Abaküs Yazılım
12. Daire
Esas No: 2021/1275
Karar No: 2021/3710
Karar Tarihi: 09.06.2021

Danıştay 12. Daire 2021/1275 Esas 2021/3710 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/1275
Karar No : 2021/3710


TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …Müdürlüğü
VEKİLİ : …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi …İdari Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: …İl Emniyet Müdürlüğünde emniyet amiri olarak görev yapan davacının, 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu'nun 55/19. maddesi uyarınca re'sen emekliye sevk edilmesine ilişkin …tarih ve …sayılı Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Değerlendirme Kurulu kararının iptali ile bu karar nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine, özlük haklarının iadesine karar verilmesi ve 3201 sayılı Kanun'un 55/19. maddesinin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulmasına karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …İdare Mahkemesince verilen …tarih ve E:…, K:…sayılı kararla; …İl Emniyet Müdürlüğü emrinde emniyet amiri olarak görev yapan davacının, 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu'nun 55. maddesinin 6638 sayılı Kanun'un 22. maddesi ile değişen 19. fıkrası uyarınca re'sen emekliye sevk edilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı, davalı idare tarafından dava dosyasına sunulan savunma dilekçesi ekinde yer alan hizmet cetvelinin incelenmesinden ise, davacının emniyet amirliği rütbesine 29/06/2012 tarihinde atandığı, daha sonra yargı kararları uyarınca rütbe kıdem tarihinin güncellendiği ve 30/06/2010 tarihinden itibaren bulunduğu rütbeye atanmış sayıldığı, bu durumda, 3201 sayılı Kanun'un 55/19. maddesi ile davacının, re'sen emekli edilebilmesi için aranan, bulunduğu rütbeye terfi ettiği tarihten itibaren 5 yıl içinde bir üst rütbeye terfi edememe şartını, bulunduğu rütbeye atanma tarihinin 29/06/2012 olması nedeniyle taşımadığı, re'sen emeklilik koşulunu taşımamasına rağmen re'sen emekli edilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı; öte yandan, hukuka aykırılığı tespit edilen işlem sebebiyle davacının mahrum kaldığı parasal ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacıya ödenmesinin gerektiği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, davacının işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının dava tarihi olan 08/10/2015 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte ödenmesine, özlük haklarının iadesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: …Bölge İdare Mahkemesi …İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ: …

