Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2017/779 Esas 2020/2998 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/779
Karar No: 2020/2998
Karar Tarihi: 14.09.2020

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2017/779 Esas 2020/2998 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, miras bırakanlarının maliki olduğu taşınmazların tescilinin sağlanabilmesi amacı ile kazandırıcı eklemeli zilyetliğe dayanarak tescile karar verilmesini talep ettiği ancak mahkemece davanın usulden reddine karar verildiği belirtiliyor. Mahkemece taşınmaz bölümünün davacıya nasıl intikal ettiği açıklığa kavuşturulmadan karar verilmesi sonucun yerinde olup olmadığına dair kuşkular olduğu ifade ediliyor. Mahkemece bu yönlerin göz ardı edildiği için yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz bulunuyor ve davacının temyiz itirazları yerinde görülerek hüküm BOZULUYOR. Kanun maddeleri olarak 4342, 4753 ve 5618 sayılı Yasaların bölgede yetkili idari merciler tarafından mera tahsisi yapılıp yapılmadığının sorulması gerektiği belirtiliyor.
16. Hukuk Dairesi         2017/779 E.  ,  2020/2998 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Yargıtay bozma ilamında özetle; "Mahkemece yapılan araştırmanın hüküm kurmak için yeterli olmadığı belirtildikten sonra, taşınmazın hangi tarihte ve hangi nedenle tescil harici brakıldığının Kadastro Müdürlüğünden sorulması, taşınmaza komşu 1630 parsel sayılı taşınmaza ait kadastro tutanak örneği ile varsa dayanağı belgelerin getirtilmesi, bölgede yetkili idari merciler tarafından 4342, 4753 ve 5618 sayılı Yasalar uyarınca mera tahsisi yapılıp yapılmadığının İl Tarım ve İl Özel İdare Müdürlüğü ile Kaymakamlık"tan sorularak yapılmış ise buna dair belgelerin getirtilmesi, sonrasında bir arazinin kullanım süresi ile niteliğini en iyi belirleme yönteminin hava fotoğraflarının incelenmesi olduğu gözetilerek, dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı evreye ilişkin stereoskopik çift hava fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığından, aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftaların ise İl Kadastro Müdürlüğü"nden getirtilerek dosya arasına konulması, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle; aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları, fen bilirkişisi ve 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu huzuruyla keşif yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, davacının, miras bırakanlarının maliki (dede-baba) olduğu taşınmazların tescilinin sağlanabilmesi amacı ile kazandırıcı eklemeli zilyetliğe dayanarak tescile karar verilmesini talep ettiği, iştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi bir terekede mirasçılardan birinin, tapusuz taşınmazın tesciline ilişkin sadece kendi adına talepte bulunmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Elbirliği mülkiyeti devam ettiği sürece tabi taşınmazlar üzerinde zilyet olan mirasçıların zilyetlik yolu ile taşınmaz kazanmalarının mümkün bulunmadığı kuşkusuz olup bu husus mahkemenin de kabulündedir. Ne var ki davacı, çekişmeli taşınmazın öncesinin dedesine ve babasına ait olduğunu, onlardan da kendisine intikal ettiğini iddia ederek kendi adına tescili istemiyle dava açmış ise de, dedesinden babasına ondan da kendisine intikal şekli konusunda herhangi bir açıklamada bulunmamış olduğu halde, mahkemece taşınmaz bölümünün davacıya ne şekilde intikal ettiği, taşınmazın dava tarihi itibari ile tereke mali niteliğinde olup olmadığı açıklığa kavuşturulmadan karar verilmiş olması nedeniyle varılan sonucun yerinde olup olmadığı anlaşılamamaktadır.
    Hal böyle olunca doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece öncelikle davacıya, çekişmeli taşınmazın dedesinden babasına ve ondan da kendisine ne şekilde intikal ettiği sorulup açıklattırılmalı; satış, bağış, paylaştırma ve benzeri bir hukuki işlem neticesinde intikal ettiği ya da murisin ölümünden sonra mirasçılar arasında yapılan taksim neticesinde taşınmazın kendisine isabet ettiğini iddia etmesi halinde, bu konunun ispatı açısından kendisine delil bildirme imkanı tanınmalı; bildirmesi halinde delilleri toplanıp değerlendirilerek çekişmeli taşınmaz bölümünde lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, tespit edilmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de; keşif mahallinde dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıkların, taşınmazın davacının murisleri tarafından kullanıldığı, daha sonra mirasçılar arasında yapılan paylaşma neticesinde davacıya isabet ettiği yönündeki beyanlarına hangi sebeple itibar edilmediğinin gerekçede tartışılmamış olması dahi isabetsiz olup, davacının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.09.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.