihtiyati haciz uygulanamayacağı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacının kanuni temsilcisi olduğu şirketlerin kamu borçlarını ödeyecek mal varlıklarının bulunmadığı, asıl borçlu şirketler ile kanuni temsilci ve ortaklarının malvarlıklarını elden çıkartmaya yönelik tasarruflarının iptali için adli yargıda dava açıldığı ve ihtiyati haciz kararı verildiği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'UN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacının banka hesabına, kanuni temsilcisi olduğu … Tekstil Ürünleri Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi ve … Tekstil Sanayi İç ve Dış Ticaret Limited Şirketi'nin 2015 yılına ilişkin katma değer vergisi hesaplarının incelenmesi sonucu düzenlenen vergi inceleme raporlarında salınması önerilen cezalı vergilerle ilgili olarak 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 13. maddesi uyarınca alınan ihtiyati haciz kararı üzerine uygulanan ihtiyati haczin kaldırılması istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 9. maddesinde, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 344. maddesi uyarınca vergi ziyaı cezası kesilmesini gerektirir haller ile 359. maddesinde sayılan hallere temas eden bir amme alacağının salınması için gerekli muamelelere başlanmış olduğu takdirde vergi incelemesine yetkili memurlarca yapılan ilk hesaplamalara göre belirtilen miktar üzerinden tahsil dairesince teminat istenebileceği hükme bağlanmış, aynı Kanun'un 13. maddesinde, 9. madde gereğince teminat istenmesini mucip hallerin varlığı halinde, alacaklı amme idaresinin mahalli en büyük memurunun kararıyla ihtiyati haciz tatbik edilebileceği hükmüne yer verilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesinde de; tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin yerine getirilmemesi yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
6183 sayılı Kanun'un "Amme Alacaklarının Korunması" başlıklı ikinci bölümünde yer alan teminat isteme, ihtiyati haciz ve ihtiyati tahakkuk işlemleri, icrai muamelelere başlamadan önce tahsile konu kamu alacağının tehlikeye girmesini engellemeye yönelik işlemlerdir. Kamu alacağının cebren tahsil ve takibiyle ilgili olmayıp korunmasına yönelik bu işlemlerin asıl muhatabı ise kamu alacağının gerçek borçlusu, diğer bir ifade ile verginin mükellefi veya sorumlularıdır.
Bu nedenle, esas kamu borçlusu olmayan tüzel kişiliğin kanuni temsilcileri adına teminat isteme, ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz gibi kamu alacağının korunmasına yönelik tedbirlerin uygulanması söz konusu olmayacaktır.
Tüzel kişilerin kanuni temsilcilerinin ancak kesinleşen ve tüzel kişiliğin mal varlığından kısmen veya tamamen tahsil edilemeyeceği anlaşılan kamu borçlarından dolayı sorumlu tutulabilecekleri ve haklarında şirket borçlarıyla ilgili olarak ancak bu aşamada ihtiyati haciz gibi kamu alacağının korunmasına ilişkin bir işlemin uygulanabileceği dikkate alındığında, davacının banka hesabına, kanuni temsilcisi olduğu şirket tüzel kişiliğinin vergi borçları nedeniyle uygulanan dava konusu ihtiyati hacizde hukuka uygunluk görülmediğinden, yazılı gerekçeyle davayı reddeden Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerekmiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesine,
4.Yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 08/06/2021 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi
(X)-KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden temyiz isteminin reddi ile kararın onanması gerektiği oyuyla karara katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.