DÜŞÜNCESİ: Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince; Danıştay Başkanlık Kurulu'nun 18/12/2020 tarih ve 2020/62 sayılı "Danıştay Dava Daireleri Arasındaki İş Bölümü Kararı" üzerine Dairemize devredilen dosya incelendi ve işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :
…İl Emniyet Müdürlüğünde görev yapan davacı, 29/06/2012 tarihinde emniyet amiri rütbesine terfi ettirilmiştir.
Diğer yandan, …İdare Mahkemesince verilen …tarih ve E:…, K:…sayılı kararla; davacının (A) grubu polis amiri sayılması istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptaline karar verilmiştir. Ardından, …İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararıyla; yükseköğretimi bitirdiği 06/09/2004 tarihinden itibaren (A) grubu sayılmasına ilişkin yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptaline karar verilmiştir. Bu sebeple de davacının bulunduğu rütbelere terfi ediş tarihlerinin ve bu rütbelerde bulunma sürelerinin yeniden düzenlenmesi gerekliliği doğmuştur.
Öte yandan, davacı 2014 yılında değerlendirmeye alınmış ve hakkında "terfi etmez" kararı verilmiştir. UYAP kayıtlarından, davacının bu işleme karşı dava açmadığı anlaşılmıştır.
Ardından, 2015 yılında rütbe-terfi sözlü sınavında başarısız sayılmıştır. Anılan işlemin iptali istemiyle açtığı davada; …İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararıyla verilen iptal kararı, Danıştay 5. Dairesi tarafından onanmış, ardından karar düzeltme istemi reddedilmiştir.
Anılan durumların sonucu olarak terfi edemediği anlaşılan davacı, Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Değerlendirme Kurulu'nun …tarih ve … sayılı kararıyla 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu'nun 55/19. maddesi uyarınca re'sen emekliye sevk edilmiştir.
Bunun üzerine anılan kararın iptali ile bu karar nedeniyle yoksun kalınan parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesine, özlük haklarının ise iadesine karar verilmesi istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
3201 sayılı Yasa'nın 6638 sayılı Kanun ile değiştirilen 55. maddesinin birinci fıkrasında, polis amirlerinin rütbeleri sayılmış, ikinci fıkrasında polis amirlerinin rütbelerde ve meslek derecelerinde zorunlu en az bekleme süreleri gösterilmiş, üçüncü fıkrasında her amir rütbesinde bulunması gereken kadro sayısına esas alınacak oran azami olarak gösterilmiş, dördüncü fıkrasında bu rütbelere terfilerin yetkili kurullarda kıdem sırasına göre görüşüleceği ve maddede öngörülen sınav ve eğitim şartı saklı kalmak üzere liyakata göre yapılacağı belirtilmiş, beşinci fıkrasında kıdem sırasının tespitinde, bulunulan rütbeye terfi tarihinin esas alınacağı, aynı tarihte terfi edenlerden sicil notu yüksek, sicil notlarının eşitliği halinde ödül ve takdirnamesi fazla, ödül ve takdirnamelerin sayıca eşitliği halinde ise, sicil numarası daha küçük olanların diğerlerine göre kıdemli sayılacağı öngörülmüş, onbirinci fıkrasında rütbe terfiinin yetkili kurullarda görüşülebilmesi için gerekli koşullar hükme bağlanmıştır.
Aynı maddenin diğer fıkralarında da, rütbeler, bu rütbelere terfi esasları, terfi ve atama zamanı gibi hususlarda doğrudan Kanun hükümleriyle belirlenen çerçeve dahilinde kalmak koşuluyla, liyakat koşullarını belirlemek, üst rütbedeki boş kadro sayısına göre terfileri önermek ya da ikinci meslek derecesindeki görev unvanlarına ataması yapılacak personeli değerlendirmek ve öneride bulunmak üzere Genel Müdürlük Merkez Değerlendirme ve Yüksek Değerlendirme Kurullarının oluşturulması öngörülmüştür.
Anılan maddenin ondokuzuncu fıkrasında; "Bulundukları rütbelere terfi ettikleri tarihten itibaren beş yıl içinde bir üst rütbeye terfi edemeyen Emniyet Amirleri ile Dördüncü, Üçüncü ve İkinci Sınıf Emniyet Müdürleri, emeklilik veya yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için gerekli şartları haiz olmaları kaydıyla, Yüksek Değerlendirme Kurulunun teklifi ve Bakan onayı ile emekliye sevk edilirler" hükmüne yer verilmiş ve yirmibirinci fıkrasında ise; ondokuzuncu fıkra hükümlerine göre emekliliğe sevk edilen emniyet amirlerine, emekliye sevk edildikleri tarihi takip eden ay başından itibaren, en yüksek devlet memuru aylığının %110'u oranında altmış yaşına kadar Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından kadrosuzluk tazminatı ödeneceği hüküm altına alınmıştır.
3201 sayılı Kanun'un yukarıda aktarılan 55. maddesinde değişiklik yapan 6638 sayılı Kanun'un genel gerekçesinde, "Polis amirlerinin rütbe terfilerinde, tüm çağdaş ülkelerin aksine kıdeme dayalı bir sistem benimsenmiş, liyakat ikinci plana bırakılmıştır. Polis amirleri bulundukları rütbede zorunlu en az bekleme süresini tamamlamaları ve herhangi bir ceza almamaları halinde mesleki yeterliliklerine bakılmaksızın otomatik olarak bir üst rütbeye terfi etmeye başlamışlardır. Bu sistem, ihtiyaç duyulan amir rütbelerinde sayısal azlığa ve ihtiyaç duyulmayan rütbelerde ise aşırı yığılmalara neden olmuştur.
