9. Hukuk Dairesi 2010/45479 E. , 2013/5655 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, ücret alacağı, dini ve milli bayram ücreti, genel tatil ücreti ile yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalılardan ...Nakliyat A.Ş. avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A)Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerine 08.10.1998 tarihinde girdiğini, trasport şoförü olarak çalıştığını, aylık gelirinin asgari ücret + sefer primlerinden oluştuğunu, ayda 1-1.5 yurtdışı seferi yapan müvekkiline sefer başına 500- Euro sefer pirimi ödendiğini, hizmet süresini kapsayan asgari ücret tutarlarının ise ceza ismi altında yapılan haksız kesintiler sebebiyle hiç ödenmediğini, Danimarka seferi sonrası yurda dönen vekiline şirket yetkililerince bundan böyle yurt içinde çalışacağının ve asgari ücret alacağının söylendiğini ve... plakalı çekicinin elinden alındığını, bu aracın 11.12.2004 tarihinde bir başka şoför ile sefere gönderildiğini, müvekkilinin iş şartlarındaki bu olumsuz değişikliği kabul etmemesi üzerine iş akdinin 11.12.2004 tarihinde işverence feshedildiğini ve ihtarname ile kıdem ve ihbar tazminatı ve diğer işçilik alacakları karşılığı 37.500- TL nin ödenmesi talebinde bulunduklarını beyanla; kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti ve maaş alacakları karşılığı 1.500- TL nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
B)Davalı Cevabının Özeti:
Davalı ...... Milletlerarası Nakliyat A.Ş. Vekili cevabında; davacının hiçbir zaman müvekkili şirkette isçi statüsünde çalışmadığını, aralarında hizmet akdi kurulmadığını, davanın husumet yönünden reddi gerektiğini savunmuştur.
Dahili davalı... Milletlerarası Nakliyat ve Ticaret A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde; kıdem ve ihbar tazminatı alacakları yönünden davanın zamanaşımına uğradığını, davacının müvekkili şirkete 08.10.1998 tarihinde girdiğini, iş akdini feshettiği 14.01.2005 tarihine kadar çalıştığını, davacının 14.01.2005 tarihinde şirket insan kaynakları müdürlüğüne müracaat ederek artık çalışmak istemediğini belirttiğini ve istifa dilekçesi vererek iş akdini sona erdirdiğini, sunduğu ibraname ile de şirketi ibra ettiğini, fazla mesai iddiasının ve fesihle ilgili iddiaların doğru olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur,
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı, davalı ...... Milletlerarası Nakliyat A.Ş. temyiz etmiştir
E) Gerekçe:
Bir kişinin belli bir davada gerçekten davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı hususu usul hukuku değil, dava konusu hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk meselesidir. Bir davanın tarafları o davada gerçekten taraf sıfatına sahip değilse, mahkeme dava konusu hakkın esasına girip karar veremez. Davayı sıfat yokluğundan reddetmesi gerekir. Davacı olma sıfatı dava konusu hakkın sahibine davalı sıfatı ise sübjektif hak kendisinden istenebilecek kişiye aittir. Kuşkusuz bu hak sözleşmeden, haksız fiilden, sebepsiz iktisaptan veya kanundan doğabilir.
Bir alacak davasında davalı olma sıfatı o alacağın gerçek borçlusuna aittir. Alacak davası, o alacağın gerçek borçlusundan başka bir kişiye karşı açılırsa, dava konusu alacağın mevcut olmadığından dolayı değil, davalının davalı sıfatına sahip olmadığından dolayı reddedilir.
Taraf sıfatı dava şartı değildir. Ancak taraf sıfatı itiraz niteliğinde olduğundan hakim diğer itirazlar gibi dosyadan anlaşılabildiği sürece resen dikkate alır.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 124. Maddesi ile bir davada taraf değişikliğinin, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkün olduğu, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebinin, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilebileceği, dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde hâkimin karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebileceği düzenlenmiştir.
Hasımda yanılma halinde taraf değişikliği karşı tarafın muvafakati ile gerçekleştirilebilirken maddi hata bulunması, dürüstlük kuralına aykırı olmaması veya hasımda yanlışlığın kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde ise karşı tarafın muvafakati aranmaksızın hakim tarafından kabul edilmek suretiyle yapılabilmektedir.
Somut olayda; davacının çalışmaları dava dışı... A.Ş. den kuruma bildirilmiş, istifa ve ibraname de bu şirkete hitaben yazılmış olup, yerel mahkemece davalı hakkında tahsile karar verilmişse de, bu iki şirket arasında ne tür bir ilişki olduğu, organik bağ bulunup bulunmadığı, birlikte istihdam olgusunun olup olmadığı ya da bu şirketlerin arasındaki ilişkinin muvaazaya dayanıp dayanmadığı yeterince araştırılıp, tartışılmadan işveren olmadığını savunan davalı hakkında hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 13/02/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.