21. Hukuk Dairesi 2017/5898 E. , 2018/6657 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacı, davalılardan iş verene ait iş yerinde 20.09.1995 – 15.04.2001 tarihleri arasında çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı ve davalılardan Belediye Başkanlığı vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı ... vekilinin tüm, davacının ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, davacının 20/09/1995 - 15/04/2001 tarihleri arasında davalı Belediyede geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.
Bozmaya uyan mahkeme bozma gereklerini yerine getirmek zorundadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Öte yandan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/8. maddelerine göre Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır. Yasada yer alan 5 yıllık süre hak düşürücü olup mahkeme tarafından kendiliğinden nazara alınması gerektiği gibi davacının aynı işyerinde çalışmasını sürdürmesinin veya 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde tekrar aynı işyerine girerek çalışmasının, hak düşürücü sürenin işlemesine engel olmayacağı ve hak düşürücü sürenin, kesilmesi ve durmasının mümkün bulunmadığı hukuksal gerçeği de ortadadır.
İşverenin, çalıştırmış olduğu sigortalılara ait hangi belgeleri Kuruma vermesi gerektiği Kanun"un 79/1.maddesinde açıkça ifade edildiği üzere yönetmeliğe bırakılmıştır. Atıf yapılan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği"nin dördüncü kısmında işverence verilecek belgeler düzenlenmiştir. Bunlar, aylık sigorta primleri bildirgesi (SSİYön.Madde16) , dört aylık sigorta primleri bordrosu (SSİYön. Madde 17), sigortalı hesap fişi (SSİY. Yön. Madde 18) vs.dir. Yönetmelikte sayılan bu belgelerden birisinin dahi verilmiş olması halinde artık Kanun"un 79/10 (eski 8) maddesinde yer alan hak düşürücü süreden söz edilemez. Yargıtay uygulamasında anılan maddenin yorumu geniş tutulmakta; eğer sayılan belgelerden birisi işveren tarafından verilmişse burada Kurumun işçinin çalışmasından haberdar olduğu ve artık hizmet tespiti davası için hak düşürücü sürenin varlığından söz edilemeyeceği kabul edilmektedir.
Maddede belirtildiği üzere yönetmelikle tespit edilen belgelerin (işe giriş bildirgesi) verilmesi durumunda hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği gibi çalışmaların sigorta müfettiş raporu ile saptanması durumunda da hak düşürücü sürenin geçtiğinden sözedilemeyeceği açıktır. Davacıya ödenen ücretten sigorta primi kesilen hallerde, davacının iş ve sosyal sigorta mevzuatının öngördüğü sigorta hak ve yükümlülüklerini yerine getirmesi nedeniyle Kurumun Yasa"dan kaynaklanan denetim ve inceleme görevini yapmaması karşısında hak düşürücü sürenin işlemeyeceği kabul edilmelidir.
Davacının çalışmalarının geçtiğini ileri sürdüğü işyeri Belediye olup bir kamu kuruluşudur. Bu nedenle, davalı işyerinde resmi kayıtlara dayanılması ve ücretin yazılı belge ile ödenmesi esastır. Kuruma hizmet bildirilmeyen dönemlerdeki ücret belgeleri ve bu dönemde davacıya ücret ödenip ödenmediği, ödeme yapılmışsa kim tarafından ödendiğinin araştırılması gerekir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 01/09/1995-01/09/1996 tarihleri arasındaki çalışmasının dava dışı işyerinden bildirildiği, 20/04/2001 tarihinden itibaren davalı ..."ye ait işyerinden çalışmalarının bildirilmeye başlandığı, dosya kapsamındaki 1996/9-2000/11. aylar arasındaki bir kısım ücret bordroları fotokopilerinde davacının ismi ve imzası bulunmakta olup davalı ... tarafından arşiv kayıtlarının düzgün tutulmaması nedeniyle ücret bordroların bir kısmına ulaşılamadığını ve bordroların asıllarının bulunamadığının bildirildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, uyulmasına karar verilen bozma ilamında " her yönden denetime elverişli imzalı ücret bordroları getirtilmeden eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması hatalı olduğu " belirtilmesine rağmen ücret bordrolarının asılları yönünden detaylı bir araştırma yapılmadan, dosya kapsamında davacının ismi ve imzası bölümlerini içeren ancak davacıya yapılan ödemelerden sigorta primi kesilip kesilmediğine ilişkin bölümleri içermeyen ve fotokopi olduğu anlaşılan ücret bordrolar ile yetinilerek yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, davalı ..."den uyuşmazlık konusu dönemin tamamına ait ücret bordrolarının asılları yönünde detaylı bir araştırma yapmasını istemek ve gerektiğinde keşif yaparak ücret bordrolarının davalı işyerinde bulunup bulunmadığını tespit etmek ayrıca başka sigortalıların açtığı ,davalısı aynı Belediye olan ve Dairemizin temyiz incelemesinden geçen bir çok dava dosyası bulunduğu göz önüne alınarak, uyuşmazlık konusu dönem bordrolarının asılları veya davacıya yapılan ödemelerden sigorta primi kesilip kesilmediğini gösterir fotokopilerilerin diğer dava dosyalarının arasında bulunup bulunmadığını tespit etmek ve kamu kurumu olan davalı ... tarafından davacıya ödenen ücretten sigorta primi kesilen hallerde hak düşürücü sürenin işlemeyeceği ve davalı işyerinde resmi kayıtlara dayanılması ve ücretin yazılı belge ile ödenmesi gerektiği ve hizmet tespiti davalarının niteliği gereği re"sen delil araştırması ilkesi de gözetilerek çalışıldığı iddia edilen süreleri, davacının çalışmasının mevsimlik olup olmadığı yönünde şüpheye yer vermeyecek şekilde tüm delilleri toplayıp bunları birlikte değerlendirerek sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davalılardan Belediye Başkanlığı"na yükletilmesine
25/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.