Yapılan düzenleme ile bozulan personel piramidinin görev ve hizmet gereklerine uygun hale getirilmesi amacıyla; her rütbede yer alacak amir sayısı/oranı belirlenmekte, her rütbe terfiinde yazılı ve sözlü sınav şartı getirilmekte ve terfi için öngörülen asgari şartlara sahip personel arasından en kıdemli olanın değil en liyakatli olanın terfi etmesi öngörülmektedir. Ayrıca ihtiyaçtan fazla sayıdaki Birinci, İkinci, Üçüncü, Dördüncü Sınıf Emniyet Müdürlerine ve emniyet amirlerine belli bir miktar ek ödeme yapılmak suretiyle resen emeklilik sistemi getirilmektedir." değerlendirilmesine yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen Kanun hükümleri ile gerekçesi bir arada değerlendirildiğinde, Kanun'un amacının, emniyet hizmetlerinin hizmet gereklerine uygun olarak yürütülebilmesi için her bir rütbede ihtiyaç duyulan emniyet amirlerinin azami kadro sayılarının belirlenmesi, bunun sonucunda ihtiyaç fazlası durumunda kalacak olan emniyet amirlerinin emekliye sevki ve azami sayıları Yasa ile belirlenen kadrolara atamalarda liyakat ilkesi çerçevesinde bir değerlendirmeye ve seçmeye imkan sağlanması olduğu anlaşılmaktadır.
Dava konusu işlemin dayanağı olan 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu'nun yukarıda aktarılan 55. maddesinin 19. fıkrasında, ilgili personelin re'sen emekliye sevk edilebilmesi için bulunulan rütbeye terfi edilen tarihten itibaren, bekleme süresi de dahil olmak üzere beş yıl içinde bir üst rütbeye terfi edememe koşulu getirildiğinden, söz konusu beş yıl içinde kalan yıllardaki rütbe terfi işlemleri ile re'sen emeklilik arasında bir sebep-sonuç ilişkisi bulunmakta olup, re'sen emekliye sevk edilen personelin en az zorunlu bekleme sürelerini doldurdukları tarih itibarıyla terfi değerlendirmesine alınıp alınmadığı, terfi ettirilmediği yıllara ilişkin davasının bulunup bulunmadığı ve davaların sonucu önem arz etmektedir.
Ayrıca anılan düzenlemede "bulundukları rütbelere terfi ettikleri tarihten itibaren" ibaresi ile personelin re'sen emekliye sevk edilmesinde bulunulan rütbede fiili olarak çalışmaya başlanılan tarihin değil, bulunulan rütbeye hukuki olarak terfi edilen tarihin esas alınacağı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, kıdeme esas alınan ve üst rütbeye terfiin hak edildiği tarihin geriye çekildiği durumlarda, polis amirlerinin re'sen emekliye sevk koşulları değerlendirilirken, bulundukları rütbelerde kıdemlerine esas alınan tarih dikkate alınacak ve zorunlu en az bekleme süreleri de bu tarihten itibaren hesaplanarak, takip eden yıllarda rütbe terfi değerlendirmesine alınmaları gerekecektir.
Uyuşmazlıkta, davacının (A) grubu sayılmasıyla birlikte rütbe hak ediş tarihlerinin değiştiği, 2014 yılında hakkında "terfi etmez" kararı verildiği, bu işleme karşı dava açmadığı, 2015 yılında ise sözlü sınavdan başarısız sayıldığı ve bu işlemin iptali istemiyle açtığı davada iptal kararı verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Öte yandan her ne kadar, davacının, bir üst rütbe olan 4. sınıf emniyet müdürü rütbesine terfii durumu hakkında 2014 yılı Yüksek Değerlendirme Kurulunca boş kadro bulunmadığı gerekçesiyle "terfi etmez" kararı verildiği ve bu işlemin iptali istemiyle dava açmadığı görülmekte ise de; Yüksek Değerlendirme Kurulu Kararı'nın dayanağı olan ve 10/05/2014 tarih ve 28996 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 2014/6303 sayılı Bakanlar Kurulu kararının, 4. sınıf emniyet müdürlerinin görev unvanı karşılığı olan merkez ve taşra kadrolarının değiştirilmesine ilişkin kısmının Danıştay Onikinci Dairesinin 17/12/2014 tarih ve E:2014/6587 sayılı kararıyla yürütülmesinin durdurulduğu ve Danıştay Onaltıncı Dairesinin 22/03/2016 tarih ve E:2015/11855, K:2016/1747 sayılı kararıyla da iptaline hükmedildiği anlaşıldığından, 2014 yılı Yüksek Değerlendirme Kurulunca davacı hakkında boş kadro olmadığı gerekçesiyle verilen "terfi etmez" kararının dayanağının ortadan kalktığı ve yeni bir hukuki durumun ortaya çıktığı açıktır.
Bu durumda, davacının resen emekliye sevki için ön koşul olan, bekleme süresi dahil beş yıl içinde bir üst rütbeye terfi edip edemediği hususunun değerlendirilebilmesi için, 2014 yılı rütbe terfi dönemine ilişkin olarak hukuka uygun bir şekilde davalı idare tarafından kıdem ve liyakat yönünden yeniden terfi değerlendirilmesine alınıp alınmadığı, alınmış ise bir üst rütbeye terfi ettirilip ettirilmediği, terfi ettirilmemiş ise bu işleme karşı bir dava açıp açmadığı, 2015 yılında rütbe-terfi sözlü sınavında başarısız sayılmasına ilişkin işleme karşı açtığı davada ise, iptal kararı verilmesiyle davacının yeniden sözlü sınava alınıp alınmadığı, alındıysa bir üst rütbeye terfi ettirilip ettirilmediği, 2015 yılında terfi ettirilmemiş ise bu işleme karşı bir dava açıp açmadığı hususları araştırılarak bir karar verilmesi gerekirken, bu hususlar araştırılmadan karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu itibarla, dava konusu işlemin iptali, davacının işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının dava tarihi olan 08/10/2015 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte ödenmesi, özlük haklarının iadesi yönündeki İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline, davacının işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının dava tarihi olan 08/10/2015 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte ödenmesine, özlük haklarının iadesine ilişkin …İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu …Bölge İdare Mahkemesi …İdari Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın …Bölge İdare Mahkemesi …İdari Dava Dairesine gönderilmesine, (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere) 09/06/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.




(X) KARŞI OY :

Temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşüncesiyle aksi yönde oluşan çoğunluk görüşüne katılmıyorum.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi